Erdoğan: İçimize sinse de sinmese de YSK’nın verdiği karara saygı göstereceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul seçimleriyle ilgili, "'Şeriatın kestiği parmak acımaz' diyerek, içimize sinse de sinmese de Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) verdiği karara saygı göstereceğiz. Ancak son ana kadar biz...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul seçimleriyle ilgili, "'Şeriatın kestiği parmak acımaz' diyerek, içimize sinse de sinmese de Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) verdiği karara saygı göstereceğiz. Ancak son ana kadar biz hukuk mücadelesini sürdüreceğiz. Burada bir şaibe olduğu kesin. Bu şaibe giderilsin ki rahatlayalım" dedi.

Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde otelde düzenlenen AKP'nin 28'inci Değerlendirme ve İstişare Toplantısı, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açılış konuşmasıyla başladı. Oy oranları üzerinden baktığımızda AKP'nin ve Cumhur İttifakı'nın tartışılmaz bir başarısı vardır." dedi.

'İÇİMİZE SİNSE DE SİNMESE DE YSK’NIN KARARINA SAYGI GÖSTRECEĞİZ'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin seçimlere gölge düşürmeye çalıştığını savunarak şunları söyledi:

"CHP'nin bugün seçim kanunumuzda yeri olan itiraz yollarını kullandığımız için bizi hedef alması tam anlamıyla trajikomik bir durumdur. İstanbul'da verdiğimiz mücadele sayesinde, 15 bin oyu gasp edilmekten kurtarmamız dahi itirazlarımızın ne kadar yerinde olduğumuzu göstermiştir. '30 bin fark' diyorlardı, bu düşe düşe 13 bin küsura kadar düştü, daha da düşecek. Son yaptığımız itirazlarla, son verilerle düşmeye devam ediyor. Yani burada çok ciddi bir örgütlü organizasyon söz konusu. Elimizdeki belgeler bunu gösteriyor. Partimize verilen oyların takibini elbette yapacağız. 'Şeriatın kestiği parmak acımaz' diyerek içimize sinse de sinmese de YSK’nın verdiği karara saygı göstereceğiz. Ancak son ana kadar biz hukuk mücadelesini sürdüreceğiz. Burada bir şaibe olduğu kesin. Bu şaibe giderilsin ki rahatlayalım. Bu bir normal yargı mücadelesi olmaktan aslında seçim hukukuna yönelik bir mücadeledir. Bunu da sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız. Zira öyle bir şey burada var ki, milletimiz diyor ki 'bu İstanbul benim içime sinmedi'. Burada bir şaibe olduğu kesin. Ve bu şaibenin giderilmesi şart ki rahatlayalım."

'DAVANIN ADAMI OLDUĞUNU SÖYLEYENLER KAMPANYA BOYUNCA NEREDELER?'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim sürecinde parti içerisinde kendilerine yanlış yapanların olduğunu ifade ederek şöyle dedi:

"Maalesef içimizde belli seviyeye, noktalara gelenlerin yaptığı çalışmalar yenilir yutulur cinsten değil. Bu davanın adamı olduğunu söyleyenler, bütün kampanya boyunca bu adamlar neredeler ya? Bunlar nereye gittiler? 'Efendim ben beğenmedim' E sen beğenmeyebilirsin. Yani biz herkesin beğeneceği isimleri bulma başarısını ne zaman gösterdik ki bugün göstereceğiz? Böyle bir şey olabilir mi? Burada bir yönetim varsa bu yönetim çalışmalarını, istişarelerini yapar ve bir karar verir. Bu karara da hep birlikte uyarız. Ve bu işte bir teşkilatın ahlakıdır. Ama bu teşkilatın ahlakından mahrum olanlar kendilerini hiçbir zaman anlatamayacaklar. Ve şunu açık, net ifade ediyorum; Bilesiniz ki, bu teşkilat sadece Ankara'da kabuğuna çekilmiş bir teşkilat değildir. Hangi ilde neler oluyor, ilçelerde neler oluyor bunların hepsi bize geliyor. Nerede neler olduğunu, döndüğünü bunların hepsini biliyoruz. Gün ola harman ola, zamanı geldiğinde tabii ki bizler bu teşkilatın geleceği için de bunların hesabını sormasını biliriz. Değişim hayatın gerçeği. Değişerek, yeni değerlerle, yeni kadrolarla safları genişletip güçleneceğiz."

