Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önündeki terör saldırısının büyümesini engelleyen ve yaralanan polislerden birinin eski özel harekatçı olduğunu ve AKP'ye yakınlığıyla bilinen Cem Küçük'ün bu kişinin adını canlı yayında açık açık okumasının suç kapsamına girdiğini söyledi.
Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) altıncı maddesindeki "İsim ve kimlik belirterek veya belirtmeyerek kime yönelik olduğunun anlaşılmasını sağlayacak surette kişilere karşı terör örgütleri tarafından suç işleneceğini veya terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin hüviyetlerini açıklayanlar veya yayımlayanlar veya bu yolla kişileri hedef gösterenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" ifadesini hatırlatan gazeteci, şu şekilde devam etti:
"Bu satırların yazarına ve gazetemizin birçok değerli mine hiç ilgisi yokken bu maddkaleeden dava açanlar, Cem Küçük’e karşı neden kılını kıpırdatmıyor? Bakınız, ben kimsenin tutuklanmasına çağrı yapacak değilim. Yargı bizzat AKP medyasının bu yöntemleriyle de çürüdü.
Bununla birlikte... Eğer biraz yakın Türkiye tarihi biliyorsanız, Cem Küçük’ün isim vererek o polis memurunu DHKP-C’nin hedef listesine soktuğunu anlarsınız.
Bundandır ki emekli ve gazi Emniyet müdürü Fatih Eryılmaz, sosyal medya hesabından günlerdir isyan ediyor, 'Meslektaşlarımızın başına gelebilecek her türlü olaydan bu kişi mesuldür' diyor. İçişleri Bakanlığı’ndan Adalet Bakanlığı’na kadar devletin kurumlarını göreve çağırıyor. Sonuç? Yok. Derin bir sessizlik...
Fatih Eryılmaz’ı aradım, bakın neler dedi:
'DHKP-C, 20 yıl sonra bile ‘intikam’ diye devlet görevlilerine saldıran bir örgüt. Açık bir kanun var. ‘Kanun önünde eşitlik’ denilen bir ilke de bulunuyor. Yani ‘Kanun Ahmet’e uygulanır fakat Mehmet’e uygulanmaz’ diye bir şey mi var? Yok. O halde açık, aleni suç işliyor bu adam. Gelin görün ki Cem Küçük, o yayının akşamında nezarethanede olması gerekirken, gene televizyondaydı.' (...)"