Dünya koronavirüs pandemisinde 200 milyonuncu vakaya ulaştı

Bu hafta dünya, son 20 aydır insanlığın felaketi olan bir pandeminin ortasındaki son korkunç kilometre taşı olarak, onaylanmış 200 milyonuncu koronavirüs pandemisi vakasını gördü.

Bu hafta dünya, son 20 aydır insanlığın felaketi olan bir pandeminin ortasındaki son korkunç kilometre taşı olarak, onaylanmış 200 milyonuncu koronavirüs pandemisi vakasını gördü. Bu çarpıcı rakamın yanı sıra virüs, insanların meslektaşlarından, arkadaşlarından ve aile üyelerinden oluşan 4,26 milyondan fazla kişinin canını zamanından önce aldı.

Aynı zamanda günlük yeni vakalar üst üste altı haftadır, günlük ölümler ise üst üste dört haftadır artıyor. 3 Ağustos itibarıyla, her gün ortalama 605.000’den fazla yeni vaka kaydedildi ve 9.300’den fazla ölüm gerçekleşti. Baton Rouge, Louisiana’daki Our Lady of the Lake Bölgesel Sağlık Merkezi’nin Başhekimi Dr. Catherine O’Neal “bunların bu pandeminin EN KARANLIK GÜNLERİ” olduğuna dair kaygı verici bir uyarıda bulundu.

En çok etkilenen üç ülke; 36,1 milyon vaka ve 631.000 ölümle ABD, 31,8 milyon vaka ve 426.000 ölümle Hindistan ve 19,9 milyon vaka ve 559.000 ölümle Brezilya. Bu ülkeler dünyadaki vakaların yüzde 44’ünden fazlasını ve resmi ölümlerin yaklaşık yüzde 38’ini oluşturuyor.

Toplamda, iki milyondan fazla onaylanmış aktif vakası olan 19 ülke ve dört milyondan fazla olan 12 ülke var. On iki ülke de en az 100.000 ölüm bildirdi. Bunlar, yukarıda belirtilen üç ülkenin yanı sıra Meksika, Peru, Rusya, Birleşik Krallık, İtalya, Kolombiya, Fransa, Arjantin ve Endonezya.

Pandeminin kıtalar genelindeki durumu da aynı şekilde çarpıcıdır. Asya ve Pasifik’te 63 milyondan fazla vaka görülürken, bunu Avrupa’da 52 milyon, Kuzey Amerika’da 43 milyon, Güney Amerika’da 35 milyon ve Afrika’da yaklaşık 7 milyon vaka takip etti. Oransal olarak, Güney Amerika’da 100 kişiden 8,2’si, Kuzey Amerika’da 100 kişiden 7,2’si, Avrupa’da 100 kişiden 6,9’u, Asya’da 100 kişiden 1,3’ü ve Afrika’daki 100 kişiden 0,5’i enfekte oldu.

Ve gerçekte, bildirilmeyen vakalar ve ölümler hesaba katıldığında rakamlar çok daha kötüdür. Sağlık Ölçütleri ve Değerlendirme Enstitüsü (IHME) tarafından yapılan bir tahmin, uluslararası “fazladan ölüm” sayılarına dayanarak, yaklaşık 9,2 milyon erkek, kadın ve çocuğun pandemi nedeniyle hayatını kaybettiğini hesaplıyor. Economist tarafından yapılan benzer bir hesaplama, 8-16 milyon arasında ölüm olduğunu buldu. Koronavirüsün ortalama enfeksiyon ölüm oranının yaklaşık yüzde 0,5 olduğu göz önüne alındığında, bu hesaplamalar gerçek vaka sayısının resmi rakamların on kat daha fazla, yani yaklaşık 2 milyar olduğunu gösteriyor.

