Birleşik Haziran Hareketi’nin (BHH) çağrısıyla 13 Şubat 2015’te İzmir Basmane meydanından Konak’ta bulunan Valilik binasına ‘laik eğitim’ talebiyle yapılan yürüyüşte polis, göstericilere dağılmaları yönünde uyarı yaptı. Uyarıya rağmen yürüyüşe devam eden göstericilere polis müdahale etti, çıkan olaylarda 58 kişi gözaltına alındı. Aralarında Eğitim-Sen’in İzmir’deki şube başkanlarının da bulunduğu 9 eğitimciye ise “emre uymamak” kabahatinden 208’er lira idari para cezası verildi.
Ayrıca, daha sonra, eyleme katılan 94 kişi hakkında Toplantı ve Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten dava açıldı. Para cezasına itiraz eden eğitimciler, itirazlarının sulh ceza hakimliğince reddedilmesi üzerine konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Başvuruyu inceleyip kabul eden yüksek mahkeme, dosyayı “toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı” kapsamında değerlendirmeye aldı. Adalet Bakanlığı’nın yüksek mahkemeye gönderdiği savunmada, söz konusu olayda toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kısıtlanmadığı, valilik kararı ile toplantı ve gösterilere yasaklanan bir alanda yapılan açıklamanın “kamu düzeninin bozulma tehlikesi” yarattığı gerekçesiyle idari para cezası verildiği ifade edildi. Bakanlık, ayrıca, verilen para cezasının “cüzi bir miktar” olduğunu, hak ve özgürlükleri ihlal etmediğini savundu. Aralarında dönemin Eğitim Sen 1, 2 ve 5 no’lu şube başkanlarının da bulunduğu başvurucuların itirazlarını inceleyen yüksek mahkeme, “ihtara rağmen dağılmama” gerekçesiyle verilen para cezasının daha önce verilen bir emirle ilgili olarak uygulanabileceği, verilen cezada hangi emrin ne şekilde ihlal edildiğinin açıklanmadığı vurgulandı. Emre aykırı davranma fiilinin unsurlarının oluşmadığına karar veren Anayasa Mahkemesi, başvuruculara verilen idari cezanın, anayasa ile güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını ihlal ettiğine hükmetti. Yüksek mahkeme, dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine hükmetti.