Şirin, “Soğukkanlılık korunduğu takdirde, zarar, artan enerji fiyatları ve muhtemel turizm gelirlerinde eksilmeyle sınırlı kalacak. Buna mukabil faydası, NATO ve AB içinde durumumuzu pekiştirmek olabilir” dedi.
Korkusuz yazarı Ahmet Takan’a konuşan Şirin’in açıklamaları şöyle:
“Ukrayna Rusya meselesinde, bizim NATO üyesi olduğumuzu hatırlayarak lakin sükûnetimizi koruyarak hareket etmemiz lazım.
İlk dikkate alınacak konu, Putin’in ne yapmak istediği. Putin’in televizyonda yaptığı konuşma hakikaten tarihi önemde ve Putin’in aşırı Rus milliyetçisi ve yayılmacı politikasını; adını koyalım, emperyal politikasını ortaya koyuyor. Ukrayna hakkında söyledikleri yenilir yutulur gibi değil. Ukrayna’nın varlığını inkar ediyor. Benzetmek gibi olmasın lakin Hitler’in 2’nci dünya savaşından evvel Polonya hakkında söylediklerini hatırlatıyor. Türkiye soğukkanlılığını korursa bu durumdan az zararlı çıkabilir. Hatta bazı faydalar sağlayabilir.
Soğukkanlılık korunduğu takdirde, zarar, artan enerji fiyatları ve muhtemel turizm gelirlerinde eksilmeyle sınırlı kalacak. Buna mukabil faydası, NATO ve AB içinde durumumuzu pekiştirmek olabilir. Genel olarak Türkiye dış politikalarına baktığımızda, son 2-3 yılda gerilimlerden beslenen çatışmacı dış politika yürütüldü. Bu politikaların bazı getirileri de oldu. Suriye’de, Kafkaslar’da, Libya’da hatta Afrika’da daha görünür daha dikkate alınır oldu. ABD’de Biden geldikten sonra, bu gerilimlerden yararlanan, çatışmalardan yararlanan dış politika yerine kazanımları konsolide eden bir döneme girilmek istendi. Bu safhada çok başarılı olunduğunu söylemek mümkün değil. Türkiye dış politikasını kurumlar ve prensiplerle yürütmek yerine Tayyip Erdoğan’ın şahsi liderler diplomasisi tarzı ile yürütmek isteniyor. Bu tarzla belki biraz Afrika’da netice alabilirsiniz lakin Rusya ile, ABD ile, AB ile, İngiltere ile, Almanya ile netice alamazsınız. Bunlarla ilişkiler çok daha müesses esaslara oturmalıdır. Devlet politikası yerine Tayyip Erdoğan politikası yaparsanız, karşı taraf bir kişinin zaaflarından faydalanmasını çok iyi bilir."
“Ukrayna’nın bu saatten sonra NATO’ya girmesi orta vadede söz konusu değil. NATO’nun zaten sınırları ihtilaflı olan bir ülkeyi kabul etmesi ana sözleşmesine göre mümkün değil. Olup bitenlere bakınca, Avrupa’nın da kendi içinde bir karar vermesi lazım. Askeri gücü olmayan Avrupa’nın ABD-Rusya-Çin üçgeninde sözünün dikkate alınması pek mümkün görünmüyor.”