Çanakkale'de bir girişimci Fabrikanın atık gazlarının ekosisteme zarar vermeden durdurmanın yolunu buldu. Fabrika bacalarının atık gazlarını ısıya dönüştürdü. İşte Fabrika bacasından çıkan atık gazla ısıtılan çevreci sera...
Çanakkale'nin Çan ilçesinde salkım domates üretmek için kurulan seranın ısıtma ihtiyacı, 4.5 kilometre mesafedeki bir seramik fabrikasının bacasından çıkan atık gaz ile karşılıyor. Çevreci seranın kurucusu ve ortağı Cengiz Genç, "Bu anlamda Türkiye’nin ilk projesi, geçtiğimiz yıl sürdürülebilir iş ödülü kazandı. Çok gururlu ve mutluyuz. Umarız ki hem bölgeye hem de Türkiye’ye önemli bir rol modeli teşkil eder" dedi.
Çan ilçesinde 100 bin dönüm alan üzerinde 44 bin dönüm kapalı alana kurulan ve salkım domates yetiştirilen seranın, bir fabrikanın bacasından çıkan atık gaz ile ısınan tek sera olduğu belirtildi. Çevreci seranın kurucusu ve ortağı Cengiz Genç, Türkiye'de atık gaz ile ısıtılan seralar bulunduğunu, ancak kendi seralarının bir fabrikanın bacasından çıkan atık gaz ile ısınan tek sera olduğunu ifade etti.
Yılda ürettikleri yaklaşık 2 bin ton domatesi hem yurtiçi hem de yurtdışı büyük perakende zincirlerinde ve ihracat kanallarında değerlendirdiklerini söyleyen Genç, "Topraksız tarım yapıyoruz. Ürünlerimizi Hindistan cevizi kabuğunda yetiştiriyoruz. Toprağa ikame edebilen bir malzeme. Dolayısıyla ilaç ve herhangi bir kimyasal kullanmadan, son derece sağlıklı ürünler yetiştiriyoruz. Ana hatlarıyla salkım domatesi üretiyoruz. Bunun yanında 14 çeşit ürünü de deneme olarak kullanıyoruz" dedi.
Çevreci seranın atık gaz ile nasıl ısıtıldığını anlatan Mavruz Tarım A.Ş.'nin kurucusu ve ortağı Cengiz Genç, "Fabrikamız, yani seramız bir seramik fabrikasının atık baca gazıyla ısıtılıyor. Fabrikamız diyorum çünkü seramız aynı zamanda bir sebze meyve fabrikası. Çan’daki bir seramik fabrikasının atık ısısını biz hem çevre faktörleri anlamında hem de bölgeye bir liderlik, önderlik olsun anlamında bu seramızın ısıtılması için kullanıyoruz. Fabrikadaki bacanın içerisine yerleştirilmiş bir ısı transfer ünitesiyle bizim ihtiyacımız olan ve fabrikayla aramızda bulunan boru hattı içerisindeki su ısıtılıyor. Dolayısıyla bir kalorifer tesisatı gibi düşünün burayı. Bu tesisatın içerisinde dolaşan su, aslında fabrikanın bacasından çıkan ısı ile ısıtılmış ve buraya gönderilmiş oluyor.
Çok çevreci bir sera. Türkiye’nin ilk projesi bu anlamda, o yüzden de geçtiğimiz yıl sürdürülebilir iş ödülü kazandı projemiz. Çok gururlu ve mutluyuz. Umarız ki hem bölgeye hem de Türkiye’ye önemli bir rol modeli teşkil eder" dedi. Serada toplam 54 kişinin çalıştığını ve bunların da yüzde 95’ini kadınların oluşturduğunu belirten Genç, "Kadın istihdamı konusunda da pozitif kadın ayrımcılığı yapıyoruz. Bu da bizim için çok önemli bir sosyal sorumluluk" diye konuştu.
Seralarda üretilen ürünlerin ne kadar sağlıklı olup olmadığı konusunu da değerlendiren Cengiz Genç, şunları söyledi:
"Türkiye’de 660 bin dönüm örtü altı tarım var. Hatta 700 bin dönümü bulmuştur büyük bir ihtimalle. Sadece 8 bin 500 dönümü aslında modern sera. Dolayısıyla sera dediğimiz zaman aklımıza örtü altı tarım gelmesin, seralar gelsin. Modern sera tarzı yerler de, su kullanımı, ilaç kullanımı, gübre kullanımı ve istihdam konuları nedeniyle aslında son derece kontrollü ortamlardır. Dolayısıyla sera domatesleri veya sera ürünleri oldukça sağlıklı ürünlerdir."