Merkez Bankası (TCMB), 2024 yılı için enflasyon tahminini %44 olarak revize ederken 2025 hedefini %14’ten %21’e yükseltti. Ancak bu güncellemeye rağmen hane halkı enflasyon beklentisi %64 seviyesindeyken, reel sektör %48 olarak öngörüyor. İktidarın "Faiz sebep, enflasyon sonuç" teziyle şekillenen ekonomi politikalarının sona erdiği iddia edilse de, bu politikaların yarattığı toplumsal travmalar, enflasyonun düşeceğine dair inancı zayıflatıyor.
MALİYE POLİTİKASININ ÖNEMİ
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Maliye ve Para Politikası Araştırmaları Merkezi Direktörü Dr. Coşkun Cangöz, Merkez Bankası’nın faiz kararına ilişkin yaptığı analizde, 2025 yılında maliye politikasının belirleyici olacağını ifade etti. Cangöz, "2025’te bütçe açığı hedeflenen %3’ün altına indirilebilirse, faiz indirimleri başarılı olabilir. Ancak bu başarısız olursa talep artışına bağlı olarak enflasyon riski yeniden yükselebilir," dedi.
FAİZ KARARLARI VE OLASI ETKİLER
Cangöz, faiz indirimlerinin dikkatle yönetilmesi gerektiğini vurgularken, aksi takdirde Merkez Bankası’nın ilerleyen aylarda faiz artırımına dahi gitmek zorunda kalabileceği uyarısında bulundu. ABD’li yatırım bankası Goldman Sachs ise aralık ayında olası bir faiz indiriminin erken bir hamle olabileceğine dikkat çekti.
KISA VADELİ ETKİLER NE OLABİLİR?
Merkez Bankası’nın 26 Aralık’ta açıklayacağı faiz kararı öncesinde, ekonomistlerin olası etkiler üzerine değerlendirmeleri şu şekilde:
- Mevduatın Cazibesi Azalabilir: Politika faizindeki 250 baz puanlık bir düşüş, mevduat yatırımlarını daha az cazip hale getirebilir.
- Kredi Talepleri Ertelenebilir: Tüketiciler ve işletmeler, indirim sürecini takip etmek isteyebilir.
- TL’nin Değer Kaybı Bekleniyor: Faiz düşüşü sonrası TL’nin kısa vadede değer kaybetmesi olası görünüyor.
- Hisse Senetlerine Talep Artabilir: Faiz düşüşü devam ederse, hisse senetlerine yönelim güçlenebilir.