Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ortaklığında yürütülen ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) projesi, İzmir ve Eskişehir’de hayata geçiriliyor. Ancak proje kapsamında okullara atanan din görevlileri ve eğitimin camiye taşınması kararı kamuoyunda tepki topladı.
TEPKİLERİN ODAĞINDAKİ UYGULAMA
Bornova İlçe Müftüsü Fethullah Yavuz’un talimatıyla hazırlanan listede, imam, kayyum müezzin, Kuran kursu öğreticisi ve vaizlerden oluşan 99 din görevlisinin ismi yer aldı. Bu liste, Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü (MEM) tarafından resmileştirilerek 7 anaokulu, 32 ilköğretim okulu, 27 ortaokul ve 33 lise olmak üzere toplam 99 okula gönderildi.
Din eğitiminin adresi ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılışını yaptığı Bilal Saygılı Camii ve Külliyesi olarak belirlendi. Ancak camide eğitimi verecek tek kişinin imam Ahmet İnce olması, görev dağılımı ve niteliği konusunda soru işaretleri yarattı.
NİTELİKLİ OKULLARDA DA TARTIŞMALI ATAMALAR
Proje kapsamında, İzmir Fen Lisesi ve Bornova Anadolu Lisesi gibi Türkiye’nin önde gelen okullarına da din görevlileri atandı. İzmir Fen Lisesi’ne, Kuran kursu öğreticisi Ahmet İnce’nin atanması dikkat çekerken, bu görevlilerin akademik geçmişleri ve eğitim alanındaki yeterlilikleri belirsizliğini koruyor.
"KASITLI SEÇİLEN ŞEHİRLER"
Eğitim-İş İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Yılmaz Dalgalı, İzmir ve Eskişehir’in kasıtlı olarak seçildiğini ifade ederek şu eleştirileri getirdi:
"Okullara atanan kişilerin unvanları eğitimle bağdaşmıyor. ‘Kayyum müezzin’ gibi tanımlamalar ilk kez duyuluyor. Bu kişilerin bir tarikat bağlantısının olup olmadığına dair hiçbir bilgi yok. Eğitim, camiye taşınmış durumda. Bu, laik eğitim sistemine aykırıdır."
Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’ne göre kayyum sözcüğünün anlamı, "vakıf mütevellisi" ya da "camilerde temizlik görevlisi" olarak geçiyor. Bu tanımlamalar, görevlendirilen kişilerin eğitimle ilişkisi konusunda yeni tartışmalara yol açtı.
TEPKİLER BÜYÜYOR
MEB’in kadrolu 50 binden fazla din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni bulunmasına rağmen, imam ve vaizlerin eğitim alanına yönlendirilmesi, laiklik ilkesine ve eğitim sisteminin niteliğine dair eleştirileri artırıyor. Projenin ilerleyen süreçte nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor.