Sözcü yazarı Saygı Öztürk'e konuşan Emin Çölaşan, tasarruf tedbirleri için şu ifadeleri kullandı:
"TAMAMI PALAVRA"
"Bakan tasarruf tedbirlerini açıkladı fakat açıkladıkları sözüm ona kurallar hikayedir, tamamı palavradır, göstermeliktir. Üzerinde durulması gereken en önemli hususlardan biri ‘İhale Kanunu’dur. Kamu ihalelerinin nasıl ve hangi esaslara göre yapılacağını belirleyen en önemli kanunlardan biridir. Fakat gelin görün ki seneler önce gene IMF’nin baskısıyla çıkarılan bu kanun, AKP iktidarı tarafınca tam 86 kez değiştirilmiş ve üzerinde acımasızca yapılan bir sürü değişiklik yürürlüğe konulmuş, yapılan değişikliklerle bu süreçte adamına göre muamele yapılmıştır.
"HER TÜRLÜ CAMBAZLIK SERGİLENDİ"
Yürürlükteki kanunda döndürülen en büyük dümenlerden biri pazarlık esasıdır. Kanunun maddelerinden kaçmak için her türlü cambazlık sergilenmiş ve bırakın tasarruf etmeyi bir yana, alabildiğine savurganlık yaşanmıştır. Bu süreç halen devam etmektedir. Bu söylediklerime ‘Davetiye usulü ihale’ dümenlerini de kesinlikle eklemek gerekmektedir.
İktidarın elindeki tüm güç ‘Acil ve acele alım’ palavrasından meydana gelmektedir. O kanunu, AKP iktidarı IMF’nin zoruyla çıkarmıştı. Şimdi gene IMF’nin baskısıyla tasarruf önlemleri gündeme getirilmektedir. Bizim kamuoyu, İhale Kanunu’ndaki bu oyunları şu son vakalarda ne yazık ki gündeme getirmedi. Oysa tasarruf denilince ilk akla gelen husus bu İhale Kanunu olmalıydı.
"FATURA ONLARA ÇIKARILDI"
Yeni araç alımı, memurların ulaşım servisleri gibi hususlar bu işin en arka planında yer alır. Biz ise oyunun merkezini bir yana bırakıp daha önemsiz mevzularla birbirimizi kandırmaya kalkışmaktayız. Durum bundan ibarettir. Sonuçta bu işin faturası tasarruf palavrası adı altında memura, işçiye, emekliye yansıyacak ve tüm savurganlıklar kısa sürede unutturulacaktır.
Burada dikkate alınması gereken önemli hususlardan birisi de iktidarın lüks ve şatafata olan düşkünlüğüdür. Bütün resmi toplantılar, dikkat ediniz beş yıldızlı otellerin salonlarında yemekli yapılıyor. Bu yolla kendi adamlarını zengin ediyorlar. Madem bundan böyle toplantılar kamuya ait salonlarda yapılacaksa, şimdiye kadar niçin yapmadınız? Elinizi tutan mı vardı?"