Partisinin Meclis grup toplantısında konuşan AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İdlib'deki saldırı Türkiye açısından Suriye'de yeni bir dönemin miladıdır" dedi. Suriye'ye süre tanıdıklarını söyleyen Erdoğan, çekilme olmaması durumunda Türkiye'nin bu bölgeleri boşaltacağını açıkladı. Suriye ordusunun bu ay gözlem noktalarından çekilmesini isteyen Erdoğan, "Derin ilişkilere sahip olduğumuz Rusya'dan tek beklentimiz hassasiyetleri anlaması" ifadelerini kullandı.
'ÇATIŞMALARDAN UZAK DURMAK İÇİN YILLARCA SABRETTİK'
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"İdlib'de uğradıkları alçakça saldırı sonucu şehit olan 7 askerimize ve 1 sivilimize Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralanan 12 asker ve 1 sivil tercümanımıza acil şifalar diliyorum. Türkiye'nin Suriye politikası için kapsamlı bir değerlendirme yapmak istiyorum.
Türkiye'nin Suriye'deki varlığı keyfe keder bir tercih veya basit hesaplar sonucu ortaya çıkmış değildir. Çatışmalardan uzak durmak için yıllarca sabrettik. Vatanlarını korumak için mücadele eden Suriye halkına desteğimizi hep bu taraftan verdik. 4 milyon Suriyeli kardeşimize kapılarımızı açmakta tereddüt etmedik. Bu millet tarihinin hiçbir döneminde bugün de mazluma sırtını çevirmemiştir, çevirmeyecektir. Ancak 2015 yılından itibaren Suriye'deki kriz tamamen kontrolden çıktı. Durum rejim ve terör örgütlerinin sınırlarını tehdit etmeye başladığı bir noktaya ulaştı.
Gerilim sonrası Rusya, Libya dosyasını açtı… ‘Türkiye’den Libya’ya terör güzergahı’
'ASIL DERT PETROL KUYULARIYDI'
Asıl dert petrol kuyularıydı. Kimin iştahını kabarttığı da ortadaydı. 2019 yılı ekim ayında Barış Pınarı Harekatı'nı başlattık. Bu harekatla Rasulayn ve Tel Abyad arasını teröristlerden temizledik. Bugün geldiğimiz noktada ne İdlib'deki ne Barış Pınarı Harekatı bölgesindeki mutabakatların gerçek anlamda işlemediğini görüyoruz. Suriye'de anlaşmalara uyulmuyor.
Önceki gün askerlerimize yapılan saldırı Türkiye açısında, Suriye'de yeni dönemin miladıdır. Türk askerinin kanının aktığı yerde her şeyin aynı şekilde devam etmesine izin veremeyiz. Taraflar buna uymayacaksa, bu mutabakatlar ne için yapılıyor?
'REJİM DENEN KUKLANIN...'
Rejim denen kuklanın suni solunumla yaşatılmaya çalışıldığının farkında olmadığımız mı düşünülüyor? Suriyelinin evlerine bilinçli olarak dönmelerine izin verilmediğini bilmediğimiz mi sanılıyor. Türkiye ne yapacaksa, bunu hiçbir masumun canına, malına zarar gelmeme prensibiyle hareket ediyor. Suriye'deki milyonlarca insanı canımız pahasına savunuyoruz. Çözümün zalimleri yok ederek masumları korumak için bunca riski göze alıyoruz.
Elbette bunları yaparken, vatandaşlarımızın huzurunu, sınırlarımızın güvenliğini, devletin bekasını düşünüyoruz. Her kim 'Türkiye'nin Suriye'de ne işi var' diye soruyorsa ya gafildir, ya da taammüden bu milletin hasmıdır.
Aynı durum Libya başta olmak üzere Afrika, Karadeniz, Akdeniz ve Balkanlar için de geçerlidir. Bunun için bölgemizin huzuru ve güvenliği için çalışmaya devam edeceğiz.
İdlib'den kontrolümüz altındaki bölgelere doğru harekete geçen sayısı 1 milyona yaklaştı. Kimsenin böyle bir yükü omuzlarımıza yükleme hakkı yoktur. Bunu düzelterek İdliblilerin evinde yaşamasına mecburuz. Bundan sonra mutabakatların ihlaline göz yummayacağız.
İDLİB'DE SON DURUM
12 gözlem noktasının 2'si rejim hattının gerisinde kalmıştır. Rejim geri çekilmezse Türkiye bu işi bizzat yapmak mecburiyetinde yapmak durumunda kalacaktır. Bugüne kadar rejimin İdlib'de yaptığı saldırılarının gerekçesi sunulan ateşkes ihlalleri tek taraflı olmamıştır. Suriye'deki en sorunlu grupların toplandığı İdlib'de işlerin kolay yürümeyeceğini herkes biliyordu. Rejim nasıl en küçük ihlale ağır saldırılarla karşılık veriyorsa, bundan sonra rejimin ihlalleri de aynı şekilde cevaplandırılacaktır. Askerlerimize ve dost unsurlara yapılan her saldırı kaynağına bakılmaksızın ve ikaz yapılmadan misliyle cevaplandırılacak. Madem İdlib'de askerlerimizin güvenliği sağlanamıyor, bunu bizzat yapmamıza kimse itiraz edemez. TSK'nın hava ve kara unsurları serbestçe hareket edecekler, gerektiğinde operasyon yürüteceklerdir. Tel Rifat bölgesi derhal Suriye halkı yönetimine bırakılmalıdır.
