Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinde, Adana'nın Çukurova ilçesindeki Tutar Yapı Sitesi'nin C Blok'u yıkıldı. Apartmanda yaşayan 63 kişi yaşamını kaybetti. Ancak acayip olan sitenin diğer 3 blokunun sapasağlam ayakta kalmasıydı.
2019 senesinde, C Blok’un giriş katı ile birinci katında tadilat yapan Bekir Baloğlu ile oğlu Osman Baloğlu’nun binanın taşıyıcı sistemine zarar verdiği, bu nedenle yıkımın gerçekleştiği açıklandı.
Binanın kirişlerinin kesilerek giriş kattaki dükkan ile birinci kattaki dairenin proje dış merdivenle birleştirildiği de ifade edildi. Hatta, depremden önce binada yaşayanların kolon ve kirişlere zarar verildiğini fark ettiklerini, buna karşı çıktıkları için de silahla tehdit edildikleri dahi açıklandı. Ancak yargı 16 ay süresince tüm bu anlatılanları yalnız izlemekle yetindi.
RAPOR YURTTAŞLARI DOĞRULADI
BirGün'den İsmail Arı'nın haberine göre, yıkılan binada yaşamını kaybedenlerin yakınları hiç pes etmedi. Çukurova Üniversitesi’nden gelen bilirkişi raporuna itiraz ettiler. Ardından Karadeniz Teknik Üniversitesi’ne yeni bir rapor hazırlatıldı.
Rapor, tam 16 aydır yurttaşların ısrarla ifade ettiği skandallar zinciri doğrulandı. Bekir ve Osman Baloğlu’nun yaptıkları tadilat ile binanın taşıyıcı sistemine zarar verdikleri ve bu nedenle de asli kusurlu oldukları açıklandı.
Daha önce haklarında "kovuşturmaya yer yoktur" kararı verilen ve yüzden yargılanmayan Bekir Baloğlu ile oğlu Osman Baloğlu, önceki gece gözaltına alındı, dün de tutuklanarak cezaevinde gönderildi.
SİLAH GÖSTERDİLER
Depremde eşi ve oğluyla birlikte yaşamını kaybeden Sadet Macit'in kardeşi Mustafa Şahin Kayısı daha önce "Giriş katındaki tadilat, 2019'un sonunda başlatıldı. Ablam, tadilatı gerçekleştiren Osman ve Bekir Baloğlu hakkında şikâyette bulunmuştu. Osman Baloğlu'nun, kendisine silah gösterip tehdit ettiğini ablam bana söyledi. Tadilat yapılan yere baktığımda, güney cephesinde duvar yoktu. Kolon da görmedim. Ablama, 'Bu evi satın' dedim. O da yoldan kamyon geçtiğinde camların titrediğini söylerdi" diye konuşmuştu.
Aynı binada kardeşi Hayati ve yeğeni Sena Noyaner'i kaybeden Nazım Noyaner ise, "Sena, depremden birkaç ay önce beni arayıp; 'Amca, babamın işyerine gelip, silah gösterip onu tehdit ettiler. Tadilatla ilgili şikayetçi olmamasını isteyip, 'Şikayetçi olursan, kızını öldürürüz' dedi" ifadelerini kullanmıştı.
Tadilatın yapıldığı dairenin karşısında oturan ve depremde ailesiyle birlikte kent haricinde olduğu için şans eseri ölümden dönen Kadriye Ayman, "Tadilatta çalışan işçiler benden su istediğinde çalışma yapılan yere girdim. İçeride çok büyük bir boşluk vardı. Zeminin kesilerek merdiven yapıldığını gördüm. Tadilat esnasında tüm kolonların kesildiğini ve dairenin, kocaman bir mağaza haline getirildiğini gördüm" demişti.
Öte yandan yeni bilirkişi raporunda Çukurova Belediyesi yetkililerinin de tali kusurlu olduğu açıklandı.