O dönemdeki İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, işadamları Ali Ağaoğlu, Rıza Sarraf ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir'in de aralarında yer aldığı 89 kişi 17 Aralık sabahı "rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık" gibi suçlamalar ile gözaltına alınmıştı.
DÖNEMİN BAŞKABAKANI ERDOĞAN 'DARBE' OLARAK NİTELEDİ
Dönemin Başbakanı Erdoğan, başlatılan soruşturmayı hükümeti ve ekonomiyi hedef alan siyasi bir operasyon olarak yorumladı ve "darbe" olarak niteledi. Hem Erdoğan hem de AKP hükümetinin önemli isimlerinin yaptığı açıklamalarda operasyonun Gülen Cemaati tarafından başlatıldığı ifade edildi.
OPERASYON 25 ARALIK İLE DEVAM ETTİ
Savcı Muammer Akkaş tarafından yürütülen soruşturmada 96 kişiye yöneltilen suçlamalar arasında 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, ihaleye fesat karıştırmak ve rüşvet' suçlamasında bulunuldu.
Savcı Akkaş, birçok iş insanın da aralarında bulunduğu 41 kişilik gözaltı listesi hazırladı, mahkemeden bazı iş adamlarının malvarlığına el koyma kararı çıkarttı Akkaş, Başbakan Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan için de şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrı evrakı hazırladı. Ancak Emniyet, Savcı'nın talimatlarını yerine getirmedi. 96 şüpheliye yönelik suçlamalar arasında 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, ihaleye fesat karıştırmak ve rüşvet' bulunuyordu. Bilal Erdoğan ifadesini 5 Şubat'ta, soruşturmaya Akkaş'ın yerine atanan yeni savcılara verdi.
25 ARALIK SORUŞTURMASI NASIL SONUÇLANDI?
2 Eylül 2014'te, 25 Aralık soruşturmasıyla ilgili takipsizlik kararı verildi. Bilal Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu 96 şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığı belirtildi. Kararda '96 şüpheli hakkında, örgüt kurmak ve örgüt üyesi olmak suçlarından kovuşturmaya yer olmadığı' ifade edildi.
Ayrıca kararda, soruşturmayı hazırlayanların 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya çalışmakla' suçlanması dikkat çekti. Savcılar, '25 Aralık soruşturmasının hukuki bir soruşturma görünümü altında Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren ortadan kaldırmaya ve engellemeye yönelik bir teşebbüs' olduğunu belirtti.