'HİÇ KİMSENİN BİZ ŞİDDETE MARUZ KALMASINI TASVİP ETMEYİZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit cenazesine katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırı olayına ilişkin şöyle konuştu:

"CHP zihniyeti hep yaptığı gibi geçtiğimiz hafta bir şehit cenazesinde yaşanan müessif bir hadiseyi yine çığrından çıkarmaya çalıştı. Sadece bununla kalmayıp, işi hem şehitlerimizin yakınlarına hem milletimize hem de çalışma arkadaşlarımıza hakarete vardırdılar. Şehit cenazesine katılmak elbette herkesin hakkıdır. Ancak seçim sürecinde kendini PKK'nın güdümünden kurtaramamış, PKK ile işbirliği yapmış ve bu konuda atması gereken adım daha dikkatli olması gerekenler, daha özenli hareket etmek zorunda olmaları gerekir. Acaba buraya gitmek ne getirir, ne götürür? Çünkü bu şehit nereden geliyor? Senin işbirliği yaptığın o PKK'nın canavarlarının, alçakların siyasi görüntüsü olan HDP ile sen işbirliği yapmışsın. Yani bunu söylemeyelim mi? Bunu yutalım mı? Benim Mehmedimi şehit edenlerin, siyasi görüntüleriyle işbirliği yapacaksın, güç birliği yapacaksın, bunları yutalım mı? Yutmayacağız arkadaşlar bunları söyleyeceğiz. Dağ ile anlaşacaksın, dağ ile el tutacaksın, dağ sana talimat verecek, bunları TV'lerde hep izledik. İşte HDP Ankara, İstanbul, Antalya burada seçime girmeyecek ve sen onlarla dayanışma içinde olacaksın, ondan sonra da kalkıp Çubuk'a şehidimin cenazesine gideceksin."

Şehit cenazesine gitmeden önce aileye de bilgi verilmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, "Sen bunu da yapmadın, gereken yerler bellidir. Kaldı ki aile zaten gelmenizi istemiyor, bir de o var. Buna rağmen oraya gidiyorsunuz. Hiç kimsenin biz şiddete maruz kalmasını tasvip etmeyiz. Bay Kemal, Hacı Bektaş'ta bizim bakanımız Bekir Bey'e senin gözlerinin önünde nasıl saldırıldığını, darp edildiğini biliyoruz. Kalkıp da konuşmanda, orada özür veya geçmiş olsun temennisinde bulunmadın. Aynı şekilde Enerji Bakanımız Taner Beye, yine CHP'liler tarafından yapılan saldırı" diye konuştu.

'ERMENİ MESELESİ KONUSUNDA ARŞİVLERİMİZİ AÇIYORUZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Rus ve Ermeni işgalleri sırasında 2 milyona yakın sivil vatandaşın katledildiğini bildirerek şöyle dedi:

"Ermeni tehciri işte bu büyük acıların önünü kesmek için başvurulan bir yöntemdir. Yani bir hicrettir. Ermenilerin iddia ettiği gibi bir yola başvurmuş olsaydık, dünyanın dört bir yanında yaşayan milyonlarca Ermeni'den söz edilemezdi. Tehcir, bir mecburiyet olarak uygulandığı için elbette ciddi acılar yaşanmıştır. Ama tüm bunların konuşulacağı yer ülkelerin yönetim binaları, parlamentolar değildir. Bu hakikatlerin aranacağı yer arşivlerdir. Bunu yapacak olanlar da tarihçilerdir. Bizim arşivlerimiz her konuda olduğu gibi Ermeni meselesi hususunda da tüm araştırmacılara açıktır. Hodri meydan; üçüncü ülkelerde varsa onlar da açsınlar. Ama gelmiyorlar. Biz yıllardır bunları Başbakan olduğum andan itibaren hep söyledik, gelmiyorlar. İşlerine gelmiyor, arşivde nelerin olduğunu biliyorlar. Onun için gelmiyorlar. Parlamentolar vasıtasıyla buralarda çevirdikleri yalan dolan birçok şeylerle bunu yapmanın gayreti içine giriyorlar."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.