Erdoğan beğendiği liderleri açıkladı

Dünya İnsan Hakları Günü etkinliğinde konuşan AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  "İnsan hakları talepleri aslında bize uzak veya yabancı değildir. Dikkat ederseniz bu konudaki en büyük mücadeleler insana en büyük...

Dünya İnsan Hakları Günü etkinliğinde konuşan AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  "İnsan hakları talepleri aslında bize uzak veya yabancı değildir. Dikkat ederseniz bu konudaki en büyük mücadeleler insana en büyük zulümlerin yapıldığı yerlerde yapılmıştır" dedi.

Erdoğan Dünya İnsan Hakları Günü etkinliğinde konuştu

Erdoğan’ın konuşmasından başlıklar şöyle:

“Allah katında en kıymetli olanınız ondan en çok korkanınızdır. Bu konuda ecdadımız da tüm insanlığa ışık tutan tavsiyeleri ile öne çıkmaktadır. Bugünkü batının geçmişi en ağır insan hakları ihlalleri doludur.

Terörle mücadelemizi insan hakları diye eleştirenlerin geçmişi soykırımlarla dolu. Halbuki bizim böyle bir ayıbımız yok. İnsan hakları alanındaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dün açıklanan Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim endeksinde Türkiye artık çok yüksek insani gelişme kategorisinde yer alıyor. Hep önce insan demeye insanı yaşat ki devlet yaşasın demeye devam edeceğiz.

Ülkemizin mücadelesini insan hakları kisvesiyle eleştirenlerin geçmişinde her türlü leke var.

Hak hukuk adalet bu 3 kavram bizim olmazsa olmazımızdır. Bir liderin de dikkat etmesi gereken konu budur. Bu 3 kavramda adeta insanlığın tüm meseleleri saklı bunları halletmemiz gerekiyor. Ekonomik boyutta da alınan mesafeler çok açık net ortada. Israrla hep söylediğimiz Türkiye’yi dünyada ilk 10’un içine sokmak istiyoruz.

Suriye’den Filistin’e kadar bu onurlu duruşumuzla insanlığa örnek oluyoruz. Eğitimden sağlığa barınmadan enerjiye her anlamda ülkemize çağ atlattık Özgürlük alanlarını genişlettik, insan haklarına ilişkin çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Demokrasimizin üzerindeki vesayet gölgesine son verdik. Yargı reformu ve insan hakları alanında çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

Erdoğan konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını yanıtladı:

“Avrupa’da şu lider örnektir’ diyebilecek cesareti bulamıyorum”

“Ben geçmişten bugüne bakmak gerekir. Her şeyden önce bizim için önder diye baktığımızda geçmişten bugüne dediğimizde tek önderimiz sevgili peygamberimiz Hz. Mustafa’dır. Hak, hukuk,adalet dediğimiz her şeyde onda vardır. Ardından adaletin de timsali olarak 40. Müslüman Hz. Ömer bu yönüyle çok büyük önem arz ediyor. Çağımıza doğru yaklaşınca Osmanlı’da Selçuklu’da örnek liderlerimiz var. Cumhuriyetimizin kuruluşunda Gazi’nin önemli bir yeri var. Bunlar dönemlerine damgalarını vurmuşlar. Bu şu anda yaşayan liderler noktasına baktığımızda da şu andaki liderlere bakıyorum, oturuyoruz, konuşuyoruz falan biraz dara zora giriyoruz. Tabii bölgesel olarak öyle liderler var ki gerçekten gizli ajandası yok ama öyle liderler de var ki gizli ajandaları var. Mesela Körfez’de ben genç dinamik olması sebebiyle Şeyh Temim’i beğenirim. Özellikle nerede darda aklan bir ülke varsa onların yanında. Avrupa’ya girdiğimizde şu anda ciddi manada lider krizi, lider boşluğu var. Şu örnektir diyebilecek cesareti bulamıyorum. Başbakanlığımın ilk dönemlerinde beğendiğim lider Almanya’nın Schröder’dir. Reformları yapmıştır, reformların bütün verimliliğini Merkel kullanmıştır. Ama gerçekten önemli bir isimdi. Üzerinde spekülasyonlar olmasına rağmen İtalya’da Berlusconi beğendiğim liderlerden biri olmuştur. İş birliği yapma gücü itibariyle de İtalya’da Berlusconi ile attığımız adım ama Afrika’ya doğru uzandığımızda iş birliği yaptığımız ve olabileceğimiz liderler var. Fakat Afrika hâlâ bunun farkında değil. Son zamanlarda da severseniz sevmezseniz Trump böyle biri. Gizli ajandası yok. Saklısı gizlisi yok. Bana karşı çok açık söyler ben de kendisine karşı çok açık söylerim. Bir diğer lider de Rusya Devlet Başkanı Putin’dir. Birbirimize karşı çok açık ve net oyunlarımızı oynuyor, adımlarımızı atıyoruz. Bölgede barışı yine beraber sağlayacağız.”

