DSÖ Avrupa Bölgesi Acil Durumlar ve Bulaşıcı Hastalıklar Direktörü Dr. Nedret Emiroğlu, "Sadece aşıyı üreten ülke değil, bütün dünyanın yararlanabileceği bir ürün olması için elimizden geleni yapacağız" dedi.
Koronavirüse karşı dünya genelinde 80 aşı çalışması olduğunu söyleyen Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi Acil Durumlar ve Bulaşıcı Hastalıklar Direktörü Dr. Nedret Emiroğlu, "Sadece aşıyı üreten ülke değil, bütün dünyanın yararlanabileceği bir ürün olması için elimizden geleni yapacağız" açıklamasında bulundu.
Koronavirüs (Covid-19) tüm dünyayı etkisi altına almaya devam ederken şu an dünya genelinde aşıyla ilgili 80 çalışma yapılıyor.
Habertürk'ten Demet Demirkır'ın haberine göre; Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi Acil Durumlar ve Bulaşıcı Hastalıklar Direktörü Dr. Nedret Emiroğlu, "Dünya Sağlık Örgütü bu araştırmalara öncülük edip aşı üretimine ilgili olan enstitüleri, özel sektör ve halk sağlığı sektörlerini bir araya getiren bir çalışma düzenliyor. Bununla ilgili olarak çalışmaların sayısı giderek artıyor. Şu an aşıyla ilgili 80 kadar çalışma var, bunların her biri değişik fazlarda" açıklamasında bulundu.
Aşıyı üretmek için öncelikle virüsü elde etmek yani virüsü izole etmek gerektiğini vurgulayan Dr. Emiroğlu, "Türkiye, virüsü izole etmeyi başardı ve bununla ilgili çalışmalara başladı. Virüsün izole edilmesinin ardından ürünün geliştirilmesi, daha sonra da önce hayvanlarda sonra insanlarda bu ürünün değişik fazda etkinliğine ve güvenilirliğine bakarak çalışmalar yapılması gerekiyor. Sürenin uzamasının en büyük nedeni bu" dedi.
"AŞILARIN HEPSİ ÇOK ERKEN AŞAMALARDA"
Şu an aşıların insan üzerinde denenmeye başladığını kaydeden Dr. Emiroğlu, "Covid-19 ile ilgili aşı geliştirilmesi çok önemli olduğu için bu sürelerin normal aşı geliştirilmesinden daha kısa süreceğini umuyoruz. Araştırma dönemini de daha kısaya çekmek gibi çalışmalar var ama şu anda aşı ne zaman hazır olur bunu söylemek çok zor. Aşıların hepsi şu an çok erken aşamalarda. Bir terslik gitmemesi lazım ki daha erken dönemde aşı piyasaya sürülebilsin.
Özellikle bahsettiğim klinik çalışma fazını 3-6 ay gibi kısaltmaya yönelik çalışmalar var. Yapılan bir başka ön çalışma da, bir aşı gelişirse en kısa zamanda uygulanması için sistemleri hazırlamaya çalışıyoruz; çünkü her biyolojik maddenin her ülkede test edilmesi gerekiyor. Bu tarz sistemleri hazırlamaya yönelik çalışmalar var. Üretimi en kısa sürede hızlandırıp aşıyı fazla sayıda üretmeye yönelik çalışmalarımız var. Ayrıca hangi ülkeler ve bu ülkelerde kimler en yüksek risk grubunda ve kimler öncelikle aşılanacak bunlara ilişkin çalışmalarımız var" dedi
ÖNCE KİMLER AŞILANACAK?
Dr. Emiroğlu, "Dünya Sağlık Örgütü, risk grubunda olan ve aşıya ulaşım sıkıntısı yaşayan ülkeleri öncelik olarak almak isteyecek. Sadece aşıyı üreten ülke değil, bütün dünyanın yararlanabileceği bir ürün olması için elimizden geleni yapacağız. Risk grubunun kim olduğunu söylemek güç. Her ülke kendisi karar verecek ama bariz risk grupları var. Örneğin, ileri yaş grubu, altta yatan bir hastalığı olan kişiler var. Öte yandan da hastalığı hafif geçirip bulaştırabilecek üretken yaş grubu var. Ülkeler birçok faktörü göz önüne alacaklardır" diye konuştu.
YENİ NORMALDE RİSK GRUBU KORUNMAYA DEVAM EDİLECEK
Dr. Nedret Emiroğlu, "Bu salgını kontrol altına almak aşama aşama olacak. Öncelikle salgının büyümemesine çalışıyoruz. Her ülke birbirinden farklı. Şu anda dünyada çok farklı salgınlar görüyoruz. Çok yüksek vaka sayısı, yüksek ölümler görülen ülkelerden; vaka sayısının çok az olduğu, vakaların kontrol altına alınabildiği ülkelere kadar... O yüzden ülkelere tek tek destek oluyoruz.
