Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, partiye katılan Mehmet Ali Çelebi'ye ve eşine çocuk yapma konusunda "Sayıları artırmak lazım, bak PKK'nın 5 tane 10 tane 15 tane var" demesinin ardından Kürtleri kastettiğine yönelik yorumlar hakkında "Ben her zaman açık açık en az 3 çocuk diyorum zaten. Bu benim gizli bir politikam değil ki. Onların istismarına cevap yetiştirmeye de gerek yok" dedi. Erdoğan, TSK'nın PKK'ya karşı kimyasal silah kullandığına yönelik iddiaları da "namussuzluk" olarak değerlendirdi ve "Arkadaşlar hemen süratle davaları açtılar ve bunun peşini kesinlikle bırakmayacağız" diye konuştu.
Azerbaycan ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, iç ve dış politikadaki son gelişmeleri değerlendirdi.
Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "Mehmet Ali Çelebi’nin AK Parti'ye katılım töreninde çok çocuk tavsiyesinde bulundunuz. Buradaki bir ifadeniz üzerinden HDP, CHP, Gelecek, Deva gibi partiler bunu istismar ettiler, 'Kürtlere yönelik söyledi' dediler. Kürtleri mi orada kastettiniz?" diye sordu. Erdoğan, "Ben her zaman açık açık en az 3 çocuk diyorum zaten. Bu benim gizli bir politikam değil ki. Böyle bir şeyi hiçbir zaman gizlemedim zaten. Orada da söylediğim çok açık lakin onların istismarı bitmez. Onların istismarına cevap yetiştirmeye de gerek yok" yanıtını verdi.
"Silahlı Kuvvetlerimizin bugüne kadar kimyasal silah kullanmak gibi bir taksiratı yoktur"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TSK'nın PKK'ya yönelik kimyasal silah kullandığına yönelik iddialar hakkında da şöyle konuştu:
"Bu konuyla ilgili arkadaşlarıma da söyledim ve Hulusi Paşa ile de bunu tekrar tekrar konuştuk. Arkadaşlar hemen süratle davaları açtılar ve bunun peşini kesinlikle bırakmayacağız. Hem tazminat hem ağır ceza davaları açarak üzerine üzerine gideceğiz. Silahlı Kuvvetlerimizin bugüne kadar kimyasal silah kullanmak gibi bir taksiratı yoktur. Attığı bütün adımları uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa bu çerçevede atmıştır ve bu çerçevede atmaya da devam edecektir. Bu, bunların namussuzluklarındandır, ahlaksızlıklarındandır. Bunlar ilk defa da bu iftiraları atıyor değiller. Bunlar densizdir, bunlar ahlaksızdır. Ordumuza hep attıkları çamur budur. Çamur at, tutmazsa iz bırakır diye düşünüyorlar. Bu komünizmin, komünistlerin de en önemli şiarıdır. Bunlar da onların artıkları olduğu için bu tür iftiraları her zaman atacaklardır. Biz de hukuk içerisinde ne gerekiyorsa bunlara bunun hesabını orada soracağız."
Kılıçdaroğlu'na yanıt: Böyle sağa sola topu atmakla işi kurtaramaz
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu adaylığa davet etmesi sonrası CHP liderinin kendisini televizyonda tartışmaya çağırmasını da şöyle yorumladı:
"Böyle sağa sola topu atmakla işi kurtaramaz. Zira futbolu ondan çok çok iyi bilirim. O, bu işin çok acemisi. Kim kalede, kim orta sahada, kim geri dörtlüde veya kim forvette oynaması gerekir bunu bilmez. Lefter’i kaleci olarak tanıtan bir adamdan bir şey olmaz."
"İş birliğimizi 'tek millet iki devlet' şiarıyla her alanda daha da güçlendirmekte kararlıyız"
Erdoğan, Azerbaycan ziyaretine ilişkin olarak şu değerlendirmeyi yaptı:
"Kardeş Azerbaycan’ın Zengilan ve Cebrayıl şehirlerine gerçekleştirdiğimiz çalışma ziyaretini hamdolsun başarıyla tamamladık. Zengilan Uluslararası Havalimanı’nın açılışını aziz kardeşim İlham Aliyev ile birlikte gerçekleştirdik. Son derece önemli bir konumda bulunan Zengilan’da yapımı tamamlanan havalimanı sadece Azerbaycan için değil tüm bölge için önemli bir katma değer teşkil edecektir. Bölgenin dünya ile bağlantısının yeniden tesisi ve ulaştırma hatlarının kuvvetlendirilmesi, stratejik hamlelerdir. İnşallah bu atılımları seneye Laçın Havalimanı’nı da hizmete açarak taçlandıracağız. Ayrıca Karabağ Cebrayıl Orman Eğitim Merkezi ve Fidanlığı’nın da temelini attık. Zengilan Akıllı Tarım Köyü Projesi’nin ilk etabının açılışını yaptık. Dost Agropark’ın temelini de geçen sene aziz kardeşimle birlikte atmıştık. Organik tarım ve hayvancılığın yanı sıra gıda işleme faaliyetlerinin de yapılacağı bu modern tesis, kırsal kalkınma çalışmalarına büyük katkı sağlayacaktır.
