Gazeteci Elif Çakır, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi lideri Ali Babacan için "Onlar o makamlara kendileri layık oldukları için gelmediler. O makamlara getirildiler. Eğer onlara bakanlık verildiyse, başbakanlık verildiyse, hepsi onlara bir irade o makamları verdi. Onlar bunun kıymetini bilemedi. Biz milletimizin ferasetine inanıyoruz" ifadelerini kullanmasını köşesine taşıdı.
Çakır, yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Erdoğan ülkeyi iyi yönetseydi, ülkeyi uçurumun kenarına getirmeseydi Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan parti kurmazlardı. Erdoğan kendi çekirdek kitlesini dahi kaybetme aşamasına gelmeseydi Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan gündeminde olmazdı.
Bu soruyu kendisine sorduran Erdoğan iyi bir şey yaptığını sanıyor. Tabanına “Babacan ve Davutoğlu’nun ihanet içinde” olduğunu şikayet eden Erdoğan dindar mütedeyyin kesimin Gelecek ve DEVA partisine oy vermeyeceklerinin hesabını yapıyor.
'Milletimizin ferasetine güveniyorum' demesi bu yüzden.
İnce hesaplar yaptığı düşüncesiyle 'onlar o makamlara hak ettikleri için değil ben istediğim için gelebildiler' derken kendisine asıl zararı veriyor. Zira itirafta bulunduğu şey tarihi öneme sahip.
Seçmen bu durumda şunu düşünmeyecek mi, yıllardır 'liyakat, ehliyet' ilkesinin önemini vurgulayan Erdoğan için bu iki ilke hiçbir dönem önemli olmamış."