İstanbul'da toplu açılış töreninde konuşan AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, rapor sonucu bekleyen EYT'liler için, "Seçim kaybetsek de yokum" dedi.
Erdoğan şunları söyledi;
"Tutturmuş bir EYT, erken emeklilik. İskandinav ülkelerinin hepsi bu sistemle battı. Bizim ülkenin başına da bu erken emekliliği dolayanlar bunun bedelini ödediler. Niçin erken emeklilik? Bırakalım ne zaman emekli olması gerekiyorsa o zaman emekli olsun ve parasını alsın. Erken emekli olduğu zaman ideal ücreti alamayacak hem de ikinci bir iş aramak suretiyle ikinci iş ile işsizliğe öncü olacak. SGK sistemimizin çökmesini istemelerinin tek sebebi kaos ortamından kendilerine siyasi rant devşirme hesabıdır.
Biz bunu yapmayacağız. Arkadaşlarıma söylüyorum. Beni bu yola asla teşvik etmeyin. Milletimin zararına olan bir şeye asla yokum. Seçim kaybetsek de yokum. Bütün dünya bizim sistemimizi kendine uyarlamaya çalışıyor, bizdeki bazı köhne zihniyetler sistemi çökertmek için hinlik peşinde koşuyor."
İSKANDİNAV ÜLKELERİNİN EKONOMİK VERİLERİ
Erdoğan'ın örnek verdiği İskandinav ülkelerinde ekonomik durum nasıl?
Gazetebilkent’ten Ahmet Nihat Demir’in haberi şu şekilde:
İskandinavya, İsveç, Norveç, Finlandiya, İzlanda ve Danimarka’yı yani tamamen Kuzey Batı Avrupa’yı kapsayan ülkelere verilen genel addır. Günümüz dünyasında ve özellikle benim hayal dünyamda “Huzur”‘un hüküm sürdüğü tek bölgedir. Gelişmiş sosyal yapısı, demokratik sistematiği ve muhteşem doğasıyla günümüz yaşam koşullarına kıyasla ütopik bir diyar.
Kapitalizm’in getirmiş olduğu aşırılık, insanları, gelir eşitsizliğinin olmadığı, devletin ekonomiden kazanç sağlamasından ziyade ekonomiye katkı sağladığı ve bunun sonucunda refah seviyesi yüksek bir sosyal hayatı sağlayan sistem arayışına sürükledi. Bu bağlamda hakkı sayılır bir sistem kurmayı başaran Nordik Ülkeleri son zamanlarda ekonomik modelleme konusunda ilgi uyandırmaya başladı. Bu yazımda İskandinav ülkelerinin nasıl sistemleştiklerinden ve bu sistemleşmelerini nasıl sürdükdüklerinden bahsetmek istiyorum.
Temel Dinamikler
İskandinavya Ekonomisini diğer ekonomik sistemlerden ayıran ve refah seviyesi yüksek bir düzenin oluşmasını sağlayan 3 temel dinamik var:
Kamu harcamalarının çok yüksek olması
İşçi kalitesi ve örgütlenmesi
Serbest Piyasa Ekonomisinin aktif bir şekilde uygulanışı
Öncelikle bu maddelerden Nordik Ülkelerinin sahip olduğu Kapitalist Ekonomi Sisteminden vazgeçmediğini fakat bu sistemin yanına Marxist görüşten de belli noktaları uygulamaya çalıştığını görüyoruz. Bu açıdan İskandinav ülkelerini önemli yapan hususlardan biri de tarihte eşine az rastlanır -açıkçası herhangi bir örnek bilmiyorum- bir şekilde farklı ekonomik sistemlerin sentezinden ortaya çıkan bir sistem kullanmalarıdır.
Kamu Harcamaları
İskandinav ülkelerinin çok baskın bir şekilde öne çıkan özelliklerinden biri yüksek kamu harcamaları. Genelde gelişmiş ekonomilerde kamu harcamaları %35-%45 (GSYİH bazında) dolaylarındayken Finlandiya’da %58, Danimarka’da %55, İsveç’te %54 seviyesinde.Eğer biz buna düşük nüfus faktörünü de eklersek asıl sorumuz olan yüksek sosyal altyapı ve istihdamın neden Nordik Ülkelerinde bu kadar gelişmiş olduğunu anlayabiliriz.
Kamu Harcaması
Kamu harcamalarının temel amacı eğitim, sağlık vb. sosyal ihtiyaçların en iyi şekilde sunulması. Sosyal güvenlik sisteminin en gelişmiş olduğu ülkenin Norveç olması (2015), çocukların gelişimi için en uygun eğitim sisteminin Finlandiya’da olması, hem yayalar hem bisikletliler hem de taşıtlar için yapılan üstün ulaşım hizmetleri deyince aklımıza Danimarka’nın geliyor olması temelde bu yüksek kamu harcamalarının bir sonucudur.
Fakat Nordik Ülkelerinde uygulanan sistemin ABD, Güney Kore, İtalya ve İspanya gibi çok gelişmiş olmasına rağmen yeterli refah düzeyine ulaşamayan ülkelerde uygulanamamasının önemli bir nedeni var: Nüfus. İskandinavya’nın yani 5 ülkenin toplam nüfusunu daha net anlamak için basit bir kıyas yapabiliriz: İskandinavya’nın toplam nüfusu Türkiye’nin sadece üçte biri (İsveç: 9,6 milyon, Danimarka: 5,5 milyon, Norveç 5,2 milyon, İzlanda 335 bin, Finlandiya 5,5 milyon).
Kişi Başına Düşen Kamu Harcaması
Devletler az nüfusa çok daha az bir bütçe ile destek sağlayabilir. İskandinav Ülkeleri vadedilen yüksek hizmet kalitesinden dolayı rahatlıkla yüksek vergi sistemini de kullanabiliyor. Hem az nüfuslu olduğu için gideri de az oluyor hem yüksek vergilendirme sayesinde geliri giderine göre çok daha fazla oluyor. Ek olarak, buna demokratik ve düzgün işleyen bir sistemi de eklediğiniz zaman bütçe açıkları oluşmuyor, gelir eşitsizliğinin varlığından söz edilmiyor ve çok iyi işleyen bir birikim sanayisi kuruluyor.
Aslında örnek alınması gereken durumlardan biri ve bence en önemlisi, Norveç petrol kaynağı yönünden zengin olan bir ülke olmasına rağmen Arap ülkelerinde olduğu gibi sistemleşmeden vazgeçmiyor. Düzgün bir vergi sistemi ve kontrollü bir harcama mekanizmasına sahip olduğu için petrolden gelen geliri tasarruf bütçesine ayırıp, ekstra kamu harcamaları yapabiliyor. Norveç Emeklilik Fonu’nun şu an 850 milyar dolara ulaşması tesadüfi bir olay değil.