DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, Türkiye’deki "yeni nesil suç örgütleri" konusunu TBMM gündemine taşıdı.
DEM Parti, son dönemlerde kamuoyunun dikkatini çeken bu suç yapılanmalarının yaygınlaşmasının nedenlerini belirleyip ortadan kaldırmak ve cezasızlık uygulamalarını sonlandırmak amacıyla TBMM Başkanlığı'na bir araştırma önergesi sundu.
Önergede şu ifadelere yer verildi:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na;
Her geçen gün yeni bir isimle medyaya yansıyan suç örgütlerinin Türkiye’deki yaygınlaşması, yalnızca suç ve şiddetle açıklanamaz; bu durum, toplumsal ve ekonomik çürümenin bir yansıması olarak öne çıkmaktadır. Bu çürümenin her alana sirayet etmesiyle gençlerin geleceğe dair olumlu beklentilerinde bir düşüş yaşanmakta, bu da alternatif yapılanmaların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Suç pratiklerinin cezasızlıkla sonuçlanması, bu yapıların sürdürülebilirliğini sağlarken toplumsal adaletin zedelenmesine yol açmaktadır. Bu bağlamda, yeni suç örgütlerine alan açan koşulların belirlenmesi, giderilmesi ve toplumsal adaleti zedeleyen cezasızlık uygulamalarının tespit edilerek gereğinin yapılması amacıyla Anayasa’nın 98. ve İçtüzüğün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını talep ediyoruz.
Gerekçe
Son yıllarda Türkiye’de gözlemlenen yeni nesil mafya gruplarının artışı, sadece suç ve şiddet olgularıyla sınırlı kalmayıp, derin toplumsal ve ekonomik çürümenin bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu grupların 1970’lerde, sol geleneğin güçlü olduğu, toplumsal dayanışmanın etkin olduğu mahallelerde yaygınlaşması tesadüf değildir. Bu mahalleler, 1 Mayıs, Gazi ve Gülsuyu gibi, İstanbul’a yoğun göçle birlikte, Kürtler, Aleviler, işçiler ve yoksulların kolektif emeğiyle oluşturulmuş yerlerdir. 1980 darbesi sonrası bu bölgeler, toplumsal yapının ve politik dinamiklerin hedefi haline gelmiş, sistematik baskılara maruz kalmıştır. Bu süreç, toplumsal dayanışma ve kolektif mücadele hafızasının kesintiye uğramasına ve mafyatik yapıların güçlenmesine neden olmuştur.
Artan ekonomik kriz, yüksek enflasyon, işsizlik ve yaşam standartlarındaki düşüş gibi durumlar, bu grupların çoğalmasında etkili olmaktadır. İktidarın ekonomik krizin etkilerini çözme konusundaki yetersizliği, toplumsal eşitlik dengesini ciddi şekilde sarsmıştır.
Bu ortamda gençler, eşit, adil ve iyi bir yaşam kurma araçlarından yoksun kalmaktadır. Eğitimin, fırsat eşitliğini sağlama gücü, günümüzdeki toplumsal çürümüşlük karşısında gençlerin geleceğe dair umutlarını korumak için yeterli olmamaktadır. Eşit bir başlangıç noktası olmayan eğitim süreci, kamu kaynaklarının bu eşitliği sağlamak için kullanılmaması, maddi nedenlerle eğitimden uzaklaşmak zorunda kalan gençler, iş edinim süreçlerindeki ayrımcılıklar ve kamudaki mülakatların kayırmacılık esasına göre yürütülmesi gibi meseleler, birçok genci dezavantajlı duruma düşürmektedir. Toplumsal çürümenin her alana yayılması ve geleceğe dair beklentilerin bu ilişkiler doğrultusunda şekillenmesi, gençleri alternatif ve daha kolay gelir, güç ve prestij edinme yollarına yöneltmektedir.
Yeni güç ilişkilerinin ve normların oluştuğu bu yapılanmalara katılım, çok küçük yaşlara kadar inmiştir. Bu gruplar yalnızca Türkiye sınırları içinde değil, uyuşturucu başta olmak üzere pek çok suçta uluslararası düzeyde etkinlik göstermektedir. İtalya’da yakalanan Barış Boyun’un kurduğu çeteye katılan bir gencin ifadesiyle, "ilk işlediğiniz suçta almadığınız cezanın cesareti" ifadesi bu gruplar arasında yaygınlık kazanmıştır. Son dönemlerde basında yer alan şiddet ve mafya ilişkilerine dair haberlerde, failin (ya da faillerin) çok sayıda suç kaydının bulunması bu ifadeyi doğrular niteliktedir. Türkiye’de, muhalif veya eleştirel bir sosyal medya paylaşımının gözaltına alınması veya tutuklanması durumu, ceza ve cezasızlık uygulamalarının yöneldiği kişilere ve gruplara göre farklılık gösterdiği ve orantısız bir şekilde uygulandığı açıktır.
Bu bağlamda, yeni suç örgütlerine zemin hazırlayan koşulların belirlenmesi, giderilmesi ve toplumsal adaleti zedeleyen cezasızlık uygulamalarının tespit edilerek gereğinin yapılması, gençlerin gelecek kaygılarını besleyen toplumsal sorunların belirlenip giderilmesi amacıyla Meclis Araştırması açılması elzemdir."