Deniz Zeyrek yazdı: Deli deliyi görünce

''Herkes günlerdir “Putin'i ne durdurur” sorusuna yanıt arıyor''

Rusya lideri Vladimir Putin, Ukrayna'ya dalmış elindeki devasa değneği sağa sola savuruyor. ABD başta olmak üzere “Batılı” ülkeler ise uzaktan “bak durmazsan şunu yaparız” diye bağırıyor ama nafile.

 

Herkes günlerdir “Putin'i ne durdurur” sorusuna yanıt arıyor.

Putin, Ukrayna'ya operasyon emrini verirken, Batı bloğunun sadece ekonomik ağırlıklı yaptırımları tercih edeceğini biliyordu. O yaptırımların ne olacağını da 2014'teki Kırım işgali sırasında görmüştü. Bu yüzden aradan geçen 8 yılda o yaptırımlara önlemlerini almıştı.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Önder Sezgi'yle Rusya ekonomisinin durumunu ve Putin'in geçen sürede aldığı önlemleri konuştuk. Çok ilginç tespitleri vardı

■ 2014'te Rusya'nın rezervleri 500 milyar dolardı. İşgal ve sonrasında 150 milyar doları harcamıştı. Aradan geçen 6 yılda Rusya rezervlerini 640 milyar dolara çıkardı. Buna bir de 180 milyar dolarlık varlık fonu hacmini ekleyin.

 Geçmişte Rusya'nın rezervinin yüzde 40'ı ABD dolarıydı. 2014'ten sonra Rusya Merkez Bankası bu rezervleri çeşitlendirdi ve ABD doları oranı
yüzde 16'ya kadar düşürdü.

■ Rusya'da 2014'ten sonra ciddi bir enflasyonla mücadele programı uygulandı. 2015'te yüzde 15 civarında olan yıllık enflasyonu 2017'de yüzde 2,5'e kadar indirmeyi başarmıştı.

 Rus şirketlerinin toplam kredi borçları arasında dolar borçlarının oranı yüzde 23'lere kadar düştü. Ülkedeki dolarizasyon sınırlandırıldı.

■ Rusya'nın elindeki döviz miktarı, bütün Forex yükümlülüklerini karşılayacak hale geldi.

 Bankacılık sistemi de kamunun elinde. Yabancı bankaların sistem içindeki oranı sadece yüzde 6.

■ Ben de bunlara petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki artışı ekleyeyim. Bu piyasadaki her artış, Rusya'ya ekonomik olarak büyük avantajlar sağlıyor. Enerji piyasası ayrıca Türkiye'nin de aralarında bulunduğu önemli Avrupa ülkelerinin Rusya'ya bağımlılığını artırıyor.

Ekonomik yaptırımların Ruble'nin değer kaybetmesi Rusya'nın kredi risk priminin yükselmesi gibi sonuçları elbette olacaktır. Ancak, biraz önce sıraladığım ekonomik koşullara bakınca, Batı bloğunun Rusya'nın dolara erişimini engelleyerek, Kuzey Akım 2 projesini durdurarak Putin'in Ukrayna'da yaptıklarını/yapacaklarını
engellemesini beklemek saflık olur.

Küresel ekonomiye olumsuz etkilerini düşünerek Rusya'nın uluslararası ödemeler sisteminden (SWIFT) çıkarılmasını dahi yaptırım listesine koyamayan Batı'nın Ukrayna halkına umut olmayacağı, Putin'in öyle ne olduğu dahi anlaşılamayan, denenmiş ve başarısız olmuş ekonomik yaptırımlarla durmayacağı açık.

O halde, başta sorduğum soruyu tekrar sorayım: Putin'i ne durdurur?

Bence yanıt açık. Anadolu'daki yaygın söylenişiyle deli ancak kendisi gibi bir deliyi görünce değneğini saklarmış.

Putin'i de ancak elindekinden daha büyük bir değnek gösteren başka bir deli durdurabilir. Öyle bir değnek batıda var ama onu kullanacak bir deli yok. İyi ki de yok!

Çünkü böyle bir adım, dünyayı felakete sürükleyebilir.

Putin bir süre karşısında değneğini saklamasını gerektirecek bir delinin olmadığı gerçeğiyle hareket edecek ve ne yazık ki yalnız bırakılan Ukrayna halkı o süre içinde ağır bir bedel ödeyecek.

En iyisi “savaşa hayır” bloğu

Kıdemli bir Türk diplomatla Rusya- Ukrayna krizini konuşuyorduk. “Konu Rusya'da bizdeki kadar konuşulmuyor” dedi. Gerçekten de öyle. Televizyon kanallarındaki özel yayınları izleyince Türkiye sanki askeri çatışmanın bir parçasıymış hissini yaşıyoruz.

Aslında askeri krizin parçası olmasak da çatışmaların ürettiği/üreteceği faturadan nasibimizi alacağız. Krizin olası etkilerine şöyle bir göz atalım:

■ Türkiye'ye gelen üç turistten biri Ukrayna ve Rusya'dan. Hem Rus hem Ukraynalı turistleri  kaybedersek faturamız en iyi senaryoyla 5, en kötü senaryoyla 10 milyar doları bulabilir.

■  Petrol fiyatları 90 dolarda seyrederse ekstra maliyeti 10 milyar dolar olacak.

■ Döviz kurundaki artışlar, Kur Korumalı Mevduat hesapları nedeniyle Hazine'ye maliyet çıkaracak. Dolar 14.2'yi gördüğünde KKM maliyeti 10 milyar lirayı bulmuştu. Kur 15'e çıkarsa bu rakam 43 milyar lira olacak.

 Kriz uzarsa ihracatımızı da vurabilir.

Bu ağır faturayı hesaba katarsak bizim için en iyisinin hem insani açıdan hem ekonomik açıdan “savaşa hayır” bloğunda kalmak olduğunu kolayca görebiliriz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.