İstanbul'da 23 Haziran'da yenilenecek olan Büyükşehir Belediye Başkanı seçimi için geri sayım başladı. Yapılan kamuoyu yoklamalarının çoğu, ipi yine Ekrem İmamoğlu'nun göğüsleyeceğine dair veriler sunuyor. Ancak bu arada gözden kaçırılmaması gereken bir şey var. O da "39 ilçede 39 miting yapacağım" diyen AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ortada gözükmemesi. "Nerede mitingler" diye soranlara çeşitli yanıtlar veriliyor ki bunun doğrusu kamuoyu yoklamalarıdır.
Odatv'den Müyesser Yıldız'ın kulislerden edindiği bilgilere göre; Erdoğan'a düzenli olarak anket çalışması yapan birkaç firma, "dur" dedi. Kutuplaştırıcı dil, yaşanan kötü ekonomik sürecin sorumlusu olma 31 Mart'ta kendisini kaybetme biçiminde gösterdi. Dikkat edilecek olursa fatura sahipleri geri planda duruyor. Berat Albayrak gibi. Ve "metal yorgunu" görüntüsünden dirilmiş bir AKP adayı. Aslında bunların hepsi uygulanan stratejinin parçaları. İstemediği halde aday yapılan Yıldırım, sadece strateji olarak mı önde? Ya da Erdoğan geride?. Anlaşılan o ki AKP'de anketler iç siyasi hesaplaşmanın da aygıtı olmuş.
Saraya yakın konuştuğumuz isimler, aslında Erdoğan'ın durumdan rahatsızlığını ortaya koyuyor. Olay özetle şu, Erdoğan tekrar mağlubiyetin faturasının kendisine kesilmesini istemiyor. Çünkü bu sefer oturduğu koltuğun sorgulanacağını, hatta AKP'nin birkaç parçaya bölünebileceğini düşünüyor olsa gerek, Binali Yıldırım kurban seçiliyor. Yıldırım ise bunun farkında olarak da fatura kendisine kesilmesin diye var gücüyle çalışıyor. İç hesaplaşma noktasında, Albayrak geriye çekildikçe Soylu o kadar öne çıkıyor. Ama orada tutmayan hesap Kürt oyları. Bu sefer başka biriyle çatışma su yüzüne çıkıyor: mitini sermeyen, İstanbul'a kamp kurmayan Bahçeli. Şu an genel olarak Cumhur İttifakı'nın özel olarak ise AKP'nin içi çok karışık. Fırsattan istifade AKP içindeki MHP karşıtları da sesini yükseltmeye başladı. Ancak şu an herkes 23 Haziran seçimlerinin yüzü suyu hürmetine susuyor. Yoksa İbrahim Kalın'ın bu kadar sessiz kalması normal mi?