Türkiye'de gerçekleşen İslami Finans Zirvesi'nde konuşan AKParti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zirvenin önemine vurgu yaparak kapsamlı hazırlıklara işaret etti ve İslam ekonomisi üzerindeki panellerin yol gösterici olacağını belirtti.
TÜRKİYE'NİN KÖPRÜ ROLÜ: İSLAM EKONOMİSİ VE FİNANS ALANINDAKİ POTANSİYEL
Erdoğan, Türkiye'nin finans ve İslami finans alanında önemli bir rol üstlendiğini ve bu alanda büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurguladı. Türkiye'nin İstanbul'uyla bu alandaki görevini üstlenen bir köprü olduğunu ve uluslararası çevrelerce takdir edildiğini ifade etti.
KÜRESEL DENGE KAYBOLDU: ADALETSİZLİK, KAOS VE SİSTEMATİK SORUNLAR
Dünya genelinde yaşanan değişimlere dikkat çeken Erdoğan, uluslararası sistemdeki denge kaybının arttığını, istikrarsızlık ve kaosun hakim olduğunu belirtti. Koronavirüs enkazıyla birlikte ortaya çıkan Rusya-Ukrayna savaşı ve Gazze gerilimi gibi olayların sistematik sorunları gözler önüne serdiğini ifade etti.
SERVET EŞİTSİZLİĞİ TARİHİ BAKIMDAN EN YÜKSEK SEVİYEYE ÇIKTI
Erdoğan, uluslararası kurumların güvenilirliğinin sarsıldığını, adaletin sağlanamadığını ve mevcut sistemdeki çarpıklıkların artık görmezden gelinemeyeceğini dile getirdi. Finansal sistemdeki yapısal sorunları ve adaletsizlikleri vurgulayarak, dünya genelinde artan servet transferinin önemli bir sorun olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan şu şekilde konuştu:
"Küresel finansal mimarinin gayesi asıl refah artışına fayda sağlamak olmalıdır. Finansal sistem, reel sektörü sömüren bir yapıya dönüşmüştür. Gelir ve servet adaletsizlikleriyle yapay büyümeyle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler üzerinde baskıya neden oluyor. Sistemin yapısal sorunları gün yüzüne çıktığı halde süreç geçici önlemler alındı. Finans mimarisinin oldukça kırılgın yapıda olduğunu herkes kabul ediyor.
Uluslararası Finans Enstitüsü'ne göre küresel borçluluk 315 trilyon dolar seviyesine ulaştı. Bu oranların sürdürülebirliliği bile şüpheliyken borçlanmanın daha da artması bekleniyor. Servet eşitsizliği tarihi bakımdan en yüksek seviyeye çıktı. En zengin yüzde 1'lik kesim küresel servetin neredeyse yarısına sahip. Alttaki yüzde 50'lik kesimin payı ise yüzde 1'i dahi geçmiyor. Fakirden zengine doğru artan bir servet transferi yaşanıyor. Afrika'dan Asya'ya milyarlarca insan bir avuç kişi için adeta seferber olmuş durumdadır."