Dilipak şöyle yazdı:
"Kader, Rızık ve Ecel.. İşte geldik gidiyoruz. 30 yıl önce idi. Bir sabah Mustafa Bey'den aldığım telefonla Akit’e gelmiştim..
30 yıl sonra, Akit Tv’deki Bülent Deniz’le birlikte sunduğumuz “Derin Gerçekler” programının benim eleştirilerime izleyicilerden olumsuz tepkiler geldiği ve yanlış anlamalara sebep olduğu gerekçesi ile bu şartlarda televizyonda haftada bir yayınlanan programın devam etmesinin mümkün olmadığı haberinin verildiği bir telefon sonucu akittv’den ayrılıyorum..
Gazetede yazıların devam etmesi konusunda da, aynı görüş, uslub ve ifadelerin yazımda da olduğu bunun aynı şekilde sorun oluşturabileceği için ve kalemle ekran arasında benim açımdan bir fark olmadığından, gazetenin bu yönde bir talebi olmadığı halde, kendim, yazılarımı sonlandırma kararı aldım.
73’de Milli Gazete, 93 Akit Media, dünden bugüne 20+30 yıl = yarım asırlık bir serüven...
Ayaktayım ve yürümeye devam ediyorum. Kulağı olanlara söyleyecek sözlerim var daha. Sözü olanlara verecek kulağım var. Hak namına halk için ne yapabileceksem buralardayım. Dünya iki kapılı bir handır.. Ben zaten ömrümün son baharında bir faniyim. Dileğim Allah’ın rızasının tecellisinin vesilesi olmaktır.. Dolu dolu bir hayat yaşadım. Yaşadığım zamanın şahidi oldum. elhamdülillah. Hak yolunda birlikte olduğum kardeşlerimden Allah razı olsun.
Hakkın ve halkın gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi olmaya çalıştım. Ben Rabbimden razıyım, yeter ki Rabbim benden razı olsun.
Bugüne kadar Akit Medya grubunda birlikte çalıştığım kardeşlerim, yazar arkadaşlarım ve siz okurlarımdan helallik diliyorum. Sürç-i lisan ettimse affola. Kime haksız bir şekilde, zerre-i miktar zarar verdimse, Allah’tan bağışlanma ve o kişilerden özür diliyorum. Ben abd-iaciz bir kulum ve kusursuz insan da olmaz, biliyorum"