Donald Trump’ın Suriye’nin geleceğine yönelik politikası, uluslararası arenada büyük bir merak konusu olmaya devam ediyor. Trump'ın Suriye'de nasıl bir yol izleyeceği, Orta Doğu'daki dengeleri derinden etkileyecek bir karar olarak öne çıkıyor. ABD’nin önde gelen siyaset bilimcilerinden Profesör William Engdahl, Haber Global’e yaptığı açıklamada, Trump’ın önceliğinin Kürtlerin güvenliği ve DEAŞ ile mücadele olacağını belirtti. Engdahl, Suriye’nin federal bir ülkeye dönüşmesinin kaçınılmaz olduğunu vurgularken, ülkedeki çeşitli etnik grupların yeni yönetimde temsil edilmesi gerektiğini ifade etti.
DEAŞ VE KÜRTLER ÖNCELİKLİ
Engdahl, "Esad rejimi devrildiğinden beri ABD’nin bölgedeki ağır bombardıman sayısı 100’e yaklaştı. ABD, ülkedeki tüm kesimlerin yeni kurulacak hükümette temsil edilmesi ve denge bulunması yönünde çağrı yapıyor. Ancak önceliği DEAŞ’ın temizlenmesi ve Kürtlerin otonomisi" dedi. Engdahl, DEAŞ’ın mevcut durumu bir güç boşluğu olarak değerlendirip, geçici hükümeti kendisine rakip olarak gördüğünü belirtti. ABD’nin, Suriye’de DEAŞ’a destek veren kim olursa olsun karşısına almayı hedeflediğini çünkü DEAŞ’ın 2010’lu yıllarda güç kazanıp büyük bir tehdit haline geldiğini söyledi.
ABD SURİYE’DEN ÇEKİLMEYECEK
Trump’ın Suriye’den çekileceğiz açıklamalarına rağmen, Engdahl, üç ana sebep dolayısıyla ABD’nin bölgede askeri varlığını sürdürmek zorunda kalacağını belirtti. İlk olarak, Trump’ın önceliği İran rejimini zayıflatmak ve hatta devirmek olacak. Engdahl, ABD’nin İran’ı Orta Doğu’ya müdahale edemeyecek bir noktada tutmak istediğini ifade ederken, olası bir ABD çekilmesi durumunda bu boşluğun İran’ın yeniden etkin olması ve İsrail’in kuzeyine kadar vekil güçler zinciri kurmasına neden olabileceğini belirtti. İkincisi, ABD’nin Suriye’deki petrol bölgelerini koruma çabası da ticari çıkarlarını koruma amacı taşıyor. Trump, ilk döneminde petrol havzalarından çıkmayacağını açıkça dile getirmişti. Üçüncü olarak, ABD’nin tüm savunma odağını Rusya ve Çin’e çevirdiği bir dönemde bir başka DEAŞ tehlikesiyle daha mücadele etmek istemediği belirtildi.
TÜRKİYE’NİN ROLÜ KRİTİK
Engdahl’a göre, Suriye’deki gerçek muhatap Türkiye’dir. ABD’nin bu konuda Türkiye’nin hayır diyeceği bir geleceğin Suriye ve Orta Doğu’nun istikrarı için imkansız olduğunu belirtti. Türkiye, Suriye’nin geleceği için kritik bir role sahip ve mevcut durumda Türkiye’nin karşı çıkacağı bir planın hayata geçmesi Orta Doğu’daki istikrarı tehlikeye atar.
Batı’nın Suriye’deki çekinceleri ortadan kalkmış görünüyor ve Rusya ile İran’ın etkisi kırılmış durumda. Engdahl, "HTŞ’nin nasıl kontrol altında tutulacağı" sorusuna dikkat çekti. HTŞ’nin, Suriye’nin farklı kentlerinde farklı silahlı grupların kontrolünde olması nedeniyle belirli zorunluluklarla yüzleştiği belirtiliyor. ABD, İsrail ve Türkiye’nin varlığını hisseden HTŞ, yeni hükümeti oluşturma çabalarında ülkedeki herkese temsiliyet vermek, bölgesel yönetimlerle çatışmamak ve merkezi bir sistem yerine belki de otonom yönetimlerin yer aldığı bir ülke kurmak zorunda kalacağını ifade etti.