CHP İstanbul İl Başkanlığı, bugün Haliç Kongre Merkezi'nde "Tüzük Kurultayı Çalıştayı" düzenledi. Çalıştayda, demokrasi, insan hakları ve toplumsal cinsiyet konularında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelindi. Etkinlik, "temsiliyet, yolsuzlukla mücadele, hesap verilebilirlik ve etik, demokratik karar alma şekilleri, örgütlenme modeli, aday belirleme yöntemleri" başlıklarından oluşan beş masadan oluştu. Her masada bir moderatör eşliğinde tartışmalar yürütülüyor ve elde edilen sonuçlar, 4 Eylül’de Sivas’ta başlayacak ve Ankara’da devam edecek Tüzük Kurultayı’na rapor olarak sunulacak.
Çalıştayın açılış konuşmalarını İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik yaptı. Çelik’in ardından konuşan İmamoğlu, çalıştayın önemine değinerek şu ifadeleri kullandı:
"Geçtiğimiz yıl partimizin 100. yıl dönümünde ‘Cumhuriyet Halk Partisi değişirse Türkiye değişir’ demiştim. Bu anlamda çok net ifade edeyim, Cumhuriyet Halk Partisi değişecek ve Türkiye de değişecek. Bu sürecin başka bir sonucu olamaz. Geçtiğimiz dönem, tüm dünyada yaşanan çoklu krizlerin etkilerini ülkemizde yoğun şekilde hissettik. Yurttaşlarımızın uzun süredir yaşadığımız ekonomi, demokrasi ve adalet krizlerine rağmen muhalefeti seçenek olarak görmemesi, bizi yeni düşünceler üretmeye zorlamalıdır. Aynı yöntemlerle aynı sonuçları elde edemeyeceğimizi belirtmiştim. Yol ve yöntem değiştirmemiz gerektiğini ve bu çabamızın sonuç vermesi beni mutlu ediyor."
Kalıcı Politikalar ve Aktif Vatandaşlık Vurgusu
İmamoğlu, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında toplumun beklentilerini karşılamayan kurumların destek göremeyeceğine dikkat çekti. Şu sözleriyle devam etti:
"Günü kurtaran değil, kalıcı politikalar ve yeni bir vizyon sunmamız şart. CHP’nin daha demokratik, katılımcı ve kapsayıcı bir partiye dönüşmesi gerekmektedir. Toplumun her kesiminin kendini ifade edebileceği bir siyaset kurumu haline gelmemiz gerekiyor. Otoriterleşme süreçlerinde sivil toplumun siyasetten kopması önemli bir neden. Demokrasinin temeli, sivil toplum ile siyasetin ilişkisiyle belirlenir. İktidar olduğunda da sivil toplumun katılımına ve denetimine açık olunmalıdır."
Demokratikleşme İçin Aktif Vatandaşlık
Eylül ayında yapılacak tüzük kurultayının, değişim hareketinin daha kapsayıcı ve demokratik bir düzlemde kalıcılaşması için önemli bir adım olacağını belirten İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu süreci, sivil toplum kurumlarının görüş ve önerileriyle yönlendirmek istiyoruz. Gerçek bir demokratikleşme için aktif vatandaşlığın hayata geçmesi gerekmektedir. Sivil toplum ve siyaset alanında yaşanan sıkıntılar, baskıcı düzenlerin etkisiyle vatandaşları siyasetten uzaklaştırmaktadır."
Baskıcı Anlayışın Değişmesi Gerekiyor
İmamoğlu, Türkiye’nin baskıcı anlayışlarından kurtulması gerektiğine inandığını vurgulayarak, "Mevcut baskıcı anlayışın değişmesini çok istiyoruz. Siyaset alanının daha kapsayıcı, katılımcı ve demokratik olması şarttır" dedi.
Siyaset ve İtibar
Siyasetin köşeye sıkıştığını ve gençlerin siyasetten uzaklaştığını belirten İmamoğlu, şunları söyledi:
"İstanbul bile siyasete katılımda azalma yaşıyor ve siyasetin itibarı düşüyor. Siyasetin kamu görevi olduğunu ve sadece bir araç olduğunu unutmamalıyız. Ben itibarsız bir siyasetçi olmak istemiyorum ve siyasete katkı sunan insanların da itibarsızlaşmasını kabul etmiyorum."
CHP’nin Sorumlulukları
Son olarak, İmamoğlu, CHP’nin sorumluluklarından kaçamayacağını belirtti:
"CHP’nin kapsayıcı, demokratik bir yapıya sahip olması, Türkiye’de özgürlük ve adaletin artmasına katkı sağlar. Bu bağlamda yaşanan sıkıntıların sorumluluğunu almak CHP’nin görevidir. Tüzük kurultayı, bu sürecin başlangıç adımı olacak ve kısa sürede değişim hikâyesinin bir parçası olacaktır."