Hürriyet yazarı Yalçın Bayer, "CHP’de Genel Başkan Yardımcılığı yapmış, bu son seçimlerde aday olmamış bir parti büyüğünün bize yazdıklarını aktarmak istiyoruz" diyerek söz konusu CHP'li ismin seçim süreci ve sonrasına yönelik görüşlerine köşesinde yer verdi.
Bayer'in aktardığına göre CHP'li isim, ana partilerinin hepsinin 'tek adam' partisi olduğunu savundu.
CHP'li isim, şunları kaydetti:
1) Ana partilerimizin hepsi ‘Tek Adam’ partisidir. CHP’nin bu yönden AK Parti’den eksiği yok, fazlası vardır.
2) CHP’de Deniz Baykal ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun 30 yıllık Genel Başkanlık dönemlerinde Parti Tüzüğü, 'Genel Başkanınıza verin yetkiyi, görün başarıyı' talepleriyle tam 7 kez değiştirilmiş, 'Parti üyeliğine kabul, il ve ilçe yönetimlerinin görevden alınması, MYK’nın Genel Başkanca atanması, ön seçimin zorunlu olmasının kaldırılması, belediye başkanları, meclis üyeleri ve milletvekili listelerinin atama yöntemiyle belirlenmesi, seçim ittifakı yaptığımız partilere verilecek milletvekillerinin sayısı ve listelerdeki sırasını tayin yetkisi' tabii ki seçimlerdeki rakiplerimiz olan siyasi partileri yenebilmek için genel başkanlara verilmiş. (Bu yetkiler Atatürk ve İnönü’de yok fakat biz 9 seçimdir dışımızdaki rakiplerimizi yenememişizdir.)
Kılıçdaroğlu'nun yenilgileri ve tavırları
3) Mutlak yetkili Kılıçdaroğlu’nun şimdi kaybedince TV’lere çıkarak, gözümüze bakarak; 'Milletvekili listelerine hiç karışmadım, listeler ile ilgilenecek zamanım da yoktu (zaman ayıracağı bundan önemli konu neydi acaba?) demelerine, sorumluluktan kaçmalarına bakmayın siz. CHP Genel Merkezi’nde Kılıçdaroğlu’nun haberi olmadan 'Kalem oynamaz, tuşa basılmaz'. Kılıçdaroğlu’nu Ticaret Akademisi’nden, Maliye’den, SGK ve politikadan tanıyanların, Kılıçdaroğlu için 'Akçalı konularda dürüsttür','Ketumdur', 'İçinden planlı, renk vermez', 'Maksadına ulaşmak için sabırla her tertibi alır', 'İşini bilir, hesap adamıdır' değerlendirmesinde bulundukları bilinmektedir.
4) Cumhurbaşkanlığı adaylığı için yapılan ciddi kamuoyu anketlerinde en fazla 4. ve 5. sıralarda yer yer bulabilen Kılıçdaroğlu’nun, seçilebilirliği kendisinden yüksek belediye başkanlarına 'Belediyedeki işlerini yapsınlar' diyerek, 'Adayların seçilebilirliğini araştırmalıyız' diyenlere 'Kamuoyu anketleriyle mi cumhurbaşkanı seçeceğiz?' tavırları sergileyerek, A. Şener’in ardılı, sahibinin sesi yardımcısına da 'Kılıçdaroğlu aday gösterilmez ise 6’lı Masa dağılır' dedirterek; kendisini cumhurbaşkanı adayı göstersinler diye, 'Dört partiye (38) milletvekilliğini ulufe olarak dağıtan'; 'Dönen dönsün, ben dönmem yolumdan' ısrarlı direnişiyle, Kılıçdaroğlu’nun kendisini cumhurbaşkanı adayı yaptırdığını anlamayan, bilmeyen var mı?
5) Yetkili sorumludur (!) da sonuçta seçim kaybedilmiştir!
Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere parti merkez oligarşisi bütünüyle görevlerini bırakmalı, kurultayı kendilerine göre dizayn etme çabalarına girmemelidirler.
Aksi ‘zihniyet’ ve ‘girişimlerden’ CHP’yi sakınmak ulusal bir görevdir!