Yaşadıkları Kütahya'dan Sındırgı'ya gelerek, soruşturma savcısına yaşanılanları anlatan çift, Özge'nin kandırılıp, kaçırıldığını ardından yaşlı bir kişiyle evlendirildiğini, gördüğü işkence nedeniyle felç kaldığını ve 4 ay boyunca bir odaya kilitlendiğini ileri sürdü. Anne Gülfer Aktaş, "Kızımı odunla, sopayla dövmüşler. Vücuduna sigara basıp, boğazını sıkmışlar. Benim çocuğum çok acı çekip, öldü. Su bile içemeden öldü. Yaşadıklarını ölmeden önce bize anlattı. Elimizde görüntüler var" dedi. Balıkesir'in Sındırgı ilçesindeki bir evde, 13 Temmuz günü, yarı baygın halde bulunan ve darbedilip, kollarında sigara söndürüldüğü ortaya çıkan Özge Sevinç (27), hastanedeki tedavisinin ardından götürüldüğü Kütahya'nın Simav ilçesi Karapınar köyündeki evinde 23 Temmuz günü, yaşamını yitirdi. Genç kadının anne-babası kızlarının işkenceyle öldürülmesiyle ilgili Simav Cumhuriyet Savcılığı'na şikayetçi oldu. Savcılık, dosyayı yetkisizlik kararı ile Sındırga Cumhuriyet Savcılığı'na gönderdi. Sevinç'in babası Ali Aktaş ile annesi Gülfer Aktaş, yaşadıkları Simav'dan Sındırga'ya giderek, savcılığa şikayetçi olarak ifade verdi.
‘KIZIMI KANDIRIP KAÇIRMIŞLAR’
Baba Ali Aktaş, 2 çocuk annesi kızının Akhisar Zeytinliova’da yaşayan İ.U. ile evliyken Cihan B. tarafından kandırılarak Sındırga'ya götürüldüğünü anlatarak, "Kızım küçük yaşta geçirdiği havale nedeniye biraz saftı. İlk eşiyle evliyken, olaydan 3 yıl önce Cihan B., kandırıp, Sındırgı’ya götürüyor. Daha sonra Cihan denilen kişi başka bir nedenle hapse giriyor. Kızımın yanına gittim, Ahmet S. isimli kişi sürekli evdeydi. Cihan B.'nin annesi Elif B.'ye ‘Dünür bu adam 60-70 yaşlarında, 24 saat evde ne yapıyor?’ diye sordum. Dostları olduğunu ve kendilerine yardım ettiğini söyledi. Cihan B. hapse girince kızım yanımıza dönmek istiyor ancak Elif B. kızımı dövüp, nisan ayında Ahmet S. ile evlendiriyor. Bizim sonradan haberimiz oldu. Kızımıza ulaşmak istediğimiz de bize, ‘Görüşmek istemiyor’ diyorlardı. Tüm bu yaşananlar dört ay içinde oldu” dedi. Anne Gülfer Aktaş ise şunları anlattı: "Kızım ayrılmak isteyince Ahmet S. kızımı dövüyor, kızım felç geçiriyor. Kızıma telefonla ulaştım, ‘Anne konuşamayacağım, çok hastayım’ dedi. Geçişler serbest kalınca, yanına gittim. Kızımın Ayşe ve Cengiz adlı 2 kişi tarafından Yılmaz A.’nın evine götürüldüğünü öğrendim. O eve gidip, kızımı götürmek istedim. Bana, ‘Gelmeyeceğim’ dedi. Ertesi gün tekrar gittim. Baygın haldeki kızımı ambulansla hastaneye getirdim. Kızım darbedildiğini söylemesine rağmen ifadesini alınmadı. ‘Balıkesir’e gidin’ dediler. Merhem ve ağrı kesici verip taburcu ettiler. Köye geldik çocuğum 2 gün sonra vefat etti.”
'ÇOCUĞUMA SAHİP ÇIKIN, KİMSEYE VERMEYİN' DEDİ
Anne Gülfer Aktaş, "Kızımı odunla, sopayla dövmüşler. Sigara basıp, boğazını sıkmışlar. Çocuğunu evlatlık vermek istemişler. Bunların hepsini ölmeden önce bize anlattı. Elimizde görüntüler var. Bunları da mahkemeye sunacağız. Bizim isteğimiz bu kişilerin cezalarını çekmeleri. Benim evde 1 yaşında torunum var. Benim çocuğum çok acı çekip, öldü. Su bile içemeden öldü. Boğazından su geçmiyordu. Bir kere kiraz götürmeye gittik; ‘Balıkesir’de hastanede’ dediler, görüştürmediler. Sonra bize, kilitli odada olduğunu söyledi. Dört ay kilitli odada tutmuşlar. Kızım bize ilk eşinden olan oğlunun babasının yanında kalmaya devam etmesini söyledi. Ancak kızını Cihan ve Elif B.’ye bırakmamamı, ona da zarar vereceklerini söyledi. ‘Anne benim çocuğuma sahip çıkın, kimseye vermeyin’ dedi. Çocuğumuzun vasiyetine saygı duyuyorum. Torunum bana 'anne' diyor. Onu bırakmayacağım, o benim Özgem. Onlar benim kızımı yaktı, Allah’ta onları yaksın” dedi.