Böylesi toplu ölümlerin ve devasa toplumsal sefaletin meydana gelmesi, dünyanın kapitalist hükümetlerine ve savundukları sosyoekonomik sisteme karşı mahkum edici bir suçlamadır. Dünyanın egemen seçkinleri, pandemiyi durdurmak için birçok fırsata sahipti. Bunlara; hastalık Ocak ve Şubat 2020’de dünya geneline tamamen yayılmadan önce onu kontrol altına alma ve durdurma, geçen yılın Mart ve Nisan aylarında, enfeksiyon oranlarını düşürmeye başlamış olan küresel karantinaların devam etmesine izin verme ve Ocak 2021’de başlayan son derece etkili aşıların yaygın olarak uygulanması olanağı dahildir.

Oysa onlar bunun tam tersini yaptılar ve her zamankinden daha açık bir şekilde ölüm saçan sürü bağışıklığı politikasını izlediler. Amerika Birleşik Devletleri’nde, o zamanki ABD Başkanı Cumhuriyetçi Donald Trump, CARES Yasası aracılığıyla trilyonlarca doları Wall Street’e ve büyük şirketlere akıtma planları yürürlüğe girene kadar pandemiyi kontrol altına alma yönünde her türlü önleme direndi. Trump, daha sonra uygulamaya konan karantinaları sona erdirmek ve işçileri mali oligarşiye yapılan astronomik servet aktarımlarının bedelini ödemek üzere ofisler, tesisler ve fabrikalarda güvenli olmayan koşullarda çalışmaya geri döndürmek için şiddetle mücadele verdi.

Trump’ın politikaları, görev süresi boyunca Amerika Birleşik Devletleri’nde resmi olarak yaklaşık 427.000 ölümle sonuçlandı. Diğer dünya liderleri de aynı politikayı izleyerek toplamda yaklaşık 2,2 milyon ölüme yol açtılar.

Biden döneminde bu süreç daha da hızlandı. ABD’de 204.000 ve dünya çapında 2 milyondan fazla insan daha hayatını kaybetti. Sonbaharda, pandeminin daha da hızlanmasına zemin hazırlaya şekilde, yüz yüze eğitime ilişkin tüm kısıtlamalar kaldırılıyor.

Devam eden kriz, daha yeni ve daha bulaşıcı varyantların ortaya çıkmasıyla sürekli olarak daha da kötüleştirildi. Alfa varyantı ilk olarak geçen sonbaharda Birleşik Krallık’ta tespit edildi ve hızla dünyaya yayılarak Ocak ayında tanık olunan vaka ve ölüm zirvelerine neden oldu. Birleşik Krallık’tan alınan veriler, Alfa varyantının ilk varyanttan yaklaşık iki kat daha bulaşıcı olduğunu ve daha fazla hastaneye yatışa neden olduğunu açıkça gösteriyordu.

Aşağı yukarı aynı zamanda, Gama varyantı ilk olarak Brezilya’da örneklendi ve Güney Amerika’da baskın varyant haline geldi. Gama varyantı, özellikle gençler arasında sadece daha bulaşıcı değil, aynı zamanda daha da ölümcül. Ayrıca daha önce yabanıl varyant ile enfekte olmuş olanları yeniden enfekte edebildiğine dair haberler çıktı. Bu ise, doğal bağışıklık tarafından engellenmeyen, hiç bitmeyen bir enfeksiyon ve ölüm döngüsü endişesi yarattı.

Şimdi de dünya, Delta varyantının ölümcül gölgesi altında yaşıyor. Delta, ilk olarak Hindistan’da ortaya çıktı ve Nisan ayında ülkede hızla artan vakaların kaynağıydı. Hindistan’daki vakalar, o sırada günde yaklaşık 400.000’e yükselerek dünyadaki vakaların yaklaşık yarısına tekabül ediyordu. Epidemiyolojik açıdan, hızlı yayılma, Delta varyantının, hastalığın orijinal varyantından 2,5 kat daha fazla bulaşıcı olmasından kaynaklanıyor. Bu ise, virüsün son 18 ay ve yüz milyonlarca vaka boyunca mutasyona uğraması ve kendini insan enfeksiyonu için optimize etmesinin bir sonucu.

