Türkiye'de geçen yaz göreve başlayan yeni ekonomi yönetimi, ilk yılını tamamlamaya hazırlanırken, ekonomi politikalarında keskin bir dönüşüm yaşandı. Özellikle para politikaları büyük bir değişim gösterdi ve parasal sıkılaşma politikaları hızla uygulandı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek liderliğindeki ekonomi yönetimi, politika faizini yüzde 8.5 seviyesinden yüzde 50'ye kadar yükseltti. Ancak geçtiğimiz aylarda faiz artırımlarını duraklatan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 27 Haziran'daki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında nasıl bir adım atacağı merak konusu.
Anketlere göre, ekonomistlerin tamamı TCMB'nin politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit bırakacağını öngörüyor. Bu kararın, döviz piyasaları üzerinde nasıl bir etki yaratacağı ise önemli bir tartışma konusu olarak öne çıkıyor.
31 Mart seçimleri sonrasında dolar kuru düz bir seyir izlerken, uluslararası ekonomi piyasalarından Türkiye'ye yönelik sıcak para girişlerinin arttığı bir dönem yaşandı. Bu durum, TCMB'nin rezervlerini önemli ölçüde güçlendirdi. Ancak yüksek enflasyonun hala devam etmesi ve ekonomideki istikrarın sağlanması adına faizlerde bir indirim yapılmadan önce daha net verilerin beklenmesi gerektiği vurgulanıyor.
Özellikle yaz aylarında turizm gelirlerinde beklenen artışın döviz girişlerini olumlu yönde etkilemesiyle birlikte, TCMB'nin yakın gelecekte faiz artırımı yerine sabit tutma eğiliminde olacağı düşünülüyor. Ancak senenin son çeyreğinde ekonomik göstergelere bağlı olarak ilk faiz indirimini de gerçekleştirebileceği tahmin ediliyor.