“Son dönemlerde Akdeniz’de sorun yaşıyoruz, Yunanistan Başbakanı’na söyleyeceklerimi açıkça ortaya koydum.”

“Son dönemlerde Akdeniz’de sorun yaşıyoruz, Yunanistan Başbakanı’na söyleyeceklerimi açıkça ortaya koydum.”

“Kazan – kazan esasına dayalı olarak Akdeniz’e kıyıdaş ülkelerle adım atabiliriz.”

Erdoğan’ın beğendiği Berlusconi küçük yaşta bir kızla para karşılığı seks yapmakla suçlandı

Sosyal medyada da Berlusconi’ye, para karşılığı seks partileri düzenlediği iddiaları hatırlatılarak “Bunu söyleyen de Bay Bunga Bunga!”, “Tabii sen kur yapmıyordun, para veriyordun”, “Berlusconi’nin övdüğü her şey çöplüktür” gibi yorumlar geldi.

81 yaşındaki Silvio Berlusconi, küçük yaşta bir kızla para karşılığı seks yapmakla suçlandığı davada ilk aşamada suçlu bulunarak 7 yıl hapis ve ömür boyu kamu görevinden men cezasına çarptırılmıştı.

Ancak temyiz aşamasında karar bozulmuş ve Berlusconi’nin “kızın yaşını bilip bilmediğinin kanıtlanamadığı” gerekçesiyle dava 2014’te eski başbakanın aklanmasıyla sonuçlanmıştı. Ancak Berlusconi’nin bu davadaki tanıkları susturmak için rüşvet verdiği iddiasıyla açılan dava halen devam ediyor.

Eski karısı Veronica Lario da, “küçük yaştaki kızlara düşkünlüğünü” de gerekçe göstererek Berlusconi’ye boşanma davası açmıştı.

“Libya isterse asker gönderebiliriz”

Libya konusunda ne gibi adımlar atılabilir?

Ülkelere bunların bilgilerini sürekli veriyoruz. Asker gönderme konusunda Rusya’dan bir güvenlik şirketi söz konusu. Bu şirket oraya güvenlikçilerini göndermiş durumda. Libya bizden böyle bir talepte bulunursa biz Libya’ya da aynı şekilde elemanlarımızı yeteri derecede neyse gönderebiliriz. Bunlar bizimle böyle bir güvenlik anlaşmasını imzaladıktan sonra bir engel söz konusu değildir.

“Almanya senin sınırın var mı? Fransa, İngiltere senin? Bizim orada 911 km sınırımız var. Biz sürekli taciz ediliyoruz. Bizim şehitlerimiz var tabii ki de orada olacağız. Siz ne zaman çıkarsanız, biz de bu teröristlerden orayı ne zaman temizlersek o zaman çıkacağız. Bizim Suriye’nin topraklarında gözümüz yok. Bizim mevcut topraklarımız bize yeter.”

“Müslüman olduğumuz için bizi Avrupa Birliği’ne almıyorlar”

“Bizi liderler zirvesine davet etmediler. Türkiye’nin dışındaki iki ülkeyi AB’ye dahil ettiler. Arkadaşlar neden? Açık ve net söyleyeceğim. Benim bu ifadelerimden çok rahatsız oluyorlar. Sizin nüfusunuz çok fazla diyorlar ama gerçek sebep bu değil. Gerçek sebep biz Müslümanız. AB ülkeleri içinde halkı Müslüman olan bir ülke başka yok. Yahu gerçeği söylesenize. Fransa’nın eski bir büyükelçisi vardı, ‘Boşuna uğraşmayın sizi AB’ye almayacaklar, siz Müslümansınız’ demişti. Bunları bizim yüzümüze söylemiyorlar. Ben kendilerine de söylüyorum. Biz çekilelim diye bekliyorsanız, biz sabrediyoruz. Biz kendimiz çekilmeyeceğiz, siz göndereceksiniz. AB bu. Bundan 18 sene önce AB’ye muhtaç bir ülke vardı, artık yok. Biz artık kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz. Biz güçleneceğiz, daha güçlü olacağız, daha güçlü oldukça da önümüzde kimse duramayacak.”

