Diyarbakır’ın seçilmiş Başkanı Mızraklı’nın tutuklanma gerekçesi belli oldu

Diyarbakır'ın seçilmiş Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Selçuk Mızraklı'nın tutuklanmasına gerekçe yapılan ifadelerin, 2016’da teslim olan bir itirafçıdan yerel seçimlere 11 gün kala alındığı ortaya çıktı. Mızraklı'nın...

Diyarbakır'ın seçilmiş Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Selçuk Mızraklı'nın tutuklanmasına gerekçe yapılan ifadelerin, 2016’da teslim olan bir itirafçıdan yerel seçimlere 11 gün kala alındığı ortaya çıktı. Mızraklı'nın avukatları Aktar, "Bu durum hayatın olağan akışına aykırıdır. Ayrıca böyle bir hususun yakalandığı zaman söylenmeyip, üç yıl sonra seçimden 10 gün önce belirtmesi de ifadesinin düzmece olduğunu göstermektedir" ifadelerini kullandı.

Görevinden alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) Eş Başkanı Selçuk Mızraklı'nın tutuklanmasına gerekçe yapılan ifadelerin alındığı H.B.A.'nın teslim olup, "pişmanlık yasası"ndan faydalanmasından tam 3 yıl sonra 31 Mart yerel seçimlerine sadece 11 gün kala Mızraklı aleyhine ifade verdiği ortaya çıktı.

Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının haklarında başlattığı soruşturmalar doğrultusunda önceki gün Kayapınar Belediyesi Eş Başkanı Keziban Yılmaz, Kocaköy Belediyesi Eş Başkanı Rojda Nazlıer ve Bismil Belediyesi Eş Başkanı Orhan Ayaz ile birlikte gözaltına alınan görevinden alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) Eş Başkanı Selçuk Mızraklı, çıkarıldıkları mahkemede eş başkanlar Yılmaz ve Nazlıer ile birlikte tutuklandı.

Mızraklı’ya yöneltilen "terör örgütü üyeliği" ve "terör örgütü propagandası" suçlamaları, "terör örgütü"ne katıldıktan sonra 2016 yılında teslim olan ve "pişmanlık yasası"ndan faydalanan H.B.A. isimli bir şahıstan alınan ifadelere dayandırıldı.

Ancak öne sürdüğü iddialar Mızraklı hakkında verilen tutuklama kararına dayanak yapılan A.'nın 31 Mart 2019’da yapılan yerel seçimlere sadece 11 gün kala ifade verdiği ortaya çıktı. A., 20 Mart’ta alınan ifadesinde Diyarbakır’daki özel bir hastanede çalıştığı dönemde Mızraklı'nın "yaralı bir PKK’lıyi tedavi ettiğini duyduğunu" belirtti.

"TIBBEN MÜMKÜN DEĞİL"

Savcılık aşamasında A.'nın bu yönlü beyanları sorulan Mızraklı, öne sürülen iddiayı reddetti. Savunmasında A.'nın söylediklerini üçüncü kişinin ağzından aktardığına dikkat çeken Mızraklı, tanımadığını belirttiği A.'nın o hastanede çalışıp çalışmadığını da yine bilmediğini ifade etti. Mızraklı, savunmasında A.'nın "Bağırsakları alınan terör örgütü mensubunun ertesi günü taburcu edildiği" yönündeki beyanının da yine tıbben mümkün olmadığının altını çizdi.

"Böylesi ağır bir ameliyat geçiren bir kişinin ertesi gün taburcu olması mümkün değil" diyen Mızraklı, bunun da tanık beyanına itibar edilemeyeceğini gösterdiğini kaydetti. Mızraklı, sorgusunda kendisine yönelik suçlamalar arasında bulunan Sarmaşık Derneği yöneticiliği ilişkin sorulara da yanıt verdi. Mızraklı, İçişleri Bakanlığının defalarda denetim yaptığı derneğe dair herhangi bir suç unsurunun bulunamadığını belirti.

"İFADE DÜZMECEDİR"

Mızraklı'nın avukatları Mehmet Emin Aktar, Zülal Erdoğan Bilal ve Muhsin Bilal da savcılığın müvekkillerine dair yaptığı tutuklama istemine karşı yaptıkları ortak savunmada şunları kaydetti:

"Müvekkil hakkında tanıklık beyanında bulunan kişi Mayıs 2016 tarihinde güvenlik güçlerine teslim olmuştur ve etkinlik pişmanlık hükümlerinden yararlanmak için talepte bulunmuştur. Yargılandığı dosyada uzun beyanları mevcuttur. Müvekkil ile ilgili beyanı 20 Mart 2019'da yani 31 Mart 2019 tarihindeki yerel seçimlerden 11 gün önce vermiştir. Cumhuriyet Savcısı tutuklama sevk gerekçesinde müvekkilin … hastanesinde çalıştığını bildiğini belirtmiştir. Bu bilme hususunu tanığın beyanlarına itibar edilebileceğinin göstergesi olarak sunulmuştur. Aynı Cumhuriyet Savcısı bu tanığın beyanında geçen müvekkilim ile ameliyatı gerçekleştirdiği iddia edilen diğer şahısların belirtilen tarihte hastanede çalışıp çalışmadığını ve ameliyathanede kimlerin katılıp katılmadığını araştırma gereği duymamıştır. Müvekkilin hangi hastanede çalıştığı bilgisi sanki çok önemli ve gizli bir bilgiymiş gibi dosyaya sunulmuştur. Tanık beyanında hastanın bağırsaklarının kesilerek dikildiğini ve ertesi günü taburcu olduğunu belirtmektedir. Bu durum hayatın olağan akışına aykırıdır. Ayrıca böyle bir hususun yakalandığı zaman söylenmeyip, üç yıl sonra seçimden 10 gün önce belirtmesi de ifadesinin düzmece olduğunu göstermektedir."

"MÜVEKKİLİN TUTUKLANMASI AMAÇLANMIŞTIR"

Avukatlarında savunmasında şu ifadeler kullanıldı:

"Bu bir suç soruşturması değildir. Çünkü müvekkilin ikametinde yapılan ev araması 21 Ekim 2019 tarih 07.05 saati itibari ile bitmesine ve dosyada gizlilik kararı bulunmasına rağmen 07.15 saatinde NETHABER.COM isimli internet sitesinde müvekkilim hakkındaki itirafçı beyanları yayınlanmıştır. Ayrıca müvekkilimin kolluk memurları nezaretine de evden çıkışını gösteren fotoğraf, aynı sitede 07.28 saatinde yayınlanmıştır. Sadece bu durum bile soruşturmanın bir suç soruşturması olmadığını, suç soruşturması görünümü altında müvekkilin tutuklanmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.