Emre Belözoğlu ve Cem Dizdar, canlı yayında birbirine girdi: "Benimle şahsi bir problemi olduğunu biliyor

“Benim bir derdim olduğunu söylüyorsunuz ama derdin ne olduğuna dair bir fikriniz de yok"

Başakşehir Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, UEFA'dan men cezası aldığı haberleri sonrasında canlı yayında iddialara sert tepki gösterdi. Katıldığı programda yorumcu olan Cem Dizdar'ın sözlerine de sinirlenen Belözoğlu, "Kendisinin benimle şahsi bir problemi olduğunu biliyorum. Benim sesimi kesme, sonra sizi dinleyeceğim" dedi.

Medipol Başakşehir Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, Pro Lisans’ı olmadığı halde Avrupa maçlarında kendisine belirlenen sınırları aştığı için UEFA müsabakalarında herhangi bir teknik direktörlük faaliyeti gerçekleştirmekten men edildi. Bu haberin gündeme gelmesi sonrası TRT Spor’da konuyu yorumlayan Cem Dizdar ve sunucu Serkan Korkmaz, Emre Belözoğlu’nu canlı yayına konuk olarak aldı.

UEFA’dan gelen cezanın 4 hafta önce verildiğini ve algı oluşturmak için bugün servis edildiğini söyleyen Belözoğlu, konu hakkında yorum yapan Serkan Korkmaz ve Cem Dizdar ile de tartıştı. Cem Dizdar’ın kendisiyle kişisel problemi olduğunu söyleyen Belözoğlu, “Kendisinin benimle şahsi bir derdi olduğunu biliyorum da. Benim sesimi kesme, sonra sizi dinleyeceğim ben. Benim hiç kimseyle şahsi problemim olamaz. Hele devletin kanalında konuşan biriyle şahsi problemim olamaz” dedi.

Yorumcu Dizdar’ın “Benim bir derdim olduğunu söylüyorsunuz lakin derdin ne olduğuna dair bir fikriniz de yok. Benim genç teknik direktörleri desteklemek gibi bir zorunluluğum var mı?” yanıtı sonrası ikili arasında tartışma yaşandı.

İşte Emre Belözoğlu’nun açıklamaları:

“Bu haberle ilgili fikrimi beyan edeyim. Netanya maçının sonrasında, yani 1 ay 10 gün önce oynadığımız maçtan sonra UEFA’nın bir yazısı oldu. Benim A lisansım olduğunu, yani 1. teknik adam gibi sahanın içinde davranmamam gerektiğine bağlı bir ceza aldım. Aynı zamanda kulübede yardımcı hocalık görevime devam edebileceğim yönünde bir yazıydı. Oradaki kurallara uygun şekilde hareket etmemiz gerekiyordu. Kulübenin içindeydim, yine takımı ben yönettim. Ama statüye bağlı olarak yapmamız gerekeni yaptık. Yani dört gün önce oynadığımız maçta da ben kulübedeydim. Sanki ben kulübede değilmişim gibi algı yapılarak haberler servis ediliyor. Altı maçta dört galibiyet kazanmış, elenmeden bir takımın hocası yokmuş gibi davranmanın alemi yok. Ben burada tek değilim, altı tane yardımcım var.”

“Devletin kanalında konuşan biriyle…”

“Cem abi çok güzel anlatıyor. Kendisinin benimle şahsi bir derdi olduğunu biliyorum da. Benim sesimi kesme, sonra sizi dinleyeceğim ben. Benim hiç kimseyle şahsi problemim olamaz. Hele devletin kanalında konuşan biriyle şahsi problemim olamaz. Ama ben 33 yaşından beri, bütün futbolcular tatil yaparken gittim federasyonun tanıdığı hak için, lisansımı almak için çalıştım. Beni bir yere layık görürsünüz, görmezsiniz o ayrı bir şey. Ama Serkan bey, siz de ‘Pro Lisansı’ olmayan bir teknik adam, teknik direktörlük yapamaz’ diyemezsiniz. Federasyon bugünkü kurullarıyla bu hakkı bana tanıyorsa, geçmişte Okan Buruk’a, Sergen Yalçın’a tanıyorsa, biz de bu yollardan geçiyoruz.”

“Takımın hocası yokmuş gibi konuşmamalısınız”

“Bizler kendimizi kibirli, her şeyi bilen, ‘futbol bitti mi hocalık yaparız, onu yaparız, bunu yaparız’ bizler böyle insanlar değiliz. Bir gelişim süreci var, bir görev tebliğ ediliyor. Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Ama Avrupa’da altı maçın dördünü kazanan takımın hocası yokmuş gibi sizler burada konuşmamalısınız. Devletin kanalında hizmet eden insanlarsanız, en azından bu saygınlığı verin. Bize karşı şahsi hesabınız var onu biliyorum da, en azından takıma verin bunu. Ben şimdi sizi dinliyorum. Fikirlerinizi beyan edin, ben de cevap vereyim.”

“O arkadaş da işine ihanet ediyor”

“Sabah telefonuma mesaj geliyor. Emre Belözoğlu’na 1 yıl men cezası. Bu ülkede yalan olanı ispat etmekle ömrüm geçti benim. Bir editörün yaptığı haberden bahsediyorsunuz. Cezayı aldığım günü, sanki güncel bir cezaymış gibi yayınlayarak. Benim artık kulübeye giremeyeceğim algısı oluşturularak yanlış yapılıyor. O arkadaş da işine ihanet ediyor. Dört hafta önce uygulanmış bir ceza. Üstüne ben 4 maçta görev aldım.”

Cem Dizdar: Desteklemek zorunda mıyım?

Yorumcu Cem Dizdar ise, Emre Belözoğlu’nun sözlerine şu şekilde yanıt verdi:

“Benim ne derdim olabilir mesela? Şenol Can’la, İlhan Palut’la, Çağdaş Atan’la, Ömer Erdoğan’la veya seninle ne gibi bir derdim olabilir? Bilmediğiniz bir şey var ve biliyorum diyorsunuz. Devletin kanalı, devletin kanalı dedin ya sürekli. Benim bu kanalda, birçok kanalda ‘Ülke tarihinin en büyük orta saha oyuncusu Emre Belözoğlu’dur’ sözlerim en az 50 kere kayıtlıdır. Benim bir derdim olduğunu söylüyorsunuz lakin derdin ne olduğuna dair bir fikriniz de yok. Benim genç teknik direktörleri desteklemek gibi bir zorunluluğum var mı?”

“Bunun muhattabı siz değilsiniz”

“Ben iki yıldır burada söylüyorum. Bu insanları buraya çıkartıyorsanız, bu insanları televizyonlarda konuşturun. İnsanlar, muhattap oldukları teknik adamları dinlesinler, izlesinler. Bunlara geçici birer teknik direktör belgesi verin, yayınlara bu arkadaşlar çıksınlar ki birinci ağızdan öğrenelim. Ben öneriyorum. Bunun muhattabı siz değilsiniz, federasyon diyorum özellikle kişiselleştiriyorsunuz. Derdim olmayan birinin bana derdin var demesi bana sıkıntı yaratıyor.” (Sözcü)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.