Nobel Edebiyat Ödülü’nün Avusturyalı yazar Peter Handke’ye verilmesi

“Bu çok önemli bir sınavdı ve Nobel ne olduğunu ortaya koydu. Nobel kendini tüketmiş, kendini bitirmiştir. Nobel tamamıyla ideolojik davranan bir kurumdur. Benim için Nobel’in hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Böyle bir zalime ödül vermekle buna ortak olmuştur. Bu tür bir şeyi kabul etmemiz mümkün değil. Bu adamın destek verdiği adamlar hepsi mahkûm edilmiş kişiler. Bu kişilere methiyeler düzen birine ödül veriyorsanız sizin artık uluslararası camiada takdir edilecek hiçbir tarafınız kalmamıştır demektir. Teröristleri kendi romanına yansıtan siz Nobel’e layık görürseniz bizim de sizi tanımamız mümkün değildir. Bu akşam benim önemli bir toplantım var o toplantıda da buna özellikle değineceğim. Bu sadece şu anki ödülde değil ki bundan önceki ödüllerde buna dikkat etmişlerdir. Türkiye’den kalkmışlardır teröriste ödül vermişlerdir.”

Bir gün size Nobel verilmek istenirse ne yaparsınız?

“Sevgili gençler öncelikle şunu bilmeniz lazım şu an itibariyle 110 bin Suriyeliye biz vatandaşlık verdik.”

“Bay Kemal bundan rahatsız olur. Biz iktidar olursak bunları Suriye’ye göndereceğiz diyor. Bizim bombalara göndermeye niyetimiz yok. Şu an itibariyle kendi evlerine, topraklarına dönmek isteyen gönüllülük esasına dayalı olarak dönecekler. Güvenli bölge tezimiz tutarsa, plan projemiz hazır, ben bunları uluslararası camiada görüşüyorum, bunu yaparlarsa beraberce Tel Abyat’tan Irak sınırına kadar olan bölgede bu projeleri hayata geçireceğiz. Bir milyona yakın insanı oraya yerleştirebiliriz. Bu insanlar buralarda kalabilir, asla cebri bir şey söz konusu değil. Diğerleri için ise aynı şekilde ülkemizde vatandaşlığı varsa çalışanlar olacak. Bunlardan da aynı şekilde istifade etmiş olacağız. Kötü propaganda var. Bunlar geri gönderilmeyecek diyorlar, biz gönüllülük esasına dayanarak geri göndermekten yanayız. ”

Sizce BM reform edilerek hürriyete kavuşabilir mi? Yoksa uluslararası başka bir yapı mı gerekir?

“BM birinci dünya savaşı sonrası şartlarda teşekkül etmiş bir yapı. O günden bugüne çok şeyler değişti. O günün şartlarıyla dünyayı değerlendiremeyiz. Dikkat edilirse daimi üyeler arasında 5 ülke, İngiltere, Fransa bir kenara, Rusya’yı da Avrupa ülkesi sayabiliriz, bir tarafta Amerika var. Bunların içinde Müslüman bir ülke yok. Dini anlamda bir kopuş söz konusu. Kıtalara bakınca da her kıtanın temsil edildiğini söylemek mümkün değil. Bizim söylediğimiz bu 15 geçici üye olan ülkelerin hiçbirinin anlamı yok. Biri hayır diyorsa oradan karar çıkmaz. Bu adalet mi! Dünya beşten büyüktür. ”

“20 tane daimi üye olabilir. 10 tanesi bir ikinci yılda değişime tabi olur. Bu değişimle birlikte bu ülkelerin her biri de daimi ülke olma şansını yakalar. 198 ülke de bu şekilde daimi üye olma şansını yakalayınca dünya şunu konuşacaktır, benim de temsil yetkim var. Bir geçici üye olabilmek için yapılan lobi faaliyetler akla hayale gelmez. Almanya şimdi diyor ki ben 5+1, Japonya da, Hindistan da, ben de istiyorum. Bırakın bunları 198 ülkelerin tamamı daimi üye olsun. böylece tüm bu ülkeler daimi ülke olma şansını yakalasın, 5 ülkenin hegomanyası altında ezilmesin.”

Karar alma süreçleriniz hepimiz adına çok önemli. Bir konu ile alakalı karar alıyorken nasıl bir süreç takip ediyorsunuz?

“Şu anda çok açık net bir defa karar alma sürecim kesinlikle tamamiyle istişare kaynaklıdır. Bu istişarede iki ayak vardır. Biri partimin kabinesidir, bir diğeri de partimiz MYK’sıdır. Buralarda bu görüşmeleri yapar, adımı ona göre atarız. Bunun dışında yeni dönemde ofisler oluşturuldu. Oralarda görüşülmesi gerekenleri istişare ederler.”

Bazen ani kararlar almak gerekiyor. Öyle durumlarda nasıl bir süreç gelişiyor?

Orada sizin o ana kadar birikimleriniz, doluluk oranı neyse zaten liderlik de budur. Orada lider olarak o adımı atarsınız. Zaten Davos denilen olay da böyle olmuştur.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.