Ertuğrul Özkök: Paris'te gay evlilik karşıtları 340 bin kişi toplamıştı, burada neden sadece 5 bin kişi t

"Çünkü Paris’teki yürüyüş 'LGBT insanlarına, onların varlıklarına karşı bir yürüyüş' değildi…"

Ertuğrul Özkök, eşinin adına gönderme yapan "Tansu'ya Mektuplar" başlığı altında yazdığı ve "newsletter" olarak paylaştığı yazılarında bugün, İstanbul Valiliği'nin izin verdiği, RTÜK’ün sitesinde, kamu spotu adı altında tavsiye edilen, Yesevi Alperenler Ocağı Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği’ne bağlı Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu’nun LGBTİ+’ları hedef alan “Büyük Aile Buluşması” mitingini yorumladı. 

Paris'te 2013 yılında gay evlilik karşıtlarının yaptığı mitingle Saraçhane'deki mitingi kıyaslayan Özkök'ün "Paris'te gay evlilik karşıtları 340 bin kişi toplamıştı, burada neden sadece 5 bin kişi?" başlıklı yazısı şöyle:

Önce bir saptama… 24 saat arayla… Geçen pazar ve dün… Dünyanın iki ülkesinden iki kadın çok cesur iki çıkış yaptı. Biri Rusya’dan… 73 yaşında…

Rusya'nın Ajda'sı bakın Putin'e ne dedi!

Rusya’nın Ajda Pekkan’ı…Yani süperstarı… Alla Pugaçeva… Instagram’da 4.3 milyon takipçisi var. İşte oradan o takipçilerine ve bütün dünyaya apaçık yazdı. Üstelik Putin 2014 yılında ona devlet nişanı vermişti. Evet işte o kadın, Rusya’da milliyetçi bur fırtınanın kasırgaya dönüştüğü şu gün çıkıp aynen şunu söyledi: “Bu savaş ülkemi bir paryaya çeviriyor ve bütün vatandaşlarımızın hayatını kötüleştiriyor…”

Bir gün sonra Türkiye'de 22 yaşında bir kadın...

Ve ondan bir gün sonra bu defa Türkiye’de gencecik bir pop sanatçısı çıktı… Aleyna Tilki… Bir milenyum kızı… Henüz 22 yaşında… Bu ülkenin, durumdan vazife çıkarıp, kendini "ülkenin ve mahallenin ahlâk muhafızı", "namus bekçisi” ilan eden; gençlerin bir araya geldiği konserleri zorla iptal ettiren, ülkenin dört bir yanında  bir ahlâk terörü fırtınası estiren, 'LGBT karşı miting yapıyoruz' diye insanlara nefret duygusu aşılayan ve üstelik bunun için devletin bazı kurumlarını da arkasına alabilen bu insanlara karşı tek başına ayağa kalktı ve haykırdı:

"Cadı avı başlattınız…"

Evet o erkek muhafızlara böyle ses seslendi  ve devam etti:

"Ama özel güçlerim var…Yaksanız da ölmem…"

Aman Aleyna dikkat, bilmiyorsun bu adamların DNA'larını! 

Yaşı henüz çok genç… Tanımıyor bu adamların genlerini, DNA’larını, RNA’larını… Yakmaya kalkabilirler... Kalkıştılar bu ülkede… Ama o adamların da bilmediği bir şey var. Öyleyse neye güveniyor Aleyna… Bu sorunun cevabını bilmiyorlar.  Bütün dünyanın kadınlarına güveniyor. Çünkü onlar  seslerini yükseltmeye başladılar.

Mahalla ve kasama ahlâkçıcısının cadı tarihi

İran’da başını örtmediği için işte bu kafadaki ahlâk muhafızları tarafından içeri alınıp, resmen öldürülen kadının arkasından İran’ın başı açık, başı örtülü kadınları ayağa kalktı…

Türkiye’deki İranlı kadınlar Atatürk anıtında toplandı. Ahlâkçı erkek tarihi cadı avları ile doludur. Ta Orta Çağ’dan beri isyan eden her kadına cadı deyip kasabaların ortasında yakan zihniyettir  bu.

Şimdi geleyim başlıktaki soruya… Neden 2013’te Paris’te 340 bin kişi vardı da burada sadece 5 bin…

RTÜK sponsorlu miting neden sayısal fiyasko oldu?

Pazar günkü LGBT karşıtı mitingin sosyolojisine bir bakalım. Çok tuhaf bir koalisyon vardı mitingde… Alperen dernekleri ile Aydınlık Gazetesi… İsmailağa Tarikatı ile adını ilk defa duyduğumuz “Cumhuriyetçi Kadınlar Derneği” yan yana kolkola yürüdü. LGBT yürüyüşüne izin vermeyen valilik bu koalisyona anında izin verdi.  Arkalarına devletin valiliğini alan LGBT karşıtları, RTÜK’ten de sponsorluk desteği aldı.

