Diz ağrısına dikkat! Kalıcı hale gelebilir

Diz ağrısı, çağımızın en yaygın sorunlarından biri olup yaşa bakılmaksızın birçok insanı etkileyebilir. Özellikle gün içinde merdiven inip çıkma veya çömelme gibi aktiviteler sonrasında ortaya çıkan dizin ön kısmındaki ağrılar, ihmal edildiğinde ciddi sorunlara neden olabilir.

Diz ağrıları, neredeyse her yaş grubundaki bireylerde ortaya çıkabilir, ancak genellikle orta yaşlı kişilerde daha sık görülmektedir. Birçok kişi tarafından ciddiye alınmayabilir, ancak bu durum insanların yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Konuyla ilgili olarak Prof. Dr. Akman şu açıklamalarda bulundu: "Özellikle merdiven inip çıkma, yere çömelmek veya yokuş yukarı yokuş aşağıya yürümek gibi dizimizin kıvrılmaya başladığı durumlarda ağrı yaşanıyor ve bu ağrı 2-3 gün içinde kendiliğinden geçmiyorsa mutlaka hekime başvurulmalıdır."

DOKTORA BAŞVURMADA GEÇ KALINMAMALI!

 

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Budak Akman, diz önü ağrısının açık bir şekilde ortaya çıkmadığını ve herhangi bir travma yaşanmadan anlaşılamadığını belirterek, "Bu durumda hasta ağrıyı hisseder fakat yaşamını çok etkilemediği için doktora başvurmaz. Zaman geçtikçe ağrı biraz daha kalıcı ve baskın hale gelir. Dolayısıyla hasta hekime ulaştığında ağrı yoğunlaşmış ve aradan zaman geçmiş olur," ifadelerini kullandı.

Söz konusu bu ağrıların birçok nedenden dolayı ortaya çıktığını söyleyen uzman isim, şunları dile getirdi:

"Basit zorlamayla oluşan ağrıların 2-3 günde geçmesi gerekir. Bu sürenin üstündeki ağrılarda çözümü hastanın kendi aramaması ve kesinlikle bir hekime başvurması önemlidir. Gecikme ağrının kalıcı ve baskın hale gelmesine neden olabileceği unutulmamalı."

YAŞLA ORANTILI OLARAK KİREÇLENME ORTAYA ÇIKABİLİYOR

Prof. Dr. Akman, bireylerin yaşları ilerledikçe eklem dejenerasyonunun arttığını ve 30 yaşındaki bir kişinin eklem yapısının 60 yaşındaki bir kişinin eklem yapısıyla aynı olmadığını ifade ederek, "Yaşımız ilerledikçe eklemlerdeki kıkırdak, menisküs ve bağ yapılarında bir dejenerasyon başlıyor. 30 yaşındaki bir insanın diz önü problemiyle 60 yaşındaki bir insanın diz önü problemi arasında fark var. Yaş ilerledikçe kireçlenme de başlıyor. Sorun farklı bir boyut kazanıyor. Hareketle oluşan ağrı yani çömelip kalkmak, ibadet yapmak, merdiven inip çıkmak veya mesleği gereği uzun süreli ayakta kalmak gibi durumlar her seferinde eklemde ağrı hissettiriyorsa ve kişinin aklı oraya takılıyorsa beklenmemeli" dedi.

ALTERNATİF TEDAVİ YÖNTEMLERİ DE VAR

Prof. Dr. Akman, diz önü ağrılarında genellikle kıkırdak kökenli dokularla ilgili ağrıları daha sık gözlemlediğini belirterek, "Diz önü ağrısında hastalar en çok menisküs yırtığı veya bağda kopmanın olup olmadığını merak eder. Ancak diz önü ağrısı menisküs yırtığı demek değildir," şeklinde konuştu.

 

Yani, bu ağrıların bireylerin hayatlarında problemlere neden olduğunu ve yaşam standartlarını düşürdüğünü belirten uzman, bu tür sorunların önüne geçebilmek için birçok alternatifin bulunduğunu ifade etti:

"Bazen yalnız dinlenmek yeterli olabilirken, çeşitli nonsteroid ilaçlar, ağrı kesiciler, buz uygulamaları ve fizik tedavi hastalarımızın büyük bir kısmını rahatlatabilir. Bunların yanı sıra son zamanlarda sık başvurduğumuz diz içi enjeksiyonları var. Hastanın semptomlarını gidermede oldukça başarılı sonuçlar alındığı için diz içi enjeksiyonlar, sık başvurulan yöntemler arasında yer alır."

FARKLI HASTALIKLAR İÇİN ÇEŞİTLİ YAKLAŞIMLAR MEVCUT

Prof. Dr. Akman, diz içi enfeksiyonlarıyla ilgili olarak hastanın durumuna bağlı olarak çeşitli alternatif tedavilerin uygulandığını belirterek şu cümlelerle açıklamasını tamamladı:

"Bunlardan bir tanesi kortizon enjeksiyonları. Kortizon enjeksiyonlarının tedavi edici özelliği olmasa da hastanın semptomlarını giderici ve ağrısını dindirici bir özelliği var. Diğer bir enjeksiyon çeşidi ise hyalüronik asittir. Bu diz eklem sıvısının bir benzeridir. Bir diğeri ise halk arasında da çok duyulan ve merak edilen PRP ve kök hücreler. Bu hastanın kendi kanından elde ettiğimiz kan ürünleridir. PRP ve kök hücrelerin rejeneratif yani bozuk dokuyu iyileştirici özelliklerinden faydalanıyoruz. Son zamanlarda ortaya çıkan bir enjeksiyon çeşidi daha var. Bu hidrojel tedavisidir. Ameliyatlık durumu olan ama çeşitli nedenlerle ameliyat olamayan, anestezi almaya uygun olmayan hastalarda hidrojel tedavisi uygun bir seçenek olabilir. Pratikte daha sık kullandığımız hyalüronik asit ve PRP benzeri kan ürünleridir. Bu tedavilerle hastalarımızda çoğu zaman başarılı şekilde ağrıyı dindirebiliyoruz."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sağlık Haberleri

Yaz aylarında cildinizi korumayı unutmayın
Selülit görünümünü azaltma yolları nelerdir?
Kanseri 7 Yıl Öncesinden Tespit Edebilen Yeni Kan Testi: Çığır Açan Keşif!
Şekerden Uzak Durmanın Gücü: 14 Günde Sağlıklı Değişimler
Karaciğer Sağlığı ve Detoksu: Vücudunuz İçin Önemli İpuçları!