Dikkat Çeken Öngörü: Kuantum Çağına Hazır Olun, Dünya Büyük Bir Değişim Geçirecek!

Kuantum çağında geliştirilen teknoloji ve bilgisayarlar, insanlığın en büyük sorunlarına, hastalıkların tedavisinden kitlelerin beslenmesine kadar, devrim niteliğinde çözümler getirebilir. İşte ayrıntılar…

ABD'li fizikçi ve yazar Michio Kaku, geleceğin kuantum çağıyla belirleneceğini vurguluyor.

77 yaşındaki Kaku, teorik fizik alanında adını duyurduktan sonra başarılı bir bilim iletişimcisi olarak tanındı.

New York Şehir Üniversitesi'nde teorik fizik profesörü olan Kaku'nun geçen yıl yayımlanan 11. kitabı "Quantum Supremacy" (Kuantum Üstünlüğü), kuantum çağında üretilen teknoloji ve bilgisayarların insanlığın en büyük problemlerine radikal çözümler getireceğine inanıyor.

Kaku, yapay zekanın insanlığa potansiyel bir tehdit oluşturabileceğini ancak bunun kontrol altına alınabileceğini ve bunun için hala zaman olduğunu söylüyor.

BBC'den Alejandro Millán Valencia, Kaku'ya gelecekle ilgili öngörülerini sordu.


Michio Kaku

GELECEKTE TEKNOLOJİ NASIL OLACAK?

Kitaplarınızda insanların üç beyni olduğunu söylüyorsunuz. Bunu biraz açıklayabilir misiniz?

İnsan beynini incelediğinizde en az üç ayrı parçası olduğunu görürsünüz.

Beynin arka kısmı sürüngen beynidir: Şekil tanıma, üç boyutlu bir ortamda nerede olduğunuzu anlama gibi görevleri yerine getirir.

Evrimimiz süresince beyin öne doğru gelişmeye devam etmiştir.

Onun önünde, beynimizin orta tarafında maymun beyni diye tarif edebileceğimiz limbik beyin bulunur. Bu kısım da sosyal hiyerarşileri kavramak için kullanılır.

Bir de beynin ön tarafındaki prefrontal korteks vardır. Burası bir zaman makinasıdır. Geleceği görür. Sürekli olarak geleceğin simülasyonlarını yapar.

Geleceği öngörme mevzusunda hepimiz aynı kabiliyetlere mi sahibiz?

Sıradan bir insanın beynini bir dehanın beyninden ayıran şey nedir? Sıradan insanlar uzun vadeli planlar yapamaz, yalnızca hemen önündeki seçenekleri görürler. Büyük düşünürler ise bu zaman makinasını kullanır, geleceğin simülasyonunu yaparlar.

Birinin yalnızca bilgi sahibi olduğu için akıllı olduğu sanılır fakat zekanın özünde bu yoktur. Zekanın aslı geleceği görmektir ve beynin prefrontal korteksinin ana görevi budur. Hayaller kurdurur, olmadık senaryoların simülasyonlarını yaptırır.

Önümüzdeki 100 yılda en büyük buluşlarımızın neler olacağını düşünüyorsunuz?

Geçmişteki büyük ilerlemeler çok küçük veya çok büyük şeylerin analizi yardımıyla gerçekleşti.

Küçük olandan kastım insan beyni ve genetik. Büyük olsan ise Büyük Patlama Teorisi ve şimdi evrene uygulamakta olduğumuz kuantum teorisi.

Bir sonraki büyük sıçrama bu ikisini birleştirebileceğimiz zaman ortaya çıkacak: Kuantum teorisini kullanarak genetik ve insan beynini anlayabildiğimizde.

Kuantum bilgisayarları da burada devreye giriyor. Doğa Ana bir tür kuantum bilgisayarıdır.

Bizim bilgisayarlarımız birler ve sıfırlarla işlem yapıyor. Bu dijital bir zihin.

Ama bu Doğa Ana’nın dili değil. Doğa Ana’nınki kuantum zihni. Atomları, elektronları ve fotonları anlayabilen bir zihin. Bu evrenin de dilidir. Gelecekteki sıçrayış da burada olacak.

Bu yalnız fizik alanında mı önemli yoksa tıp gibi diğer alanları da etkileyecek mi?

Günümüzde tıp deneme yanılma yöntemiyle ilerliyor. Yeni ilaç fikirlerinin işe yarayıp yaramayacağını görmek için deneyler yapıyoruz, işe yaramadığını görünce başka bir ilaç deniyoruz.

Pek çok ilaç da kazara bulunmuş oldu.

Fakat kuantum teorisiyle moleküllerin nasıl işe yarayabileceğini görselleştirebilir, ona göre ilaçlar geliştirebilirsiniz.

Peki bu kuantum bilgisayarlar kimyagerleri işsiz mi bırakacak? Hayır, geleceğin kimyagerleri kimyasal reaksiyonların nasıl gerçekleştiğini anlamak için kuantum teorisini kullanacak. Geleceğin biyologları DNA’yı anlamak için kuantum teorisini kullanacak.

Kanserin olmadığı, ölümsüz olacağımız bir dünya mümkün mü?

