Bugün Pazar…
Genel yayın yönetmenliği yıllarımda en çok bugünü severdim.
Çünkü bütün rakip gazete ve gazeteciler pazar siestasında olduğu için, en güzel haber atlatma günü budur.
O rehaveti başarıya çevirir, rakiplere harika bir gol atarsınız.
Nitekim bugün de önümde iki haber var.
Fenerbahçeliler, Fenerli Cem Yılmaz'a neden kızdı?
Önce son günlerin en çok konuşulan konusu Fatih Terim belgeselinden başlayayım.
Fenerbahçe camiası dün geceden beri Cem Yılmaz’ın Twitter’daki bir paylaşımını konuşuyor.
Fenerbahçeli Cem Yılmaz tweetinde şöyle diyor:
“Netflix’te Terim belgeselini izledim. Tavsiye ederim. Duygulu, güzel bir belgesel. Emeği geçenlere teşekkür ederim.”
Tweet yayınlandığı anda ortalık birbirine girdi.
Özellikle Fenerbahçeliler, Fenerbahçeli Cem Yılmaz’a öyle bir yüklendi ki…
Bir Fenerbahçeli olarak bunu anlıyorum.
Anlamadığım Galatasaraylı gazetecilerin tepkileri.
Galatasaraylı Cengiz'e TV100'de ne dedim?
Her çarşamba birlikte TV100’de program yaptığım Cengiz Semercioğlu sıkı bir Galatasaraylı.
Geçen çarşamba programda verdi veriştirdi Fatih Hoca’ya…
Keza Fatih Altaylı…
“Buna belgesel denmez” diye girişti.
Bir başka fanatik Galatasaraylı Rasim Ozan Kütahyalı keza…
Fatih Altaylı’dan bile ileri gitti.
Bense bir Fenerbahçeli olarak Galatasaraylılara hep şunu söyledim.
“Galatasaray tarihinde Fatih Hoca’dan daha büyük bir başarı hikâyesi yazan var mı?
Hatta Türk futbol tarihinin en büyük başarı hikâyesi de diyebilirsiniz.
İki Avrupa şampiyonluğu bu hikâye… Yani öyle bir masal değil…
Ayrıca Milan gibi bir dünya devini yönetmiş.
Katar'daki o kapak buradakilere kapak olsun
Dün arayıp Fatih Hoca ile sohbet ettim.
Kendisi aleyhine konuşanları pek ciddiye almıyor.
“Önümüzdeki günlerde onlara başka bazı şeyleri de hatırlatacağım” diyor.
Bu arada bana bir de haber verdi.
Bu hafta Katar’a gidiyor.
Dünya Kupası öncesi tabii ki bu ziyaret ilgimi çekti.
GQ dergisi onu kapak yapacakmış. Kapak çekimi için Katar’a gidiyorlarmış ve 4 gün kalacaklarmış.
Belgeseli Netflix'te ilk 30 dakikada kaç kişi izledi?
Fatih Hoca’yı işte bu yüzden de seviyorum.
Kendisine yeminli düşmanlarına verdiği tek cevabı “başarısı” oluyor.
Rahmetli Süleyman Demirel ve İngiltere Başbakanı Churchill gibi o da cevabını şöyle özetliyor:
“Hiçbir şey başarının yerini tutamaz…”
Fatih Terim belgeselini yerden yere vurun.
Belgeseli istediğiniz kadar yerden yere vuran lakin başarısını gölgeleyemezsiniz.
Yayınlandığı ilk 30 dakikada 14 milyon izlenme ile rekor kırmış…
Varsa daha iyisini yapacak gelsin…
Ne diyor Fatih Hoca'nın billboardlardaki sözü:
“Hiç bırakmam..Yeter ki bir ihtimal olsun…”
Bu öğleden sonra aldığım çok lüks mekâna davet
Şimdi geliyorum asıl pazar bombasına…
Bugün öğleden sonra Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Utku Rayhan’dan bir mesaj aldım.
Beni çok ilginç bir yerde yemeğe davet ediyor.
İstanbul’un yeni “top lüks buluşma mekânı Mandarin Oriental Bosphorus Otel’de…”
Davetin sahibi Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek…
Perinçek bu İstanbul’un en lüks otellerinden birinin en lüks salonlarından birinde 60 iş insanını 20 kişilik bir heyetle buluşturacak.
Rusya’dan gelen 20 kişilik bir heyetle.
Şam'da Esad'la buluşamayan Perinçek, İstanbul'da kimle buluşuyor?
Rus heyetinin başında Rusya Federasyonu Moskova Hükûmeti Dış Ekonomik İlişkiler ve Uluslararası İlişkiler Bakanı Sergey Çeryomin var.
Bundan bir süre önce Suriye’ye gidip, Esad’la görüşeceğini açıklayan Perinçek nedense Şam’a gidemedi.
Kulis dedikodularına bakılırsa, Ankara’dan birileri bu ziyareti engellemiş.
Çünkü bunu Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetinden “rol çalma” olarak görmüşler.
Ancak Perinçek şimdi daha büyük bir rol çalma işine giriyor sanki.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu günlerde bütün dünyada en başarılı görünen sahasına giriyor Perinçek.
Türkiye-Rusya ilişkilerine…
Adeta “Burası benim saham” diyor. Açık açık rol çalıyor yani.
MİR kartlarının görüşüldüğü hafta o masaya hangi iş insanları oturacak?
O akşam masada hangi iş insanlarının bulunacağını çok merak ediyorum.
Birinin kim olacağını biliyoruz.
Ethem Sancak…
Ötekiler kim olacak göreceğiz.
Türkiye ve Batı’nın MİR kartlarının konuştuğu şu sırada bakalım hangi iş insanları o masada görünmeyi göze alacak?
Perinçek’in şu tarafını da çok takdir ediyorum.
Yıllardır onunla çok zıt görüşlere sahibiz.
Ama hiçbir zaman beni düşman ilan etmedi.
Bana karşı akreditasyon uygulamadı.
Bunu Türkiye’ni ihtiyacı olan bir tutum olarak görüyorum.
Tabii ki ben bütün gazetecilik “Tecessüsümle” orada olacağım.