İçişleri Bakanı Süleyman Soylu dün akşam katıldığı bir televizyon programında İBB ile ilgili iddialarda bulundu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun iddiaları ve gündemdeki gelişmelere ilişkin söylemlerde bulundu.
İmamoğlu'nun ifadeleri şöyle:
“Bizim teftişle bir sıkıntımızın olmadığını defalarca dile getirdik zaten. Kamu kurumları teftiş edilmeli. Her ne kadar adaletli davrandığını ima ediyorsa da ben, yani şahsen buna inanmıyorum. ‘AK Partili kurumlara, belediyelere aynı oranda yapıyoruz’ sözüne inanmadığımı ifade edeyim. Zaten inandırıcı biri olmadığını da birçok konuda ispat etmiş bir kişi sayın Bakan ne yazık ki. Burada bizim teftişle ilgili bir sorunumuz yok. İstediği kadar yapılabilir. Teftişe gelen müfettişlere tavrımız gayet saygın bir tavırdır. Dileğimiz ve isteğimiz, teftişe gelen insanların hakkaniyetli bir biçimde işlerini, incelemelerini yapıp raporlarını düzenlemesidir.
“TAVIR BU OLMAMALI”
İçişleri Bakanı’nın tavrı bu olmamalı. Devletimiz adına, milletimiz adına büyük bir ayıbı sergiliyor. Yani biz, bu ülkede tek bir teröristin kalmamasından ben kendimi en çok mutlu olacak kişi olarak görürüm. Makam sahibi olarak demiyorum, vatandaş olarak söylüyorum. Kaldı ki zaten İçişleri Bakanlığı’nın görevi ülkemizin güvenliğini sağlamak, en üst seviyede tedbirleri almak ve bunun için çalışmak. Yani bu şekilde sayılar vermek yetmiyor elbette. Yani bir yandan işte ‘150 terörist kaldı’ diyeceksiniz bir yandan ‘İBB’de 557 terörist var’ diyeceksiniz. Hatta öyle bir algı ve hava yaratacaksınız ki bakanlar, bazen sayın Cumhurbaşkanlığı makamı bile ‘Aynı şey Ankara’da var, İzmir’de var’ diyecek, sıralayacak. Yani bir bakan, böyle işte birçok makamı yanıltabiliyor. Yanıltmaya da devam ediyor. Ne yazık ki ülkemiz adına utanç verici.
“BİZ NEDEN SORUŞTURMUYORUZ?”
Bizim soruşturma açtığımız 35 dosyanın tamamına el koyarak süreci devralmışlardır. Bu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarihinde yok. İlk defa, ‘Sen soruşturamazsın, ben soruşturacağım’. Niçin? Niçin yani? Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu’ndaki müfettişler gayet deneyimli. Devletimizin memurları, müfettişleri. Bu müfettişler, bazen valiliğin talimatıyla, bazen bizim isteğimizle ya da başka kamu kurumlarının talimatıyla İstanbul’un 39 ilçesinde başka başka kurumlara gidip teftiş yapan insanlar. Bu teftişi bunlar yapacak, önümüze bir rapor koyacaktı ve biz de onunla ilgili lakin suç duyurusu lakin başka hukuki süreçleri devreye sokacaktık. Devraldı. Niçin? Cevabını versin. Devraldı ve tabiri caizse ipe un serdi. Bekletiyor. Uzun süredir bir hareket yok. Biz, dönem dönem niye bunu gündeme getiriyoruz? Gereğini yap. Evet, gereğini yap. Boş işlerle uğraşma. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni, Başkanı’nı, o kıskançlığını bir kenara koy. O seçimi kaybettiğin akşam ağladığını, ağlamadığını, beni ilgilendirmiyor. Onları da bir kenara koy. Görevini yap. Yap görevini. Açıkla teftişi, varsa sorun. Zaten biz ona da itiraz edeceğiz yani. Hani hakkımızı, hukukumuzu arayacağız. O ayrı bir mesele. Görevini yap. Görevini yapmadan bize söz yetiştirme işini kenara koy.
“TEFTİŞ SALDIRISI VAR”
Dört koldan soruşturma yapılıyor şu anda. Birçok mevzuya dair, yani bakın bu da bir yalan ifade. Dört koldan niye? ‘Biz bir şey dedik. Gidin bir şey bulun’ iddiasını… Biz lakin saygın müfettişlere güveniyoruz ve inanıyoruz. Yani bir şahsın siyasi ihtirasının peşine düşmeyecek kadar saygın ve birikime sahip müfettişlerin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla yani bir teftiş saldırısı var. Yani 2012’den beri, biz gelene kadar teftiş olmayan İBB’ye birçok teftiş saldırısı var.
“TROL GİBİ DAVRANMASIN, BAKANLIK YAPSIN”
Onun için bütün bu yalan ifadelerin üstüne bir de efendim ‘Gazetecilere maaş veren, 30 bin lira, 40 bin lira’… Sayın Bakan’ın inandırıcılığını toplum şöyle sorgulasın: Ne dedi sayın Bakan? Bir televizyonda ’10 bin dolar maaş alan milletvekili’ dedi. Bu konuda ne dedi? ‘Savcılığa gidip suç duyurusunda bulunacağım’ dedi. Ne kadar geçti üstüne? Herhalde 7-8 ay geçti. Televizyondaki muhabbette o gazeteci niye bunu sormadı ona? ‘Yahu siz daha önce de 10 bin dolar bir milletvekili maaş almıştı’ dediniz. ‘Niye gidip bunun başvurusunda bulunmadınız? Bunun hesabını sormadınız. Şimdi siz bunu söylüyorsunuz.’ Gazetecilik rolü üstlendim, kusura bakmayın. ‘Şimdi siz bunu söylüyorsunuz. Biz nasıl inandıracağız milleti? Şimdi de diyorsunuz ki ‘20 bin lira, 30 bin lira gazeteciler maaş alıyor.’ Trol gibi davranmasın sayın Bakan, bakanlık yapsın. İçişleri Bakanlığı’nı yapsın. Yapamıyorsa da gereğini yetkili makam yapsın diye diliyorum, istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ciddi bir meseledir. Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ülkenin, hepimizin kahramanca izlediği polisinin, jandarmasının başındaki yetkili kişidir. O saygınlığa yakışacak bir biçimde davransın. Benim dileğim ve isteğim odur. Yoksa iki genel başkanın katıldığı, bir polis merkezinin yapıldığı ve açılışının yapıldığı ortama tek bir polisin, tek bir memurun, tek bir komiserin dahi baskıyla gönderilmediği bir süreci sorgulasın.
“SOSYAL MEDYADA YAŞIYOR”
İçişleri Bakanı, daha ileri gideyim, gezilmesin diye o polis merkezinin (Gürpınar Polis Merkezi Amirliği) kapısını kapatma girişiminde bulunan yetkilileri sorgulasın. Kim vardı orada? Sayın Akşener vardı, Sayın Kılıçdaroğlu vardı. Sayın Akşener kim? Geçmiş dönemde yine bu ülkeyi İçişleri Bakanlığı yapmış bir kişi. Onun için trol gibi davranıp yok 20 bin lira, 30 bin lira maaş, gazeteci, yok bilmem ne? Tahmin ediyorum, 7-24 sosyal medyada yaşayan bir İçişleri Bakanı’yla karşı karşıyayız.