Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Can Dündar ve Erdem Gül'ün yargılandığı 25 Mart tarihindeki ilk MİT tırları davası duruşmasını izlemek ve gazetecilere destek olmak için İstanbul Adalet Sarayı'na giden başkonsoloslara "Sen konsolosluk binası ve konsolosluk sınırları içinde hareket edebilirsin. Diğeri izne tabidir. Bunlar kalkıp bu ülke içerisinde gövde gösterisi yapacak haddi tecavüz edebiliyorlar. Oynanan oyunun tarzını göstermesi bakımından bu çok önemlidir. Demokrasi, insan hakları, özgürlük, seçim laflarını dillerinden düşürmeyenlerin halkın desteğini alarak iş başına gelenlerle, darbeciler karşı karşıya geldiğinde tercihlerinin hangisinden yana olduğunu hep birlikte takip ediyoruz, görüyoruz." diyerek tepki göstermişti.
Erdoğan'ın bu tepkisinin ardından Can Dündar ve Erdem Gül'ün 1 Nisan'da görülen görülen duruşmayı takip etmeyen diplomatların geri adım attıkları iddia edilmişti. Ancak yabancı diplomatların yarın Çağlayan Adliyesi'nde görülecek olan Can Dündar ve Erdem Gül'ün davasının yanı sıra 'Barış İçin Akademisyenler' bildirisine imza attıkları için tutuklanan dört akademisyenin ilk duruşmasını da takip edecekleri öğrenildi.
DİPLOMATLAR GERİ ADIM ATMADI
Halk TV'de Ayşenur Arslan'ın Medya Mahallesi programına konuk olan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, diplomatların yarın görülecek iki duruşmayı da takip edeceklerini açıkladı.
Dündar, İngiltere ve Almanya Büyükelçisinin de aralarında olduğu bir çok yabancı diplomatın her iki duruşmayı da takip edeceğini açıkladı.
Barış isteyen akademisyenlerin duruşması yarın
Barış için Akademisyenler bildirisine imza attıkları için tutuklanan dört akademisyenin davasının ilk duruşması 22 Nisan’da (yarın) Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’nda görülecek. Barış için Akademisyenler, herkesi dayanışmaya çağırdı.
Esra Mungan, Meral Camcı, Kıvanç Ersoy ve Muzaffer Kaya’nın davasının ilk duruşması için yoğun çağrılar yapılıyor.
Ayrıca, tutuklu 4 akademisyenin; Can Dündar ve Erdem Gül davası ile aynı gün görülecek 22 Nisan’daki davasına da çağrı yapılıyor. İstanbul’da öğrencilerin, siyasi partilerin, demokratik kitle örgütlerinin çağrı yaptığı davaya ''Metris Üniversitesi de mizahi bir yolla destek istiyor.
Akademisyenlerin, öğrencilerin tutuklanmasına dikkat çekmek için ''Cezaevleri üniversiteye döndü’ diyerek ortaya çıkan Metris Üniversitesi, 22 Nisan’da görülecek davaların olumlu sonuçlanması sonucunda ''Büyük adalet şöleni’ olacağını savunuyor.
7.5 YIL İLE YARGILANIYORLAR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, 4 akademisyen hakkında 7.5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. İddianamede 1128 kişinin “Bu suça ortak olmayacağız'' başlıklı metne imza attığı belirtiliyor ve “PKK/KCK terör örgütüne destek bildirisi'' yayımlandığı ileri sürülüyor.
NE OLMUŞTU?
1128 Akademisyen ''''Bu suça ortak olmayacağız’’ adlı bildiriyle barış talebini dile getirmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, “Barış için Akademisyenler'' inisiyatifi üyeleri hakkında başlatılan soruşturma dosyalarını bünyesinde toplayarak, bildiriyi imzalayan 733 akademisyenin ifadesini almaya başlamıştı. Soruşturma kapsamında akademisyenlere, “PKK’nin terör örgütü olup olmadığı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti katliam mı yapıyor? Bildiriyi imzalamak için baskı veya tehdit aldınız mı?'' şeklinde sorular yöneltilmişti. Bu arada, 733 akademisyen haricinde bildiride imzası olan 395 kişi hakkındaki işlemin ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütüldüğü belirtilmişti.