Eski İnterpol Dairesi Başkanı Mustafa Aydın, 8 yaşındaki Narin Güran'ın cinayetinde soruşturmanın yanlış bir yerden başlandığını ve basına servis edilen gizli sorgu tutanaklarının vakayı karmaşık hale getirdiğini belirtti. Sözcü'den Saygı Öztürk'e konuşan Aydın, şu görüşleri dile getirdi:
"Bu olayın en garip yönü, hazırlık soruşturması sırasında alınan ifadelerin basına sızdırılmış olmasıdır. Ölümle sonuçlanan vakalarda soruşturma başladığında gizlilik esastır. 8 yaşındaki bir çocuğun neden öldürüldüğü, bunu kimlerin neden yapabileceği gibi sorular cinayet vakasını çözmeye yönelik önemli bilgiler sunar. Bu unsurlar üzerinde iyi bir istihbarat çalışması yapılmalı ve sorgulama stratejisi buna göre belirlenmelidir. Sorguya rastgele insanları çağırarak, cinayeti çözmek yerine vakayı karmaşık hale getirebilirsiniz.
Narin'in yaşadığı köyün sosyal yapısı, inançları, gelenekleri ve etnik faktörleri de göz önünde bulundurulmalı. Soruşturma, bu dar alanda, çocuğun öldürülme sebebi üzerinde istihbari bir yaklaşımla derinlemesine incelenmeliydi.
Sorgulama, kolluğun en zor ve yorucu hizmetidir ve nereden başlanacağını bilmek gerekir. Asıl faili düşündüğünüz kişiyi sorgulamaya başlamadan önce detaylardan giriş yapmak daha etkilidir. Çelişkiler ortaya çıkabilir ve bu çelişkiler asıl failin aleyhine işleyebilir.
Narin’in cinayetinin arkasında iki olasılık bulunuyor: biri cinsel taciz ya da istismar, diğeri ise çocuğun büyükler arasındaki uygunsuz bir olayın şahidi olması. Bu tür bir taciz aile içinde gerçekleşmiş olabilir. Aile dışındaki bir failin bu tür bir suç işlemesi durumunda, töre gereği ortadan kaldırılması beklenirdi. Bu yüzden olayın gizli kalması, ailenin içinde meydana gelmiş olabileceğini gösteriyor. Ayrıca, çocuğun tanık olduğu uygunsuz bir olay nedeniyle delillerin yok edilmesi amacıyla işlenmiş bir cinayet de olabilir. Bu yüzden soruşturmanın ölüm sebebine ve istihbaratla koordine edilmesine odaklanılması gerektiğini düşünüyorum."