AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Mayıs seçimlerinden bu yana geçen 14 aylık süreçte Türkiye, ekonomik ve sosyal alanda birçok krizle karşılaştı. BirGün'ün aktardığına göre, Erdoğan’ın seçim zaferinin ardından verdiği vaatlerin yerine getirilmemesi ve ekonomik koşulların kötüleşmesi, kamuoyunda ve kendi siyasi tabanında eleştirilere yol açtı.
Seçim gecesi yaptığı balkon konuşmasında enflasyonla mücadele ve ekonomik refah vaatleri öne çıkan Erdoğan, bu sözlerin gerçek hayatta karşılık bulmadığını gözlemledi. Türkiye’de ekonomik istikrarsızlık artarken işsizlik oranları yükseldi ve yaşam maliyetleri önemli ölçüde yükseldi. Ayrıca, uygulanan politikaların halk üzerinde ek bir mali yük oluşturduğu belirtildi.
İç politikada ise Erdoğan'ın liderlik imajı zedelendi; iktidar içindeki çatlaklar ve kamuoyu yoklamaları, desteğin azaldığını gösterdi. Bu süreçte Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının göz ardı edilmesi ve hükümet eleştirilerine sert tepkiler verilmesi, ülkede hukukun üstünlüğü konusunda kaygıları artırdı.
Türkiye’deki ekonomik göstergeler, dolar kurunun ve enflasyon oranlarının artışıyla olumsuz bir tablo ortaya koydu. ENAG ve Türk-İş’in raporları, enflasyon ve yoksulluğun derinleştiğini, halkın ekonomik zorluklarla başa çıkmakta zorlandığını ortaya koydu.
Son olarak, Erdoğan’ın siyasi stratejileri ve iç politikadaki kriz yönetimi, hem yerel hem de ulusal düzeyde ciddi eleştirilere maruz kaldı. Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi arasındaki gerilimler, ülkenin yargı bağımsızlığına dair sorunları daha da belirgin hale getirdi.