Delta varyantı ayrıca aşılara karşı en azından kısmen dirençlidir. Biden yönetimi, maske zorunluluğu ve halk sağlığı önlemlerinin artık pandemiyi sona erdirmek için gerekli olmadığı iddiasının nedeni olarak, aşıları her derde deva olarak öne sürüyor. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nden (CDC) yakın zamanda sızdırılan bir iç rapor, ABD’de aşılanmış kişiler arasında her hafta tahminen 35.000 semptomatik COVID-19 vakası olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.

Aşılananlar ayrıca ağızda ve sinüs kanallarında yaşadığı ve vücudun bağışıklık sisteminden bir süre uzak kaldığı tespit edilen hastalığı yayabiliyor, bu da aşı olmanın kişiyi otomatik olarak bulaşma zincirinden çıkarmadığı anlamına geliyor. Bu, özellikle Delta varyantının ne kadar bulaşıcı olduğu ve soğuk algınlığından daha kolay yayıldığı düşünüldüğünde oldukça endişe verici.

Delta varyantının tam virülansı da aşıların etkinliğini azaltıyor. Delta varyantı o kadar bulaşıcı ki, ABD’deki mevcut yüzde 50 tam aşılama oranıyla dahi, aşının olmadığı zamandaki ilk varyanttan bile daha hızlı yayılabiliyor. Başka bir deyişle, Delta varyantının ortaya çıkması, aşılar varken bile, koronavirüsün Mart 2020’de olduğundan daha kötü bir şekilde yayılmasına neden oluyor. Florida’nın şu anda rekor düzeyde hastaneye yatışlarla karşılaşması, tüm nüfusun karşı karşıya olduğu tehlikelere dair bir uyarı olarak kabul edilmelidir.

Dünyanın büyük çoğunluğunu oluşturan ve düşük aşılama oranlarına sahip olan ülkelerde, Delta varyantı daha da büyük tahribata neden oluyor. Delta varyantının kendilerine ulaştığı ve vakaların ve ölümlerin kontrolden çıkmasına neden olduğu Nisan ayına kadar birçok ülkede vaka oranları çok düşüktü. Örneğin, yüzde 6’dan daha az tam aşılama oranına sahip olan Tayland, Nisan ayına kadar koronavirüs ile ilgili 100’den az ölüm kaydetmişti. Şimdi ise bu rakam 5.300’den fazla.

Ve ufukta daha fazla varyant var. Lambda varyantının aşılara dirençli olduğu gösterildi ve diğer üç varyant, Eta, Iota ve Kappa, koronavirüsün mutasyona uğradığı sırada bulaşıcılığını ve kaçışını inceleyen araştırmacılar tarafından “potansiyel tehditler” olarak tanımlandı.

Aşıdan kaçabilecek varyantların ortaya çıkması, pandemiye karşı bilimsel bir zafer olmaya devam eden aşıya karşı bir argüman değildir. İşçiler aşılanmalı ve kendilerini ve dünyayı ölümcül bir salgına karşı korumak için hem ABD’de hem de dünya çapında daha geniş bir aşı kampanyası için mücadele etmeliler. Bu çaba, pandemiyi sona erdirmek için ilaç dışı müdahalelerde yenilenmesiyle birleştirilmelidir: maske, test, temas takibi, izolasyon ve hayati olmayan işletmelerin kapatılması.

Bununla birlikte, koronavirüs pandemisi, yalnızca daha ölümcül bir hastalığın, kapitalizmin bir semptomudur. Virüs, onu sona erdirecek tıbbi uzmanlık olmadığı için değil, muazzam sosyal ve ekonomik güçler, özel kârları ve piyasa kaygılarını insan hayatının üzerine yerleştiren politikalar, yani Trump, Biden ve benzerleri tarafından uygulanan politikalar dayatıldığı için devamlılık gösteriyor. Pandemiyi kesin olarak sona erdirecek toplumsal ve siyasi koşullar, ancak işçi sınıfı önderliğinde sosyalizmi kurma mücadelesiyle toplumun devrimci dönüşümü yoluyla ortaya çıkacaktır.

Bryan Dyne
6 Ağustos 2021

Kaynak: Dünya Sosyalist Web Sitesi

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.