TİP Genel Başkanı Erkan Baş, TBMM Genel Kurulu'nda devam eden bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada, AKP'lileri eleştirdi. Baş, "Bu bütçeye ‘evet’ demek, ‘insan haklarına aykırı faaliyetleri onaylıyorum’ demektir. Unutmayın, insanlığa karşı işlenen suçlar zaman aşımına uğramaz ve mutlaka hesap verirsiniz" diye konuştu.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmelerinde konuştu. Konuşmasına “Halkımızı bu bütçeyi engelleyememiş olmanın mahcubiyetiyle selamlarken, bu bütçenin AKP iktidarı tarafından hazırlanan son bütçe olması için de elimizden gelen her şeyi yapacağımızı bir kez daha ifade ediyorum” diyerek başlayan Baş, bütçede öngörülen 138.9 milyarlık açığa ilişkin geçen yıldan örnek verdi.
‘DAHA ÇOK BORÇ, DAHA ÇOK VERGİ, DAHA ÇOK İŞSİZLİK…’
2019’da 80 milyar açık öngörüldüğünü ifade eden Baş, Berat Albayrak’ın bir süre sonra bu miktarı 125 milyar olarak lanse ettiğini söylerken, 11 ayda 90 milyarın aşıldığını vurguladı. Bunun daha fazla borçlanma anlamına geldiğini belirten TİP Genel Başkanı, AKP’nin ülkeyi şirket gibi yönettiğine işaret ederek, “Borçlanan şirket ne yapar? Daha çok borç alır, daha çok vergi çıkarır, işsizliği arttırır, daha fazla zamla bunları atlatmaya çalışır” dedi.
‘BÜTÇE DİYOR Kİ: YANDAŞ SERMAYE TÜRKİYE’DEN BÜYÜKTÜR’
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından söylenen ve AKP’liler tarafından sıklıkla tekrarlanan “Dünya beşten büyüktür” sözüne atıfta bulunarak, sözlerine devam eden Baş, “Bu bütçe diyor ki; beşli çete, yandaş sermaye Türkiye’den büyüktür” ifadelerini kullandı.
‘İSRAF BÜTÇESİ’
“Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın düzenlediği ve 50 kişinin katıldığı Genç Müslüman Kadınlar İçin Liderlik Programı’na toplam 1 milyon 163 bin TL harcanması” haberini hatırlatan TİP Genel Başkanı, bu haberin “israf bütçesi” söylemini kanıtladığını ifade etti.
Baş, şunları söyledi:
“Bu parayı 50 kişiye böldüğünüzde, kişi başı 24 bin lira para çıkıyor. Yani siz bir işçinin alınteriyle, emeğiyle bir yılda kazandığı parayı, bir toplantı için bir kişiye veriyorsunuz. Sonra da adaletten söz ediyorsunuz.”
‘KENDİ PARASIYLA YAPSINLAR’
Erdoğan’ın ailesinin siyaset yapmasına itirazı olmadığını da sözlerine ekleyen Baş, “Toplumsal sorunluluk üstlenebilirler hiç itirazım yok ama kendi parasıyla yapsınlar. Vatandaşın parasıyla yapmasınlar” dedi.
‘GENÇ KADIN İŞSİZLİĞİNE ÇARE ÜRETİLİYOR MU?’
“Bu kadar para harcanıyor ama yüzde 70’i işsiz olan genç kadınlar için bir çare üretiliyor mu?” diye soran Baş, “Bu parayı gelin buraya kullanalım, bu parayı gelin kadın cinayetlerini önlemek için kullanalım ama gösteriş yapmak için kullanmayalım, şatafat için kullanmayalım” şeklinde konuştu.
‘PARAYLA DEĞİL, MÜCADELEYLE…’
Ülkenin kurtuluşunun kadın liderlerin yaratılmasında olduğunu vurgulayan Baş, kadın liderlerin arttırılması gerektiğini ancak bunun parayla değil, direnişle mümkün olduğunu söyledi. Flormar direnişini hatırlatan Baş, “Bu parayla olmuyor, mücadeleyle oluyor” ifadelerini kullandı.
‘TERBİYESİZLİKTİR’
“Ortada bir Saray hayatı var, bir de bu ülkenin en az yarısını oluşturan emekçilere ödenen asgari ücret var” şeklinde sözlerine devam eden TİP Genel Başkanı, AKP yöneticilerinin asgari ücretle “ne kadar güzel bir hayat yaşanabileceğini” anlattığını söyledi.
Açlık sınırının 2 bin 76, yoksulluk sınırının ise 7 bin 180 lira olduğuna dikkat çeken Baş, şöyle konuştu:
“Ben de diyorum ki; böyle sihirbazlık numaralarıyla ‘şu kadar simit, şu kadar kuru ekmek yersen, et yerine bulgur yersen, yerin dibinde bir oda bir salon evde 5 kişi yaşarsan, aylık akbil bile kullanmadan işe sabahın karanlığında gidip, gecenin karanlığında yürüyerek dönersen, çocuklarını okul sonrası çalıştırırsan bu parayla ölmeden yaşıyorsun’ demek, en hafif tabirle terbiyesizliktir.”
‘BU BÜTÇEYE ‘EVET’ DEMEK İNSANLIK SUÇUDUR’
Konuşmasının devamında asgari ücretin bitkisel yaşam ücreti olmadığına vurgu yapan Baş, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ndeki ‘ücret hakkı’ kısmını hatırlattı.
Baş, konuşmasının son kısmında şu sözleri sarf etti:
“İşçiler bitkisel hayatta mı yaşayacaklar? Yoksa işçiler de sizin gözünüzde insan mı? Bu bütçeye ‘evet’ demek insan hakları suçudur. Bu bütçeye ‘evet’ demek, ‘insan haklarına aykırı faaliyetleri onaylıyorum’ demektir. Unutmayın, insanlığa karşı işlenen suçlar zaman aşımına uğramaz ve mutlaka hesap verirsiniz.”