Emin Çölaşan yazdı: Aman Tansu canım Tansu

''Zamanında parti genel başkanlığı yapmış, başbakan olmuş ve sonra o makamdan Baba tarafından kibarca şutlanmıştı''

Sevgili okurlarım, adına Tansu Çiller denilen çok değerli hanımefendi, son olarak ortaya çıkan söylentilere göre yeni bir parti kurup yeniden siyasete dalacakmış.

Kendisine başarılar dilerim!

Hiç kuşkum yok, bütün Türkiye onun kuracağı partiyi bekliyor.

Hele bir kursun, iktidar olma olasılığı fevkalade yüksektir.

Zamanında parti genel başkanlığı yapmış, başbakan olmuş ve sonra o makamdan Baba tarafından kibarca şutlanmıştı.

O süreçte neler yaptığını, neler yaşadığını kendisi bile anlamamıştı!

★★★

Bunlar ilginç bir aile idi.

Kocası Özer Çiller geçmişte özel bir bankanın, batık İstanbul Bankasının genel müdürlüğünü yapmış, bankanın kaynaklarını har vurup harman savurmuş, ismi büyük bazı kredi yolsuzluklarına bulaşmıştı.

Sonunda bankayı batırdı.

Milletin milyarlarca liralık mevduat hesapları da böyle buharlaşıp gitti. Bankaya devlet el koydu ama paraları Özer'den tahsil etmek mümkün olmadı.

Bütün borçlarını biz ödedik…Yani millet olarak ödemek zorunda kaldık.

★★★

Ailenin ‘ilginçliğine' gelince…

Evlenme aşamasına geldiklerinde Tansu'nun soyadı Çiller, Özer'in ise Uçuran…

Dolayısıyla evlilik sonrasında Tansu'nun soyadı ya Uçuran, ya da Uçuran Çiller olması gerekirken Özer'i ikna etmeyi başardı:

“Sen benim soyadımı alıp Özer Çiller olacaksın. Ben senin soyadını kullanmayacağım!”

Garibim Özer Uçuran böylece oldu Özer Çiller!

★★★

Karısı koskoca başbakan olmuştu ama devleti perde arkasından yöneten, özellikle önemli ekonomik kararları alan ve aldıran o idi!..

Günün birinde Bekir Coşkun'la ikimizi (ayrı ayrı ama aynı gün) Başbakanlık Konutuna çağırdı. Beni makam odasında kabul ettiğinde ayaklarında topuğuna basılı pabuçları vardı!

Baba nasihatleri çekti:

“Siz bizi çok eleştiriyorsunuz, aman haa biraz yavaş gidin!”

★★★

Tansu hanımefendi memleketine düşkün, tarihimizi çok iyi bilen bir başbakandı.

Günün birinde bir tören yapılıyordu…

Osmanlı döneminde Ermeni tehcirine katıldığı iddiasıyla ilgili olarak tutuklanıp Bekirağa hapishanesine tıkılan Yozgat'ın Boğazlayan ilçesi kaymakamı büyük yurtsever Kemal Bey için düzenlenen anma töreni…

Kemal Bey kısa süre sonra idam edilmişti.

Tansu hanımefendi engin tarih bilgisiyle kürsüye çıkıp konuşmaya başladı…

“Boğazlanan kaymakam!..”

★★★

Türkiye'de onun başbakanlığı döneminde adı Öncü olan bir gazete çıkıyordu.

Başında Özer… Günlük satış rakamı 1.800 dolaylarında…

Kendilerine muhalefet sergileyip açıklarını gündeme taşıyan bütün gazetecilere ve siyasetçilere dümdüz giderdi.

O dönemde ne anamız kaldı ne avradımız!..

Ne eşcinselliğimiz kaldı ne hırsızlığımız!

İktidardan aldıkları güçle kusuyorlardı.

Günün birinde bir resepsiyonda Başbakan Tansu ile karşılaşınca artık dayanamadım.

“Hanımefendi sizin bu gazeteniz bize her gün en ağır bir biçimde sövüyor. Onları uyarmayı acaba düşünür müsünüz?”

Verdiği yanıt muhteşemdi, aklınca alay ediyordu:

“Aaa öyle mi, hay Allah benim hiç haberim yok!”

★★★

Sonra, günün birinde Tansu-Özer çiftinin devlete beyan etmedikleri o inanılmaz mal varlığı sapır sapır ortaya dökülmeye başladı.

-ABD'de oteller ve apartmanlar.

-Kuşadası'nda görkemli bir çiftlik.

Bu çiftliği önce inkar ettiler, sonra tapu kaydını yanlarında çalışmakta olan Suna Pelister isimli kadının üzerine yaptırdıkları ortaya çıktı.

Mal varlıklarında daha neler vardı neler!

Durum günün birinde gazeteciler tarafından kendisine soruldu. (O yıllarda basın böylesine baskı altında değildi, özgürdü…)

Ve verdiği yanıt Türk siyasi tarihinde yerini aldı:

“Annem vefat ettiğinde evde bir çıkın bulduk. Servetimizin kaynağı o çıkından çıkan paralardır.”

★★★

Tansu Çiller…

Cumhuriyet tarihinde “Örtülü ödenek” parasını dolandırıcılara kaptıran ilk ve tek başbakan!

Selçuk Parsadan isimli bir dolandırıcı emekli Orgeneral Necdet Öztorun adına kendisini arayıp para istiyor…Ve kendisine o günkü parayla 500 milyar lira gibi büyük bir meblağ ödeniyor.

Parsadan günün birinde beni arayıp bu haberi vermiş, ancak inanmamıştım.

Olayı anlattı, beni inandırdı ve hadiseyi olduğu gibi yazdım. (Günün birinde zaman bulursam bu hikayenin ayrıntılarını burada sizlere de anlatmak isterim. Macera filmi gibidir.)

Olay açığa çıkınca Parsadan yine konuştu:

“Emin abi ben aynı zamanda kumarbazım. Tansu'nun örtülü ödenek parasını kumarda yedim. Hakkını helâl etsin.”

★★★

Şimdi bu hanımefendi yeni bir parti kurmaya soyunuyormuş!

Recep Tayyip'e destek atacakmış!

Vallahi keyif onun, irade onun…

Kurar mı kurar!

Başarı dileklerimle.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.