Eğri düştüğü ve eğriden geriye döndüğümüz zaman normale dönmeye başlayacağız. Ancak Covid-19'a yönelik aşı bulunup kişiler bağışık hale gelmeden belli kişisel önlemleri devam ettirmek durumundayız. Aksi takdirde tekrar risk var. Ülke içinde fark edilmeyen vakaların, vaka sayısında artışa neden olması mümkün. Yeni normalde yine risk gruplarının mümkün olduğunca korunmasına devam edilecek. En önemlisi el hijyeni ve sosyal mesafe. Sosyal alanların, etkinliklerin sınırlanması, bu tip yerlerden kaçınılması gibi önlemler bir süre daha devam edecek. Ta ki aşıyla toplumun büyük kısmının bağışık olduğunu görünceye kadar" şeklinde konuştu.
"SOKAĞA ÇIKMA YASAĞIYLA RAKAMLARIN DAHA DA DÜŞECEĞİNE İNANIYORUM"
Türkiye'de vaka sayılarının neredeyse sabitlendiğini söyleyen Dr. Emiroğlu, "Özellikle hafta sonu sokağa çıkma yasağıyla birlikte rakamların daha da düşeceğine inanıyorum. Yine filyasyonla vaka bulma çalışmaları da buna destek olacak. 2 haftalık bir süreç içerisinde daha düşük rakamlara düşeceğimizi düşünüyorum ama vaka sayıları çok altlara düşünceye kadar önlemler alınmaya devam edilmek zorunda. Hesaplara göre mayıs ortasına, sonlarına kadar vakaların yüzlü rakamlara düşmesini öngörürsek, bundaki en büyük faktörün halkın önerilen kurallara harfiyen uyması olduğunu düşünüyorum. Bunu ancak bu koşulda gerçekleştirebileceğiz" dedi.
NORMALLEŞME NASIL BAŞLAYACAK?
Dr. Emiroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnsanlar görevlerini yerine getirirlerse, fiziksel mesafeye dikkat ederlerse ve gerekmedikçe evlerinden dışarı çıkmazlarsa el yıkama gibi öksürürken ağızlarını kollarıyla kapama gibi kurallara uyarlarsa yayılım devam etmez. Bu anlamda halka doğru bilgi vermek çok önemli."
"Normalleşmeye başlamak hastalığın yayılma hızına, vaka sayılarına, filyasyonla vakaların nerelerde yoğun olduğuna bağlı olacak. Türkiye gibi büyük bir ülkede tek rakam alıp, bunu genelleştirmek zor" diyen Dr. Nedret Emiroğlu, bu yüzden il, ilçe hatta mahalle bazında bakmak gerektiğine dikkat çekerek, Sağlık Bakanlığı'nın da bunu yaptığını dile getirdi.
"YAZ DÖNEMİNDE AZALMA BEKLEMİYORUZ"
Virüsün ısınan havayla bir ilgisi olmadığını vurgulayan Dr. Emiroğlu, "Virüsün hava koşullarıyla veya nemle belli koşullarda etkilenmediği ve yaz döneminde de salgının süreceğini öngörüyoruz. Şu ana kadar da bunun karşıtı herhangi bir araştırma görmedim. O yüzden kötü haberi söylemek zorundayım ama yaz döneminde maalesef belli bir azalma beklemiyoruz" dedi.
"SAĞLIK ÇALIŞANLARINA MİNNET DUYGULARIMI İLETMEK İSTİYORUM"
Dr. Emiroğlu, "Sağlık Bakanlığı ve diğer bütün kurum ile kuruluşlar gerekli önlemleri alıp gerekli çalışmaları fedakarca yapıyorlar. Bu anlamda sağlık personelinin özverili çalışmalarını göz önüne almak lazım. Sağlık personeline yönelik şiddet tasarısının geçmesi beni çok sevindirdi. Son zamanlarda çok üzüldüğüm bir durumdu. Sağlık personeline minnet duygularımı iletmek istiyorum" diye konuştu.
"İnsanlara söylenen önerilere uymalarını öneriyorum" diyen Dr. Emiroğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı:
"Sokaklarda yoğunluk gördükçe üzülüyorum ve endişeleniyorum. Özellikle genç grup hastalık daha az ağır seyrettiği için bunu hafife alıyor. Ancak unutmamalılar ki kendileri hasta olup sevdiklerini hasta edip onların ileri şiddette hastalanmalarına hatta ölümlerine sebep olabilirler. Bu da çok büyük bir sorumluluk."