Ölüm orucunda hayatını kaybeden Ebru Timtik için İstanbul Barosu'na asılan pankartı gündeme getirdi ve 'avukatlıktan men etme' düzenlemesi getirileceğine dair sinyal verdi.
Erdoğan, ölüm orucunda vefat eden Ebru Timtik’in fotoğrafının yer aldığı pankartın İstanbul Barosu binasına asılmasından bahsetti ve avukatlıktan men kararları verilmesi için düzenleme yapılacağına dair işaret verdi.
Beştepe’deki adli yıl açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
İFADE HÜRRİYETİ
Son 18 yıldır her alanda kesintisiz bir şekilde gerçekleştirdiğimiz reformların en yoğun yaşandığı alanların başında yargı geliyor. Amacımız güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemini tüm kuru ve kurallarıyla tesis etmektir. Attığımız her adımda demokrasinin güçlendirilmesini hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesini hedefliyoruz. İfade hürriyetinin bir parçası olan eleştiri ve haber verme hakkının mevzuatında daha güçlü bir temele sahip olmasını sağladık. Beklentimiz bu düzenleme sayesinde hukuk yargılamalarının çok daha kısa sürece sonuçlanmasıdır. Halen çalışmaları süren insan hakları eylem planını bu yıl içinde neticelendirmek istiyoruz. Bu planın hayata geçmesiyle ülke içinde ve uluslararası alanda maruz kaldığımız pek çok sıkıntıyı da çözeceğimize inanıyorum.
TERÖR ÖRGÜTLERİYLE İŞÇİ DIŞLI SUÇLAMASI
Barolarla ilgili rahatsızlığımı iletmek istiyorum. Şehit savcımız Mehmet Selim Kiraz’ı katleden terör örgütü mensuplarına destek için açlık grevine giden avukatları bu kararlarından vazgeçirmek için, devlet üzerine düşeni yapmıştır. İstanbul Barosu’na asılan pankartın, şehidimizin (Savcı Mehmet Selim Kiraz) kemiklerini sızlatmanın ötesinde anlamları olduğunu düşünüyoruz. Diğer kurumlarda terör örgütleriyle böylesine içli-dışlı olan kişiler nasıl mesleklerinden men edilebiliyorsa, avukatlar için de böyle bir yöntemin gerekip gerekmediği tartışılmalıdır.
BUNUN BEDELİ OLMALIDIR
Teröristlerin avukatlığını yapanın teröristliğe soyunması mümkün değildir. Şayet yaparsa bunun bir bedeli olmalıdır. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle çarpık bir duruma izin verilemez. Önümüzdeki dönemde avukatlıktan teröristliğe uzanan bu kanlı yolun önünü kesmek için gerekeni yapacağız. Hakimin, savcının, polisin, askerin yapamadığını, kamusal bir vazife icra eden avukat da yapmamalıdır. Yargının hiçbir unsuru, herhangi bir ideolojinin emrine giremez. Yargının tek ideolojisi adalet olmak zorundadır. Bir adalet kurumu olması gereken kimi baroların, terör örgütlerinin arka bahçesi, propaganda aracı, yasadışı faaliyetlerinin kılıfı haline dönüşmesi çok acıdır. Uyuşturucu baronunu savunan avukat uyuşturucu tüccarlığına, katili savunan avukat cana kast etmeye, hırsızı savunan avukat hırsızlığa kalkışmıyorsa, teröristin avukatlığını yapanın da teröristliğe soyunması mümkün değildir.
BARO ‘BİZ ASMADIK’ DEMİŞTİ
İstanbul Barosu, ölüm orucunda hayatını kaybeden avukat Ebru Timtik’in fotoğrafının baroya asılmasına ilişkin, “Dün İstanbul Barosu önünde yapılan anma sırasında, Av. Ebru Timtik’in posteri Baro tarafından asılmamıştır. Poster ‘baro görevlilerine rağmen’ Müdür Yardımcısının odasına girilerek asılmıştır” demişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan törende Doğu Akdeniz’deki gerilime ilişkin ise şöyle konuştu:
MODERN SÖMÜRGECİLİK ÖRNEĞİDİR
Doğu Akdeniz’deki egedeki faaliyetlerimizin de özünde hak ve adalet arayışı vardır. Türkiye’yi 780 bin metrekarelik devasa büyüklüğüne bakmadan 10 kilometrekarelik bir ada üzerinden kıyılarına hapsetme girişimi haksızlığın en açık ifadesidir. Çevresindeki her ülkenin hakkı olan Akdeniz’in zenginliklerinin üzerine adeta çökme çabası tam bir modern sömürgecilik örneğidir. Tarih boyunca hep başkalarının arkasına saklanarak varlığını sürdürmüş bir devleti önümüze atarak kendi gizli emellerini gerçekleştirmeye çalışanların yaptıkları da en büyük adaletsizliktir. Biz artık bu gölge oyunundan bıktık. Kendine bile hayrı olmayan bir devleti Türkiye gibi kürsel bir gücün önüne atıp yem etmeye çalışmak artık komik kaçmaya başladı.