Yeni bir araştırma, ebeveynlerin çocuklarının akademik yeteneklerine yönelik tutumlarının, cinsiyet önyargısını nasıl yansıttığını gözler önüne seriyor. Özellikle matematik alanında, ebeveynlerin erkek çocuklara duyduğu aşırı güven, kız çocuklarının potansiyelini gölgede bırakıyor. Southampton Üniversitesi'nden Dr. Tonei ve ekibinin bulguları, cinsiyet temelli beklentilerin eğitimdeki rolünü vurguluyor.
Bu hafta Londra Üniversitesi'nde sunulan bir araştırma, ebeveynlerin cinsiyet ayrımı yapmaksızın çocuklarının akademik başarılarına aşırı güvendiğini, ancak matematikte bu güvenin erkek çocuklar için daha fazla olduğunu gösterdi.
Southampton Üniversitesi'nde ekonomist olan ve araştırmayı Eğitim Enstitüsü'nde sunduğu konuşmayla tanınan Dr. Valentina Tonei, "Toplumsal cinsiyet kalıplarının kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet olabileceğini biliyoruz" dedi. Tonei, kızların matematiği sevmemelerinin nedeninin, aslında kızların matematiği sevmemelerinden değil, uzun yıllar boyunca kalıplaşmış inançlara maruz kalmalarından kaynaklandığını belirtti.
Bu araştırma, matematik, fizik ve mühendislik gibi alanlarda cinsiyetler arasındaki uçurumun devam ettiğini gösteriyor. İngiltere'de kız öğrencilerin fizik ve matematik alanındaki temsiliyeti düşük seviyelerde seyrediyor ve bu durum lisans seviyesinde daha da belirginleşiyor.
Önceki bulgular, öğretmenlerin kız öğrencilerin matematikte daha zayıf olacağını beklediklerini ve bu beklentilerine göre not verdiklerini ortaya koymuştu. Son araştırma, ebeveynlerin de benzer bir önyargıya sahip olabileceğini gösteriyor.
Dr. Tonei ve meslektaşları, Avustralyalı Çocukların Boylamsal Çalışması'na (LSAC) katılan ortalama 3 bin çocuk ve ebeveynlerinden elde edilen verileri analiz etti. Sonuçlar, ebeveynlerin kız çocuklarının okuma becerilerini erkek çocuklara göre daha yüksek değerlendirdiğini, ancak matematikte durumun tam tersi olduğunu gösterdi.
Bu eğilim, yüksek eğitimli anneler ve kadınların çoğunlukta olduğu mesleklerde çalışan ebeveynler arasında daha az belirgindi. Araştırmacılar, bu bulguların cinsiyet önyargısının yaygınlığını ve çocukların eğitimine olan etkisini vurguluyor.