Bilgisayarların yardımıyla kanseri iyileştirebiliriz. Tümör ortaya çıkmadan önce bunu öngörebiliriz. Örneğin tuvalete gittiğinizde DNA’nız incelenebilir. Tümör oluşmadan 10 yıl önce bunun gerçekleşeceğini bilip ona göre müdahale edilebilir.

Günümüzde ABD’de kan testiyle kanser teşhisi yapılabiliyor. Bu tip testler daha da yaygınlaşacak.

Tümör kelimesi kullanımdan kalkacak. Aynısı kanser için de geçerli.

İnternetin de devrinin kapanacağını, doğrudan beyinlerimizin birbirine bağlanacağını söylüyorsunuz...

Geleceğin interneti dijital olmayacak. Dijital çok yavaş ve çok ham. Geleceğin interneti beyinle birleşmiş kuantum bir web olacak. Adı da Brainet (Beyin-net) olacak. Düşündüğünüz şeyleri dünyanın başka bir yerine gönderebilecek, başkalarıyla veya başka şeylerle düşünerek etkileşebileceksiniz.

Pek çok bilim insanı yapay zekanın tehlikelerine karşı ikazlar yapıyor. Siz bu mevzuda ne düşünüyorsunuz?

Kimileri bir gün makinalarımızın çok akıllı olacağını, bizlere karşı geleceklerini söylüyor.

Günümüzde insanlığı bekleyen üç tehlike var: Nükleer savaş tehdidi, biyolojik silah tehdidi ve küresel ısınma.

Bunlara dördüncü olarak yapay zeka eklenebilir. Fakat yapay zekadan kaynaklanan iki farklı tehdit var ve ikisi birbirinden epey farklı.

Bunlardan biri daha kısa vadeli: İnsan yüzünü ve bedenini tanıyabilen insansız hava araçları yanlışlıkla insanları hedef almaya başlayabilir. Birer otomatik ölüm makinasına dönüşebilirler.

Uçabilen, gözlem yapabilen, insan formunu tanıyıp öldürebilen cihazlar düşünün. Bu bir kaza sonucu da gerçekleşebilir, bir ulusun bilinçli girişimleri sonucu da.

Bu kısa vadeli tehditten çok daha büyüğü ise uzun vadede var. Bu, yapay zekanın insan zekasına yaklaşmaya başladığı noktada ortaya çıkacak.

Daha oraya gelmemize çok var fakat bir gün elbet robotlarımız fare kadar da olsa zekaya kavuşacak. Daha sonra tavşan kadar, peşinden köpek veya kedi kadar ve bir noktada da maymun kadar akıllı olacaklar.

O gün geldiğinde tehlikeli olma ihtimalleri var. Çünkü maymunlar, bir maymun ile bir insan arasındaki farkı anlayabiliyor.

Belki de 100 yıl içinde insandan ayırt edilemeyen robotlar olacağını düşünüyorum. Fakat o robotların kendi zihinleri olmaması ve bizlere karşı gelmemeleri için tedbir almamız gerek. Örneğin birini öldürmek istediklerinde beyinlerini kapatacak bir çip yerleştirmek gibi.

Ama daha oraya gelmemize epey bir süre var. Önümüzdeki daha acil tehlike, hedef ayırt etmeksizin insanları öldürebilecek insansız hava araçları.

Kuantum bilgisayarlar geleceğimizi nasıl şekillendirecek?

Bazıları kuantum devriminin hastalıkları yok edebileceğini söylüyor. Evet, kuantum bilgisayarlar bazı hayallerimizi gerçekleştirebilir. Elbet bir gün yaşlanmanın önüne geçebileceğimizi ve hastalıklardan ölmeyebileceğimizi düşünüyorum.

Yaşlanmayı çözebiliriz fakat insanlar arası ilişkiler hiçbir zaman kuantum bilgisayarlar tarafınca çözülemeyecek.

İnsanların birbirleriyle ilişkileri, sosyal etkileşimleri o kadar karmaşık ki, insanları bir araya getirip devamlı savaşmak yerine barış içinde yaşatmak için başka bir yol bulmamız lazım.

Peki kuantum çağının çözemeyeceği problemler var mı?

Bilgisayarların biri hariç çözemeyeceği sorun yok diye düşünüyorum. Nükleer atık üretmeyen nükleer füzyon teknolojisini geliştirip küresel ısınma kriziyle başa çıkmamıza yardım edebilirler. Kanser, Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıkların ilaçlarını bulabilirler. Toplumlar için yeni gelir kaynakları yaratabilirler.

Fakat kuantum bilgisayarların öngörülebilir gelecekte yapamayacağı bir şey savaş ve kıskançlık gibi insanlığın zayıflıklarını çözmek.

Evrim bizlere savaşma, elimizdeki şeyleri koruma yeteneği verdi.

Evrim bizlere pek çok özellik verdi. Bunlardan bazıları insanlığın faydasına olan özellikler, bazıları değil.

Evriminse umurunda değil. Evrim yalnızca hayatta kalabilen insanlar yaratmak ister. Hayatta kalmak için diğer insanları öldürmeniz gerekiyorsa öyle olsun. Bu yüzden insanların mükemmel olmayan pek çok yanı vardır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.