Azerbaycanlı kardeşlerimiz işgalden kurtarılan topraklarında başlattıkları imar ve kalkınma hamlelerini süratle devam ettiriyor. Geçen sene Şuşa ve Fuzuli’yi ziyaret ettiğimizde azat edilen topraklardaki çalışmaları yerinde incelemiştik. Bir yıl sonra Karabağ’ın geldiği noktayı görmek, günden güne gelişimine şahit olmak, doğrusu beni son derece mutlu etti. Bu projelerde kurumlarımızın ve Türk şirketlerinin payının olması bizler için ayrı bir iftihar kaynağıdır. Bu vesileyle başta İlham kardeşim olmak üzere tüm Azerbaycan halkını bir kez daha tebrik ediyorum. Azerbaycan’ın yatırım hamleleriyle Karabağ’ın kısa süre içinde bölgenin parlayan yıldızı olacağına inanıyorum.
Ziyaretimizde ayrıca ikili ilişkilerimizi, bölgesel ve uluslararası gelişmeleri İlham Aliyev kardeşimle yaptığımız görüşmede ele aldık. Güney Kafkasya’ya yönelik ortak vizyonumuzun barış, istikrar ve kalkınma temelinde inşa edildiğini bir kez daha teyit ettik. Sınırların belirlenmesi, Nahçıvan ve Azerbaycan’ın batı bölgeleri arasındaki bağlantı yolunun açılması ve barış anlaşmasının imzalanması bölgenin normalleşmesi için mühim adımları teşkil edecektir. Büyük bedeller ödenerek uzun yıllar sonra bölgede kalıcı barış şansı yakalanmıştır. Biz tüm samimiyetimizle Ermenistan’ın bu tarihi fırsatı değerlendirmesini bekliyoruz. Azerbaycan-Ermenistan müzakerelerindeki ilerlemenin Türkiye-Ermenistan arasındaki normalleşme sürecine de müspet katkı yapacağı şüphesizdir. Kardeş Azerbaycan ile iş birliğimizi “tek millet iki devlet” şiarıyla her alanda daha da güçlendirmekte kararlıyız. Ziyaretimin sadece ikili ilişkilerimiz bakımından değil tüm bölgemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum."
Tahıl koridoru açıklaması
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tahıl koridoru süresinin uzatılması noktasında Rusya'dan net bir yanıt alıp almadığı sorusu üzerine şunları söyledi:
"Karadeniz tahıl koridoru inisiyatifi kapsamında 20 Ekim 2022 tarihi itibarıyla 363 gemi 8 milyon ton tahıl ve diğer gıda ürünleri dünya piyasalarına arz edildi. Ukrayna limanlarından yapılan sevkiyatın yüzde 62’si Avrupa, yüzde 19,5’i Asya, yüzde 13’ü Afrika, yüzde 5,3’ü Orta Doğu ülkelerine ulaştı. En az gelişmiş ülkelere ise 454 bin 626 ton buğday sevk edildi; bu miktar sadece yüzde 5,7’sine karşılık geliyor. Ürün olarak mısır, buğday, ayçiçeği yağı, kolza tohumu ve ayçiçeği küspesi öne çıkıyor. Bu ürünlerin toplam içindeki payı yüzde 96 civarında. Sevkiyat anlaşmasını uzatma noktasında herhangi bir mâni söz konusu değil. Dün akşam Zelenski ile yaptığım görüşmede de Sayın Putin ile yaptığım görüşmede de yine bunu gördüm. Ama bu arada herhangi bir tıkanma olursa aşmamıza mâni bir hal de yok. "
"Her iki tarafın ciddi kayıpları oluyor, inanıyorum ki barışın kaybedeni olmayacaktır"
Erdoğan, Ukrayna-Rusya savaşıdaki arabuluculuk rolü hakkında gelen soruyu şöyle yanıtladı:
"Bu konuyla ilgili ben Sayın Putin’in de şu anda geçmişe göre çok daha yumuşak, çok daha görüşmelere açık olduğunu gördüm. Önümüzdeki günlerde yapacağımız telefon diplomasisiyle bunların nereye varabileceğini her iki liderden de dinlemek suretiyle göreceğiz. Dün Zelenski ile yaptığım görüşmede onda da böyle bir tıkanmanın olmadığını, onun da bu işi aşmaktan yana olduğunu hissettim. Umutsuz değiliz. Temennimiz odur ki iki lideri de bir araya getirmek suretiyle yola barış için devam edelim. Çünkü her iki tarafın ciddi kayıpları oluyor. İnanıyorum ki barışın kaybedeni olmayacaktır."
