CHP Genel Merkezi’nde bugün, Emekliler Buluşması programı düzenlendi. Programda CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in konuşmasından önce üç emekli, sorunlarını söyledi. Emekliler şunları söyledi:
"20 YILLIK EMEKLİYİM, BİR EVİM YOK"
Emine Alur: Ben memur emeklisi, Emine Alur. Hayatımız artık bir derin yoksulluk içinde, hayatta kalma mücadelesi vererek yaşamaya çalışıyoruz. Çünkü, aldığımız maaş gerçekten daha elimize geçmeden eriyor. Ben tek başıma yaşayan, fakat bir ev kiralayıp oturabilecek bir güce bile sahip değilim. Kız kardeşimin yanına taşındım. Onunla birlikte yaşıyorum. Hani SSK ve Bağ-Kur emeklileri diyor ya memurlara çok verildi… Emekli arkadaşlar… Hepimiz aynı gemideyiz. Biz hepimiz emekliyiz, hepimizin durumu aynı. Ben en düşük emekli maaşı alan emeklilerden biriyim. 9 bin 780 lira benim maaşım. Ev kiraları, en düşük ev kirası 10 bin lira. Ben onu ödeyemeyeceğim için kız kardeşimle yaşıyorum, şu anda. 20 senelik emekliyim. Bir evim yok, açıkçası. Evde bir eşyamız bozulacak, yenisini alamayacağız diye yaşam mücadelesi veriyoruz
"BİZİ BU PERİŞANLIKTAN KURTARSINLAR"
Gerçekten artık, bunların son bulmasını istiyoruz. En düşük emekli maaşının 25 bin liradan aşağı olmamasını diliyoruz. Umarım sesimiz duyulur. Gerçekten, biz artık derin yoksulluk yaşamak istemiyoruz. Çünkü emekli olmak demek; yalnız ekmek ve makarna ile karın doyurmak değil. Bizim hiçbir sosyal yaşantımız yok. Çünkü evlere tıkıldık, dışarı çıkamıyoruz; para harcayıp bütçemizi alt üst etmeyelim diye. Bir kitap alıp okuyamıyoruz. Yani, bir akraba ziyaretine gidemiyoruz; yanımızda bir şey götürüp maddi sıkıntıya düşmeyelim diye. Her gün hesap kitapla uğraşıyoruz. Artık sesimizi duysunlar. Bizi gerçekten bu perişanlıktan kurtarsınlar. Mezara kadar böyle sürünerek gitmeyelim. Biz emekliler, gerçekten derin yoksulluk yaşıyoruz. Bu kadar maaş mümkün değil hiçbir emekliye hak, reva değil.
"DURUMUMUZ İÇLER ACISI"
Ümit Kırmızı: Ben de bir memur emeklisiyim. Bizim de durumumuz içler acısı, kötü durumdayız. Biz de tek maaşla iki çocuk okutan bir insanız. Şu anda da oğlum işsiz evde birlikte yaşıyoruz. Üçümüzün aylık gideri 10 bin lira. Aldığımız maaş 11 bin 700 lira. Diğer sosyal yaşamımız bitik durumda.
Kredi kartları olmasa yaşamımızı sürdüremeyeceğiz. Ama çağımızın vebası kredi kartları da. Emekli bulaştığı zaman maaşa haciz geliyor, borçlanıyor, evine borçlarla ilgili haciz geliyor. Memur emeklisi promosyon da alamıyor bu yüzden. Halen eski emekliler, işçi emeklileri, Bağ-Kur emeklilerinin promosyonları 2 bin 500 lirada. Çünkü borçlular, kredi çekmişler, borçlarından dolayı şu anki 8 bin liralık, 10 bin liralık promosyonlardan da faydalanamıyorlar.
"BİR ŞEYLER ALDIM, KASADA KALDIM YARISINDA"
Fatma Köksoy: Ben kirada oturuyorum. Tek başımayım. Evlatlarım olmasın geçimim yok. Aldığım 7 milyon (7 bin TL), 7 milyon da ev sahibi alıyor. ‘7 milyon vermezsen evden çıkacaksın…’ Bana telefon etti. Şu anda vallahi billahi bin lira doğalgaz geliyor, elektrik geliyor, su geliyor. Geçimim yok. Yiyeceğim sıfır. Bakkala gittik alışveriş merkezine. Kredi kartım vardı 700 lira limitim var. Bir şeyler aldım, kasada kaldım yarısında. Buradan sesleniyorum. Ben eşimin parasını alıyorum. Bize yazık değil mi? Günah değil mi? Ne günahımız var? Açız. Vallahi açız. Şu an kendim zor tutuyorum. Evlatlarım olmasa nerede kalırım. O kadar insanlar görüyorum ki içler acısı. Ev sahibi bana telefon ediyor. Yazın 10 bin lira verdin, vermiyorsan çıkacaksın’ Ben 80 yaşında bir kadınım. Benim eşim çalıştı, ek işte çalışırdı; gani gani rahmet olsun, lisede nöbet tutardı, sabaha kadar. Ben bu sıkıntıyı çektikten sonra niye yaşayayım, yaşamayayım, öleyim. Çok doluyum.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Bey’e teşekkür ediyorum. Yoksullara, fakirlere elini uzattığı için… Özgür Bey’e, çok teşekkür ediyorum. Kocaman öpücükler atıyorum, çok öpüyorum.