Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesi kararına ilişkin, "Seçmenin kararı yok sayılarak darbe yapılmıştır. Halkın iradesi gasp edilmiştir. Bunun unutulmasına izin vermeyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
TİP Milletvekili Erkan Baş, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında yoksullaşmanın Türkiye'nin hiç değişmeyen gündemi olarak varlığını koruduğunu ve Türkiye'nin birçok yerinde işçilerin emeklerinin hakkını almak ve uğradıkları haksızlıkları ortadan kaldırmak için mücadelelerini sürdürdüğün belirtti.
Son 5 ayda 5 işçinin yaşamına son verdiğini ifade eden Erkan Baş, işçilerin kendilerini kimsesiz ve yalnız hissetmemelerini ve her zaman onların yanında olacaklarını dile getirdi.
Cezaevlerindeki açlık grevi
Üç partinin genel başkanlarının da aralarında bulunduğu 25 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin 44 fezlekenin Meclise sevkedildiğini anımsatan Baş, "Bizi böyle sindirebileceklerini ve tehditleri karşısında geri adım atacağımızı sanıyorlarsa yanılıyorlar. Bu ülkede eşitliği savunmaya devam devam edeceğiz ve iktidarın bu teskere hamlesine karşı 'hodri meydan' diyoruz." diye konuştu.
HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in sürdürdüğü açlık grevini anımsatan Baş, açlık grevlerinin görmezden gelinecek bir konu olmadığını söyledi. Cezaevlerinde yatan çok sayıda kişinin açlık grevine destek verdiğini öne süren Baş, "Arkadaşlarımızdan 15 kişi bu eylemi ölüm orucuna çevirdi. Arkadaşlarımızın taleplerinin karşılanması için iktidarın gereken adımları atması gerekir. Adalet Bakanlığı ve iktidarın, insanların bedenlerini ölüme yatırdıkları bir süreçte geçen her saniyede sorumluluğunu yerine getirmesi lazım. Arkadaşlarımızın yaşama devam etmesinin yolunun bulunmasını istiyoruz." dedi.
YSK'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin tekrarına ilişkin kararını eleştiren Baş, şöyle konuştu:
"Seçmenin kararı yok sayılarak darbe yapılmıştır. Halkın iradesi gasbedilmiştir. Bunun unutulmasına izin vermeyeceğiz, hesabını mutlaka soracağız. Seçimlere katılacak olmamız bu adaletsizliğin hesabının sormayacağımız anlamına gelmiyor. YSK iptal kararı veriyor ama gerekçeli kararını açıklayamıyor. YSK'nin 200 sayfa civarında bir gerekçe yazdığına ilişkin haberler yansıyor medyaya ama biz daha gerekçeyi göremedik. Ellerinde yasal bir belge ve yasal dayanak yok. Anlaşılıyor ki YSK sadece minareyi çalmakla kalmamış aynı zamanda tüm camiyi çalmış ki gerekçeyi hazırlayamıyor."