Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul yöneticileri ve il protokolü iftar programına katılarak yaptığı konuşmada, provokatif ifadeler kullandı. Taksim Gezi Parkı'na tarihi Topçu Kışlası adı altında yapılacak AVM projesini gerçekleştireceklerini belirten Erdoğan, İstanbul'un huzur ve barışını ise Gezici'lerin bozduğunu ileri sürdü.
Her fırsatta Gezi eylemlerine ve eylemcilerine saldıran Erdoğan, "İstanbul'un huzur ve hoşgörü ortamını yok eden, farklı olana saldıran ve kendi düşüncesini bütün ülkeye dayatanlar" bulunduğunu söylerken, zsalonda bulunan bazı kişiler Cihangir'de bir kafeye "ramazan'da içki içiliyor" diye saldıran yobazlardan söz edeceğini sandı. Ama bu kişilerin yanıldıkları hemen ortaya çıktı. Çünkü Erdoğan, içki içiliyor diye Cihangir'deki kafelere saldırı düzenleyerek insanları darp eden yobazlardan değil, Gezi eylemine katılanlardan söz ediyordu.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
"Tüm farklılıkların İstanbul'da ahenk içinde, uyum içinde, huzur içinde birbirlerini tamamlayarak yaşıyor olmaları bu şehrin asıl zenginliğidir, asıl özgünlüğüdür. Bir süredir İstanbul'un bu vasfını tahrip etmek, farklılıkları çatışma unsuru haline dönüştürmek için uğraşıldığını, senaryolar yazıldığını, projeler üretildiğini görüyoruz. İşte son olarak Vezneciler'deki olayı gördük, yaşadık. Bu bizi ciddi manada üzen bir olay olmuştur.
"Açık konuşuyorum, Gezi olayları bir yönüyle de İstanbul'un bu farklılıkları bir arada yaşatabilme kabiliyetine yapılan bir saldırıydı. Kendi düşüncelerini, ideolojilerini, kendi hayat biçimlerini İstanbul'a ve onunla birlikte tüm ülkeye dayatma hevesi içindeki bir grubun yönlendirmesiyle yaşanan bu olaylar en büyük zararı İstanbul'a verdi. Gezi olayları en büyük zararı İstanbul'a verdi. Milletimiz kimin kimin değirmenine su taşıdığını çok iyi biliyor. Kendi kapalı devre dünyalarında yalan yanlış söyleyen bir kamuoyu vardır. Yalanları köpürtmeye başlıyorlar.
"Terörle mücadelemizi, bu meseleyi ülkemizin ve milletimizin gündeminden tamamen çıkana kadar kesintisiz şekilde sürdüreceğiz. Mücadeleyi durdurmak yok. Terörün sadece Güneydoğu Anadolu bölgemizdeki değil, İstanbul'daki kaynaklarını da kurutmakta kararlıyız. Artık bu şehirde hiç kimse yüzü maskeyle, eli molotofla, silahla ortalığa dökülemeyecek, bunu da başaracağız. Güvenlik güçlerimiz, askeriyle,polisiyle, korucusuyla etle kemik gibi birlik halindedir."