Enflasyon Gerilemesi Beklentisi: Merkez Bankası Faiz İndirimine Gider mi?

Merkez Bankası, politika faizini yüzde 50'de tutarak sıkı para politikası uyguluyor. Temmuz'da enflasyon yüzde 61,78'e yükseldi. Ekonomist Mahfi Eğilmez, Eylül'de enflasyonun 40'ların altına inmesi durumunda faiz indirimlerinin gündeme gelebileceğini belirtti.

Merkez Bankası, Mart ayından bu yana politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit tutarak sıkı bir para politikası uygulamaktadır. Bu durum, yüksek enflasyon ve piyasalardaki likidite kısıtlamaları ile birleşerek yatırımcılar üzerinde baskı oluşturmaktadır. Temmuz ayında yıllık enflasyon yüzde 61,78’e yükselirken, ekonomist Mahfi Eğilmez, Eylül ayında enflasyonun düşmesi durumunda Merkez Bankası'nın faiz indirimine gidebileceğini öngörüyor.

Merkez Bankası, Mart ayından bu yana politika faizini yüzde 50 seviyesinde tutarak sıkı bir para politikası uygulamaktadır. Bu durum, faizlerin düşmesini engellemekte ve likiditeyi kısıtlamaktadır.

Temmuz ayında yıllık enflasyon yüzde 61,78’e ulaşırken, aylık bazda ise yüzde 3,23 oranında bir artış gözlemlenmiştir. CNBC-e canlı yayınına katılan Ekonomist Mahfi Eğilmez, enflasyonun Ağustos ayında yüzde 51-52 seviyelerine, Eylül ayında ise "baz etkisi" nedeniyle yüzde 48'lere gerileyebileceğini ifade etti.

Eğilmez, Eylül ayında enflasyonun yüzde 40'ların altına düşmesi durumunda Merkez Bankası'nın faizleri 1-2 puan düşürebileceğini öngördü. Yüksek faiz oranlarının ülkeye giren sermaye nedeniyle oluşturduğu "carry trade" maliyetinin, faiz indirimlerini destekleyen bir unsur olduğunu belirtti. Ancak, yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 38'den yüzde 42'ye yükseltmek gerektiği konusunda uyarıda bulundu.

Eğilmez, şunları söyledi: "Eylül verisi 40'lara geldiğinde faiz indirimini düşünmemiz gerekecek. Carry trade nedeniyle yüksek maliyet ödüyoruz. 1-2 puanlık bir faiz indirimi gündeme gelebilir." Ayrıca yıl sonu enflasyon tahmininin yüzde 38'den yüzde 42'ye çıkarılması gerektiğini vurguladı.

DÜNYA BORSALARI NEDEN DÜŞTÜ?


Eğilmez, dünya piyasalarındaki durumu değerlendirirken, "Bir şoka doğru gittiğimizi hissediyorduk ama bunun pazartesi olacağını beklemiyorduk. Japonya'nın kararı çok önemli. Piyasalarda ABD resesyonu korkusu var. ABD'nin büyümesinde düşüşler ve resesyon beklentisi mevcut. Böyle bir durumda ciddi etkiler doğurabilir. Avrupa'da özellikle Almanya resesyonda. Japonya'nın faiz artışı bu durumu daha da ağırlaştırdı. Japonya, carry trade'in merkezi konumunda; oradan düşük faizle kredi alıp yüksek faiz kazandıran yerlerde değerlendiriliyor." dedi.

UCHİDA'NIN AÇIKLAMALARI SONRASINDA ASYA PAY PİYASALARI POZİTİF SEYREDİYOR


Japonya'nın uzun süredir yapmadığı bir adımı atması, piyasalarda büyük bir etki yarattı. Ancak bu durumun hızla toparlanmasının sebebi, dünya piyasalarının bu tür olaylara alışmış olması. İlk başta bir şok yaşanıyor, herkes satış yapıyor; ardından ertesi gün "O kadar da kötü olmayabilir" diyerek piyasalar tekrar toparlanıyor. Türkiye'de ise dolar bir miktar stabil hale gelirken, borsa düşüşü telafi etmeye başladı. Kripto paralarda da benzer bir iyileşme gözlemleniyor. Bu tür büyük düşüşler, birçok yatırımcı için alım fırsatı yaratıyor. Finansal piyasalar giderek daha esnek hale geliyor ve bu durum hızlı bir şekil değişimine olanak tanıyor. Ancak, arkadan gelecek bir şok daha, piyasaları zorlayabilir.

BİREYSEL YATIRIMCILARA UYARI


Eğilmez, bireysel yatırımcılar için bu dönemin tehlikeli olduğunu belirtti ve daha sabit getirili, daha az oynak olan enstrümanlara yönelmelerini önerdi. Kurumsal yatırımcılar ise daha rahat hareket edebileceği bir ortamda bulunuyorlar.

Son dört ayda Türkiye'ye carry trade ile 20 milyar dolardan fazla sermaye girişi sağlandığını hatırlatan Eğilmez, kurun sabitleşme eğilimine girdiğinde ve faizlerin yüzde 45-50 seviyelerinde olduğunda, yatırımcıların TL'ye yöneldiğini, bunun da bir çeşit carry trade olduğunu ifade etti. Merkez Bankası'nın rezervlerindeki artışın carry trade ile gelen paralar sayesinde olduğunu belirtti. Japonya'nın faiz artışının carry trade'ciler açısından maliyetleri artırdığını, fakat Türkiye'deki dolar faizinin yüzde 45 olduğu düşünüldüğünde bu artışın çok da olumsuz bir etki yaratmayabileceğini söyledi. Eğilmez, Japonya'nın faiz artışının Türkiye için avantajlı bile olabileceğini vurguladı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.