HAREKAT SİNYALİ
Tel Abyad Rasulayn kısım güneyden saldırı altındadır. Terör örgütünün ülkemize yönelik saldırılarının durmasını koşmuştu. Bombalı araçlar ve saldırılar bu beklentimizin karşılanmadığını gösteriyor. Bu durdurulamıyor, öyleyse bizim bu işi bizzat kendimizin yapması kaçınılmaz hale gelecektir. Önümüzdeki günlerde bu adımların atılmaması halinde Barış Pınarı Bölgesi'ndeki harekatı sürdürmekte tereddüt etmeyeceğiz. Bizim hiçbir müttefikimizle, hiçbir ülke ile karşı karşıya gelme gibi bir niyetimiz, derdimiz söz konusu değildir.
RUSYA GERİLİMİ
Tek derdimiz Suriye istikrarına kavuşana kadar en doğru, en sağlıklı, en güvenli çözümü bulmaktır. Rusya ile olan dostluğumuzun sürmesine özel önem veriyorum. Geniş bir alanda çok derin ilişkilere sahip olduğumuz Rusya'dan tek beklentimiz Suriye hakkındaki hassasiyetlerimizi daha iyi anlamasıdır. Merkel ile bir görüşme yaparak Libya'da ne gibi adımlar atacağımızı konuşacağız.
Bugün Suriye'de kimler var diye baktığımızda; Suriye'de Rusya, ABD, İran, kimi Avrupa ülkeleri koalisyon güçleri adı altında var, Körfez ülkelerinden bazıları var, PKK terör örgütü var, DEAŞ kalıntıları var. Herkes var. Elbette Türkiye de var.
İDLİB'DEN GÖÇ DALGASI
Bu kadar Suriyeli konuştuğumuz bu ülkelere mi gidiyor. 4 milyon Suriyeliye biz evsahipliği yapıyoruz. Şimdi briket evler yapıyoruz. Burada İdlib'den gelen Suriyelileri yerleştirmeyi planladık. Yoğun bir şekilde buna çalışıyoruz.
Onların derdi PKK'yı daha fazla nasıl silahlandırırız? Öyle silahlandıralım ki onlar Türkiye'ye karşı ayakta durabilsinler. Onların düşmanı Türkiye. Türkiye onlara işgal gücü olarak imkan tanımaz. Ama bunu maalesef rejim dahi bilmez. Kürtlere pasaport, kimlik kartı dahi vermezdi. Ben aksini söylerdim ama vermezdi. Esed aynı Esed. Bundan sonra da onlara orada yaşam hakkını tanımayacak. Bizim ise böyle bir derdimiz yok. Bize topraklarımız yeter. Ama derdimiz aramızda tarih boyunca birliğimiz, beraberliğimizin, dostluğumuzun, kardeşliğimizin olduğu Suriye'ye işgal güçlerinin girmesini engellemek. Oraya girdiğimizde Misak-ı Milliyi görürüz. Burada bulunmaya en çok hakkı bulunan Adana Mutabakatı'yla Türkiye'dir. Suriye'nin siyasi birliği ne kadar çabuk sağlanırsa bizim için o kadar iyi olur. Türkiye olarak bu yönde çalışmaya devam edeceğiz.
'YÜZYILIN ANLAŞMASI'
Açıklanan planın yegane hedefi, 70 yıldır aralıksız süren İsrail'in işgal, yıkım ve gasp politikalarına meşruiyet kazandırmaktır.
ABD Başkanı Donald Trump'ın konuşma metnini ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi yırtıyor. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.
Plan, Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkı olmayacağını söylüyor. Bunlar işgalci. Demek ki Trump bu işgalcilerin arkasında duruyor. Kudüs'ün Filistin'in İsrail'e peşkeş çekilmesini kim içine sindirebilir?
Şu anda maalesef ABD gerek şahsıma, gerek istihbarat başkanıma yönelik tehditler savuruyor ve Türkiye'deki bazı finans kuruluşlarını da tehdit altına alıyor. Ne yaparsanız yapın, bunu kesinlikle başaramayacaksınız. Çok büyük paraları, silahları olabilir ama biz şunu biliyoruz nice az inanmış toplulukları inanmamış kalabalıkların üzerine galip kıldık diyor bizim kutsal değerimiz. Planla ilgili ikircikli ifadeler kullanan kimi devletler tepkiler karşısında farklı tutum almaya başladı. Gün sessizliğe bürünme değil Filistin davasına ve Kudüs'ü Şerif'e sahip çıkma günüdür. Filistinli kardeşlerimizin razı olmadığı bir plana asla destek vermeyeceğiz."