Geçer, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın son yıllarda Türk Lirası'nı koruma amacıyla aldığı önlemlerin ekonomiyi olumsuz etkilediğini savunuyor. Bu önlemlerin, vatandaşları döviz cinsinden mevduata yönlendirdiğini ve döviz kurlarında artışa neden olduğunu belirtiyor.
Döviz hesaplarına vergi getirilmesinin bankalarda kayıt dışılığı artırabileceğini ve insanların paralarını bankalardan çekip yastık altında saklamaya itebileceğini ifade eden Geçer, bu durumun döviz fiyatlarının farklı platformlarda farklılık göstermesine neden olabileceğini vurguluyor. Bankaların döviz temin etmek için daha yüksek fiyatlar sunabileceğini ve bu durumun piyasalarda spread'lerin genişlemesine yol açabileceğini dile getiriyor.
Geçer, döviz hesaplarına getirilen vergi ve mevduat sınırlamalarının, döviz sahiplerini olumsuz etkileyerek ekonomide devalüasyon baskılarını artırabileceğini ve bu durumun ekonomik belirsizliği artırabileceğini öne sürüyor. Bu durumun, vatandaşların endişelerini artırabileceğini belirtiyor.
Atilla Yeşilada'nın önerdiği "döviz mevduatlarını dondurma" fikrinin gündemde olduğunu aktaran Geçer, vergi artışları ve emekli maaşlarında yapılan düzenlemelerle birlikte bu politikaların "kemer sıkma" tedbirlerinin bir başlangıcı olarak yorumlandığını ifade ediyor.