Fenerbahçe'nin başarılı ismi Nabil Dirar, geçtiğimiz sezon ve içinde bulunduğumuz korona günleriyle ilgili açıklamalarda bulundu. Dirar, "Eğer virüs etkisini kaybederse, yetkililer ona göre gerekli kararı verir. Biz de çıkıp mücadelemizi veririz" dedi. Faslı oyuncu çok iyi gittikleri bir dönemde peş peşe sakatlıkların özgüven kaybı oluşturduğunu ve hakem hatalarının da kendilerini etkilediğini söyledi.
Sözcü gazetesinden Sercan Hamzaoğlu'nun Dirar ile yaptığı röportaj şöyle:
-Evdeki bir gününü anlatabilir mi? Neler yapıyorsun ?
Nabil Dirar: Her günüm aynı geçiyor desem yanlış olmaz. Uyandığımda kahve ve cornflakes ile güne başlıyorum. Bunun yanında kahvaltımı yapıyorum, çikolatalı ekmek yiyorum. Gündemi takip ediyorum, haberleri seyrediyorum. Sonra yemek hazırlığına girişiyorum. Makarna, tavuk gibi yapılması kolay yemekler yapıyorum. İyi bir aşçı değilim. Gün içerisinde Netflix'te diziler seyrediyorum. Özellikle izlemiş olduğum 7. Koğuştaki Mucize filmini seyrederken ağladım. Çok iyi bir film ve güzel bir hikayesi var. Her günüm hemen hemen bu şekilde geçiyor. Saat 17.00'da çevrimiçi antrenmanlarımızı yapıyoruz. O da formumuzu diri tutmak adına bizler için oldukça verimli oluyor. Genelde bir günümün özeti bu.
İyi yemek yapar mı mesela. Türk mutfağındaki favorisi neler? En iyi yaptığı Fas yemeği hangisi? Nabil Dirar: İyi bir aşçı olduğum söylenemez. Türk mutfağında en çok sevdiğim yemek mantı.En iyi yaptığım fas yemeği ise zeytinli tavuk yemeği.
-Salgın geçtikten sonra ilk yapmak istediği şey ne?
Dirar: İyi bir restorana gidip yemek yemek.Arkadaşlarımla vakit geçirmek. Özellikle annemi görmek istiyorum. Onların önemini iyi bilmeliyiz. Özellikle içinde bulunduğumuz bu dönemde sevdiğimiz insanların değerini daha iyi anlamalı, daha iyi bilmeliyiz.
-Ülken Fas'ta durum nasıl?
Dirar: Fas'ta vaka sayısız görece daha az. Salgınla ilgili birçok tedbir uygulanıyor.Dışarıya izinsiz çıkılmıyor. Hastaneye, çalışmaya veya eczaneye gidilebiliyor. Fas'taki vaka sayısı 1800 civarında. Umuyorum ki dünya bir an önce tüm insanlığı olumsuz şekilde etkileyen bu koronavirüs belasından kurtulur ve eski günlerimize döneriz.
Futbolcu gözüyle gidişatı nasıl görüyor. Bu sezon sağlıklı bir şekilde oynanabilir mi? Oynanmalı mı? Nabil Dirar: Şu anda en iyi çözüm evde kalmak. Hayatımızda futboldan çok daha önemli şeyler var. Sağlık gibi. Kendimizi iyi korumamız, risk almamamız ve sevdiğimiz insanlara virüs bulaştırmamamız gerekiyor. Şu an itibariyle futbol oynanmaması gerektiğini düşünüyorum ama gelecek günler neyi getirir bilemeyiz elbette. Eğer virüs etkisini kaybederse, yetkililer ona göre gerekli kararı verir. Biz de çıkıp mücadelemizi veririz.
-Fenerbahçe bu sezona iyi başladı ancak düşüşe geçti. Bunun sebepleri nelerdi? En çok ne zorladı takımı? Neden kötü sonuçlar arka arkaya geldi ve Fenerbahçe yarıştan koptu?
Dirar: Lige çok iyi bir başlangıç yaptık. İlk aylarda çok iyi gidiyorduk. Takımdaki herkes yüksek efor sergiliyordu. Saha içerisinde futbol oynamak çok kolay geliyordu ve neredeyse herkes gol atıyordu.
Deyim yerindeyse bizi o dönemler kimse durduramazdı. Sonrasında yorgunluk ve beklenmedik sakatlıklar gelişti, bu da bizi olumsuz etkiledi. Garry, Emre, Vedat ve Sadık gibi arkadaşlarım sakatlık yaşadılar. Bu sebepler bizim ritmimizi frenledi. Arka arkaya puan kaybettikçe özgüven kaybı da yaşadık.
-Hakem hataları ve VAR konusunda neler söylemek ister. Bu sene gerçekten Fenerbahçe'nin bu düşüşünde hakem hatalarının ne kadar etkisi oldu?
Dirar: Çok fazla hakem hataları oldu. Ligin geneline bakarsanız en tartışmalı hakem kararlarının bizim maçlarda olduğunu görürsünüz. İlk aklıma gelen bir pozisyonla örnek vereyim. Trabzonspor'la oynadığımız lig maçında Luiz'in (Gustavo) bir şutu vardı.
Top rakip oyuncunun eline çarptı ve kurallara göre top ceza sahası içerisinde rakip oyuncunun eline çarparsa bunun penaltı olması gerekir. VAR'da görev yapan hakemlerin orta hakeme bunu bildirmesi ve pozisyonu izlemek için çağırmaları gerekiyordu fakat hakem çağrılmadı. Aklıma gelen bir konu bu ve evet hakem hataları da bizi olumsuz yönde etkileyen çok önemli faktörlerden biriydi.