Üstelik bugüne kadar tarikat yurtlarında kız çocuklarına oğlan çocuklarına yapılan tacizlere çıt çıkarmayan bu inanlar, nedense bir anda “aile değerlerini” hatırlayıp, yürüyüşlerine “aile değerlerini koruma” kılıfı geçirmişti.

Acaba miting fiyaskosu sonrası şu soruyu soran oldu mu...

Sonuç_ Tam bir fiyasko..

- RTÜK talimatı ile bu yürüyüşün kamu spotlarını yayınlayan televizyonların büyük bölümü bile bu yürüyüşe itibar göstermedi.

- Merkez sağın ve iktidarı büyük kuruluşları haberlerinde itibar göstermedi.

- Yürüyüşçüler 5  bin militanı bir araya getirebildi ancak. 

Yani tam bir fiyasko… İşte tam bu noktada 9 yıl geriye dönüyorum.

9 yıl önce böyle bir 'aile değeri' yürüyüşüne 340 bin kişi katılmıştı

2013 yılında Paris’te “gay evliliklere” karşı klasik aileyi koruma amaçlı bir miting yapıldı. O mitinge ben katıldım. İki saat boyunca onlarla birlikte yürüdüm, sohbet ettim. O gün meydanda  340 bin kişi vardı.  Şimdi bu mitingi yapanlar şu soruyu kendi kendilerine sormazlar mı? Niye 2013 yılında Paris’te yapılan “gay evliliklere karşı aileyi koruma yürüyüşüne” 340 bin kişi katıldı da, geçen pazar İstanbul’daki “LGBT karşıtı” mitinge bu derneklerden oluşan sadece 5 bin militan katıldı?  

Türkiye’de  insanlar “Aile değerlerine” mi bu kadar mı ilgisiz?

Yoksa düzenleyicilerin yürüyüşü bir nefret gösterisi haline getirmenize mi?

Paris'teki yürüyüşten önce dağıtılan rehberde ne yazıyordu?

Onların soracağını sanmıyorum, lakin ben sorum cevabını düşündüm. 

- Çünkü Paris’teki yürüyüş “LGBT insanlarına, onların varlıklarına karşı bir yürüyüş” değildi… Yani bir nefret yürüyüşü değildi. Onlar gay evliliklerinin resmileştirilmesine karşıydı.

- 340 bin insana mitingden önce dağıtılan “miting rehberinde” bunun LGBT insanlarına nefret saçan bir yürüyüş olmadığı açıkça belirtilmişti.

Mitinge “ateistler”, “solcular”, “Yahudiler”, yani toplumda nefretin zulmünü yaşamış bütün insanlar da davetliydi.

"Yürüyüş sırasında yanda öpüşen bir gay çift görürseniz..."

Bir de şu uyarı vardı:

“Yürüyüş sırasında yol kenarında bir gay çift öpüşerek sizi tahrik etmeye kalkarsa asla tepki göstermeyeceksiniz . Vereceğiniz tek cevap yanınızdaki eşinize veya sevgilinize sarılıp sizin de öpüşmenizdir…”

- Ve en önemlisi de şuydu. Bu miting, toplumun bir bölümünün gösteri hakkını kullanmasıydı. 

Gay evlilikten yana olanlar da bu hakkı onlar kadar özgürce kullanma hakkına sahipti ve kullanmıştı.

- Son alarak, devlet bu yürüyüşe hiçbir şekilde müdahil olmamış, onların RTÜK’ü sponsorluk yapmamıştı. 

Aleyna, "Nasılsın Aşkta" deyince kaç kişi cevap veriyor?

Dönelim Türkiye’ye…

Onlar 5 bin kişiyi bir araya getiremezken, Aleyna Tilki “Nasılsın Aşkta” diye şakı söylediği zaman sadece Spotify’da 41 milyon kere dinleniyor.

Evet onların, korku ve terörle  "cadıların" konserlerini iptal ettirecek kaba güçleri var. 

Ama en kaba güçleri bile o konserlerde sahneye çıkamayan bütün “cadıların” şarkılarının dinlemesine mani olamıyor.

Çünkü “cadıların”, Marvel kahramanları gibi  özel güçleri var…

Çünkü, yaksanız da ölmüyorlar…

Alla Pugacheva ölmüyor…

Putin rejimi bu yaşta da öldüremiyor onu…

Aleyna Tilki 22 yaşında… Sahneden indiriliyor lakin ölmüyor…

Çünkü onlar arta kalan cadıların torunları

Yakmaya kalkanlar, yakanlar kaybolacak; yakmak istedikleri cadılar kalacak. Çünkü onlar cesur… Çünkü onların çok  özel güçleri var…

Şarkı söylüyorlar, öpüşüyorlar, eğleniyorlar, insanların, hayvanların hakları için savaşıyorlar. Çünkü onlar, Orta Çağ’dan beri erkek namus ve ahlak bekçilerinin yaka yaka bitiremediği “isyankar cadıların” torunları…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.