"Türkiye doğalgaz hub’ı olursa..."
Erdoğan, Avrupa'nın Türkiye'den doğalgaz temin etme tartışmaları hakkında da şöyle konuştu:
"Bunlar şu andan itibaren tabii ki Rusya’dan istedikleri anda istedikleri gibi doğalgaz temin edemiyorlar. Beklentileri nedir? Türkiye bu işin hub’ı olursa, Türkiye’den bu tür doğalgaz talepleri karşılık bulur mu, bulmaz mı; bunu gidermektir. Aynı şekilde tabii Azerbaycan’dan da yani TANAP’tan bu noktada doğalgaz talebinde bir temin olur mu olmaz mı? Bu konuda da İlham Aliyev kardeşimin olumlu baktığını görüyorum. Bunların değerlendirmesini yapıp ona göre de gelişen süreci değerlendirip adımlarımızı biz de atacağız."
"S-400’lerde olduğu gibi biz Amerika’nın dışında da alternatiflerle görüşüyoruz"
Erdoğan, ABD'nin Türkiye'ye F-16 satma konusundaki son gelişmeler hakkında da şöyle konuştu:
"Malumunuz olduğu üzere F-16 ile ilgili çalışmalarımız geçen sene başlatıldı ve şu anda da bu süreç normal planlandığı şekilde devam ediyor. Amerikan Savunma Bakanı da Milli Savunma Bakanımızla görüşmelerinde yönetim olarak, bakanlık olarak, askeri olarak bunu desteklediklerini ifade ediyor. Daha önce de Milli Savunma Bakanlığımız bu konuda üçü Türkiye’de biri Amerika’da olmak üzere heyetler arası dört toplantı yaptı. Prosedür devam ediyor. Bu Menendez gibi senatörlerin ifadeleri kendi şahsi görüşüdür, şahsi iddialarıdır; herhangi bir şekilde kurumsal bir durumu yansıtmıyor. Ayrıca bunların Yunanistan ile olan münasebetleri de ayrı bir inceleme konusu; niye bu kadar tarafgirler bu konuda? Yine geçtiğimiz günlerde NATO’daki Savunma Bakanları toplantısında Stoltenberg de bizzat bu konuda açık ve net bir şekilde tarafsızlığını ifade etti; F-16’ların Türkiye’ye verilmesinin sadece Türkiye için değil NATO için de önemli bir hadise olduğunu, Türkiye ne kadar güçlü ne kadar hazır olursa NATO’nun da ortalama değerinin bu şekilde yükseleceğini belirtti. Dolayısıyla biz gelişmeleri, süreci yakından takip ediyoruz. Olumlu şekilde sonuçlanması için yapılacak ne varsa yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Fakat diğer taraftan da dünya pazarı geniş, dolayısıyla çeşitli çözümler de mevcut. Tek başına Menendez’in karşı çıkması bu işi engellemez. Herkes teklif verebilir lakin yasa tasarısının Kongre’den geçmesi gerekir ki şu andaki atmosfer öyle değil. Yani bir kişinin karşı çıkmasıyla olmaz. Diğer taraftan yönetim de zaten olumlu istikamette gerekli adımları atıyor. Benim de son Amerika ziyaretimde Senato temsilcileriyle de Kongre temsilcileriyle de gayet olumlu bazı görüşmelerim oldu. Bu görüşmelerde “Ben bizzat Menendez ile de görüşeceğim” diyen senatörleri de gördüm ve Menendez’in bu yaklaşımlarını kabul etmediklerini gördüm. Dolayısıyla da burada bütün mesele Kongre’nin de Senato’nun da geneli itibarıyla nasıl bir tavır alacağıdır. Şu an itibarıyla yönetimin bakışı olumlu istikamette gelişiyor. Tabii bizim için tek çıkış yolu Amerika değildir. Gerektiğinde aynen S400’lerde olduğu gibi biz Amerika’nın dışında da alternatiflerle görüşüyoruz. Oralardan da bu işin temini yoluna gideriz. Elimizde bu tür alternatifler de var."