-Önümüzdeki yıl yeniden iddialı bir Fenerbahçe ve Şampiyonluk için ne gerekli?
Dirar: Ligin başlarında herkes gördü ki çok fazla pozisyona giren, topa sürekli sahip olan bir takımdık. Herkesin mücadelesi oldukça yüksek seviyedeydi. Bu tempoyu devam ettirebilsek bugün bambaşka şartlarda, bambaşka şeyler konuşuyorduk. Önümüzdeki sene bu sezona başladığımız gibi yüksek tempolu başlamalı ve bunu ligin tamamında devam ettirmeliyiz. Oynayan formayı kaptırmamaya, oynamayan da formayı kapmaya çalışmalı ki bu rekabet ortamı başarıyı getirsin.
-Tam bir görev adamı ve profesyonelsin. Görev verilen her yerde oynadın bugüne kadar. Kendini en iyi hissettiği pozisyon hangisi?
Dirar: 34 yaşındayım ve pozisyon olarak Garry ve Deniz gibi yetenekli, ofansif oyuncularımız var. Ben daha defansif bir oyuncuyum. Kendimi en iyi hissettiğim mevkiler sol bek ve sağ bek pozisyonları ama takımımın bana ihtiyacı olduğu her pozisyonda her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaya odaklanmış bir futbol felsefem var.
-Takımdan ayrı kaldığın dönemlerde de fizik olarak müthiştin. Bunun sırrı ne? Adeta Cristiano Ronaldo gibi çalıştığın söyleniyor? Fitness merkezinden çıkmıyormuşsun doğru mu?
Dirar: Bunun sırrı çalışmak. Sadece futbolda değil hangi alanda olursanız olun çalışmadan sonuç alamazsınız. Takımın dışında kaldığım zamanlarda da çalışmaya devam ettim. Futbol benim hayatım ve futbol hayatımı fazlasıyla değiştirdi. Tanrı bana bir şans verdi ve ben de yaptığım işi en yüksek seviyede yapmak için çalışıyorum. Antrenmandan sonra fitnessa giriyorum, 20 dakika çalışıyorum ama bu çalışmalar ağırlık çalışmalarından çok şınav, karın egzersizleri ve plank hareketlerine yönelik oluyor. Kısa süreli ama maksimum seviyede bu egzersizleri yapıyorum.
-Takım içinde en iyi anlaştığı futbolcu kim?
Dirar: Herkesle iyi anlaşıyorum, herkesle şakalaşabiliyorum.
-Süper Ligi oynadığı diğer liglerle karşılaştırırsa neler söyler? Nasıl bir lig süper lig?
Dirar: Daha önce oynamış olduğum Belçika ve Fransa liglerinin iyi seviyelerde olduğunu söyleyebilirim. Aynı şekilde Türkiye Liginin de oldukça iyi bir seviyesi var.
Türkiye'de gerçekten iyi, kaliteli oyuncular var. Hem Türk hem yabancı oyuncular için bu böyle. Büyük takımlar dışında oynayan futbolcuların da fizik olarak güçlü olduğunu söylemeliyim. Bana göre futbol kalitesindeki seviye iyi olsa da kıyaslama yaparsam Türkiye liginin taktiksel olarak biraz daha düşük olduğu düşüncesindeyim.
-Ersun Yanal'la çalıştığın dönemi nasıl anlatırsın? Bu dönemin başarısız geçmesinin sebebi neydi, sadece hocaya mı bağlı?
Dirar: Sadece Ersun hocaya bağlı olduğunu düşünmüyorum. Biraz geriye gidecek olursak sezon öncesi lige çok iyi bir hazırlık süreci geçirdik. Lige de iyi bir başlangıç yaptık.Öyle devam edebilseydik şampiyonluğun birinci adayı bizdik. Herkes de aynı fikirdeydi. Buna farklı takımı destekleyen taraftarları da dahil ediyorum.Sonrasında ne oldu bilmiyorum ama sakatlıklar,özgüven eksikliği gibi durumlar bizi etkiledi. Bunun yanında çok fazla hakem hatasının aleyhimizde olması bizi yarıştan koparan önemli unsurlardan biriydi. Ersun hocanın rakip takım analizleri ve çalıştırma biçimi bana göre iyiydi ama biz oyuncular sahada durumu değiştirecek olan kişileriz ve bu noktada takım olarak yetersiz kaldığımızı söyleyebilirim.
-Sözleşmeni 2022 yılına kadar uzattın ve ciddi bir fedakarlık yaptın. Futbolu Fenerbahçe'de bırakmak gibi bir düşüncen var mı?
Dirar: Bu formayı taşımak benim için büyük bir gurur. Türkiye'de büyük bir takımda oynamak gibi bir hayalim vardı. Belçika'da yaşadığım yerdeki mahallemizde birçok Fenerbahçeli arkadaşlarım bulunuyordu. Fenerbahçe'ye imza attığımda kafamın içerisinde kupalar, zaferler ve şampiyonluklar yaşamak isteği vardı. İnşallah bunları da başaracağız.
Ligler oynanmaya başlanırsa, önümüzde Türkiye Kupası hedefi var ve kupayı kazanmak istiyoruz. Önümüzdeki sezon ise Süper Lig'de 2 sezondur yaşadığımız ve yaşattığımız kötü günleri unutturarak şampiyon olacağımıza inanıyorum. Burada iyi zaman geçirmek istiyorum. Geriye kalan dönemimde de en büyük isteğim bu arzularımı devam ettirmek olacak. Stadımızda ve tesisimizdeki duvarlarda yer alan şampiyonluk kutlamalarının olduğu fotoğrafların bir yenisinde arkadaşlarımla olmayı, kazanacağımız kupaları birlikte kutlamayı tüm kalbimle istiyorum.