Denizlerdeki Biyoçeşitlilikte Hızlı Kayıp: Derin Sular Tehlikede

Denizlerdeki biyoçeşitlilikte yaşanan hızlı kayıp endişe yaratıyor. Akdeniz Koruma Derneği'nin raporuna göre, deniz suyu sıcaklığındaki artışlar özellikle derin sularda canlıları tehdit ediyor. Biyoçeşitlilik kaybını durdurmak için daha fazla koruma alanı ve sürdürülebilir faaliyetler gerekiyor.

Denizlerdeki biyoçeşitlilik, hızlı bir kayıp süreciyle karşı karşıya. Akdeniz Koruma Derneği'nin verilerine göre, deniz suyu sıcaklığındaki artışlar özellikle derin sularda yaşamı tehdit ediyor. Bu durum, biyoçeşitlilikte ciddi bir düşüşe neden olabilir. Koruma tedbirleri ve sürdürülebilir yönetim, önemli bir gereklilik olarak ortaya çıkıyor.

Dünya, her yıl 22 Mayıs'ta kutlanan Biyoçeşitlilik Günü'nü, biyoçeşitlilikteki hızlı kayıplarla karşılıyor. Birçok canlı türünün ve habitatlarının giderek yok olması, dünyanın geleceği için büyük bir risk oluşturuyor. Denizlerdeki biyoçeşitlilik kaybının, karada yaşananlardan daha yoğun olduğu bildiriliyor. Özellikle Doğu Akdeniz'de deniz suyu sıcaklığı değişimlerinin, deniz yaşamını doğrudan etkilediğine dikkat çekiliyor.

Akdeniz Koruma Derneği, Türkiye'nin Güney Ege kıyılarında denizel ekosistemleri izlemek ve korumak için çalışmalar yürütüyor. Bu kapsamda, farklı noktalara yerleştirilen izleme istasyonlarıyla deniz suyu sıcaklığını anlık olarak ölçüp kaydederek değişimleri takip ediyorlar. Gökova Körfezi ve diğer deniz koruma alanlarında yerleştirilen sıcaklık ölçerlerle elde edilen veriler, kamuoyuyla paylaşılıyor. Bu izleme çalışmaları, deniz suyu sıcaklığındaki değişimlerin nedenlerini anlamak ve biyoçeşitliliği korumak için önemli bir araç olarak değerlendiriliyor.

Akdeniz Koruma Derneği'nin Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Kızılkaya, yapılan çalışmaların sonuçlarını değerlendirerek 2022 ve 2023 yıllarında yaşanan önemli değişikliklere dikkat çekiyor. Deniz suyu sıcaklığında yaşanan artışların, özellikle derin sularda yaşayan türler üzerinde olumsuz etkilere yol açtığını belirtiyor. Ayrıca, deniz suyu sıcaklığındaki değişikliklerin alg popülasyonlarını azalttığını ve birçok deniz canlısı için yaşam koşullarını zorlaştırdığını vurguluyor.

Isınan sulardaki değişimlerin, yabancı ve istilacı türler için yeni yaşam alanları yaratma eğiliminde olduğu da belirtiliyor. Bu durumun, deniz ekosistemlerinde dengesizliklere ve yerel türlerin zarar görmesine neden olduğu ifade ediliyor. Akdeniz Koruma Derneği Başkanı Kızılkaya, biyoçeşitlilikteki kayıpların önüne geçmek için daha fazla deniz koruma alanı oluşturulması ve insan faaliyetlerinin kontrol altına alınması gerektiğini vurguluyor. Bu tedbirlerin, deniz ekosistemlerinin sağlığını korumak ve gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmak için önemli olduğunu belirtiyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.