Faik Öztrak'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Sözlerime başlarken, Kıymetli Hocam, Atatürkçü Düşünce Derneği Kurucu Genel Başkanı, Bağımsız ve çağdaş bir Türkiye idealinin savunucusu, Prof. Dr. Muammer Aksoy'u katledilişinin 32. yıl dönümünde Bir kere daha saygı ve rahmetle anıyorum.
Testinin içinde ne varsa, dışına da o sızar. Türkiye’miz, İçi kin ve nefretle dolu, Oy için her yolu mubah gören, Kibirli bir kişinin elinde, Gülüşünü, neşesini, huzurunu, Ne yazık ki uzunca bir süredir kaybetti. Milletine hizmet yerine, Üstatlarının, “Kininin, öcünün davacısı bir gençlik...” Hülyasının değirmenine su taşıyan, Bu gözü dönmüş zihniyet, Bu kibirli dil; Bugüne kadar, Milleti bölüp, parçalayarak, kutuplaştırarak, Karşısında suni düşmanlar yaratarak, Ömrünü uzatmak için, Her türlü nefret suçunu işledi. İşlemeye de devam ediyor.
Kininin esiri bu zihniyet, Kimi zaman etnik kimlikler, Kimi zaman inançlar, Kimi zaman toplumsal cinsiyet üzerinden, Milletimizi bölüp parçaladı. Bu amaç için, Yeri geldi Kabataş, Yalanlarını tedavüle soktu. Yeri geldi cami mihraplarında, Sanatçıları dillerini kopartmakla tehdit etti. Yeri geldi kendisini eleştirenleri, Vesayeti altındaki yargıya talimat verip Hapse attırdı.
Ve dün, Bu kin ve nefretin vücut bulmuş hali, Çocuklarımıza da musallat oldu. 10 yıldır yattığı hapisten, Babasını kurtarmak için, Kendisinden yardım isteyen bir çocuğumuzu kullandı. Koltuğunu korumak için, Küçücük çocukları istismar edecek kadar, Gözünün döndüğünü gösterdi. Böylesi çirkin bir istismarı, Siyasi tarihimizde görmedik, duymadık. Kin ve nefret şeytanidir, Sevgi ve hoşgörü Rahmanidir. Bu nedenle tertemiz çocuk kalplerine, Kin ve nefret tohumlarının ekilmesini, Asla ama asla kabul edemeyiz.
Koltuğunu kaybetme korkusuyla, Nefretten, kinden, hınçtan medet uman, Siyaseten meflûç bir zihniyetin elinden, Çocuklarımızın tertemiz beyinlerini, yüreklerini, Mutlaka ama mutlaka Kurtarmak zorundayız. Milletimizle birlikte bu nefret dilini, Sandıkta koparacağız.
Ama sandık gelene kadar da, Ailelerimizden bir istirhamımız var. Bu kin ve nefretin, Evlerinize, çocuklarınızın tertemiz dimağına, Ulaşmasına izin vermeyin. Kin ve nefret tohumlarının, Televizyonlardan, radyolardan sızarak, Çocuklarımızın akıllarını karıştırmasına fırsat tanımayın. Ebeveyn kontrolünü elden bırakmayın. O kibirli ses televizyondan duyulduğunda, O kibirli yüz ekranda görüldüğünde kanal değiştirin.
Çocuklarımızı zehirlemesine izin vermeyin. Çocuklarımıza sevgi ve hoşgörüyü öğretin. Çünkü bu toprakların inancında; Sevgi; acıyı bal, Bakırı ise altın eder. Artık açıkça görülüyor ki, Yeniden seçilme umudunu yitiren sarayın kibirlisi, Kin ve nefret söylemlerini, Baskıyı daha da artırmaya kararlı. Kalpleri daha da dağıtarak, Akılların birleşmesini engellemeye çalışacak.
Çünkü biliyor ki akıllar birleşirse: Atanamadığı için yaşamına kıyan, Şanlıurfalı Murat öğretmen konuşulur. Bankalara, Tarım Kredi Kooperatifi’ne, Kredi borçlarına ödeyemediği için, Yaşamına kıyan Ardahanlı çiftçi, Fuat Avşar gündem olur. Traktörüne fiyatı iki kattan fazla zamlanan, Mazotu koyamayan, Bir yılda fiyatı beşe katlanan gübreyi tarlasına atamayan, Borca batan çiftçilerimizin, Perişan hali konuşulur. Yüksek elektrik faturalarına dayanamadığı için, Dolaplarını iade eden bakkalın, Buzdolabını kapatan kasabın, Dikiş makinesini, ütüsünü çalıştıramayan terzinin, Hali sorgulanır.