BBC Türkçe’nin derlediği habere göre darbe girişiminin ardından OHAL’le birlikte Erdoğan’ın kararname ile ülkeyi yönettiği ve yüzü aşkın gazetecinin cezaevinde olduğunu hatırlatan dergi, medyanın çoğunun hükümet yanlıları tarafından kontrol edildiğini, neredeyse tamamının da susturulduğunu ya da sindirildiğini kaleme aldı.
“31 Ekim günü bastırma harekatı, modern Türkiye’nin tarihi kadar eski, laik sol Cumhuriyet gazetesini de vurdu'' diyen Economist, savcıların Cumhuriyet’i hem Gülen Cemaati hem de PKK ile ilişkilendiren iddialarını çoğu gözlemcinin ''deli saçması’olarak gördüğüne ve gazetenin, Gülen Cemaati’ni şiddetle eleştiren çizgisine dikkat çekti..
Buna karşılık AKP’nin 2013’te arası bozuluncaya kadar 10 yıla yakın bir süre Gülen’le ittifak içinde olduğunu belirtti.
''Erdoğan yetkilerini artırmayı umuyor’
Dergi, “Türkiye’nin güçlü adamı'' diye tanımladığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir yandan İslamcılar bir yandan milliyetçiler arasındaki desteğini büyütmeyi ve bu ittifak sayesinde 2017 yılında bir referandum ile yetkilerini artırmayı umduğunu yazdı. Ölüm cezasını geri getirme planlarının yeniden gündeme gelmesinin Türkiye’nin AB üyelik görüşmelerinin de sonu olacağını ekledi.
'CHP SADECE İZLİYOR'
Ana muhalefet partisi CHP’ye de yazıda yer veren Economist, partinin ''donakalmış izleyiciye’ dönüştüğünü vurguladı:“Başarısız darbe girişimi sonrasında ulusal coşkunun rüzgarına kapılan Cumhuriyet Halk Partisi şimdi şok etkisiyle donakalmış bir izleyiciye dönüştü. Partinin genel başkan yardımcısı Selin Sayek Böke, OHAL kararnamelerinin parlamentoyu işlevsiz hale getirdiğini söyledi ve bunun Erdoğan’ın istediği başkanlık yetkilerinin ön gösterimi gibi olduğunu söyledi.''
Dergideki yazı, “Bu ön gösterim dönemi bittiğinde olacakları bildirecek eleştirel tek bir medya kalmamış olabilir. Resmi Gazete memnuniyetle bu boşluğu dolduracaktır'' ifadeleriyle son buldu.